Demokrasilerin en büyük zaafı, anarşiye meyletmesinden kaynaklanır. Bu zaafı önleyemeyen siyasal toplumlar birlik ve beraberliğini koruyamaz.

- Aristo demokrasileri sevmez. ''Toplumdaki hiyeraşinin yok olması, zor devlet işlerinin yapılmasını engeller'' diyordu.

-Platon ''eğitimli ve erdemli olmayan toplumlarda, demokrasi demogoklar yaratır. Demogoglar, sistemi oligarşiye dönüştürür'' diyordu.

-Sokrat, Devleti gemiye benzetiyor. ''Kariyerli bir kaptan olmadan geminin yönetilemeyeceğini, cahil ve bilgisiz kişilerin gemiye zarar vereceğini'' söylüyordu.

M.Ö. 4. Asır Klasik Yunan Dünyasında yaşamış düşünürlerin söyledikleri, değişiklik göstermeden günümüze kadar geldi. Ancak daha az kötüsü bulunamadığı için, modern dünya demokrasileri tercih ediyor.

Çağımızda demokrasilerin en önemli zaafı, parti çıkarını ülke çıkarından üstün tutulması ile başlıyor.

Nitekim, Muhalefet partileri ulusal çıkar ile zerre kadar ilgilenmiyor. Başı HDP çekiyor. Türkiye umurunda değil. Libya konusunda CHP siyaseti ulusal çıkarlar ile bağdaşmıyor.

Muhalefet yanlış da iktidar doğrumu. Hayır, o da devlet ve ülke çıkarı ile bağdaşmayan işler yapıyor. Bunların başında, siyasal toplumda ayrıcalık yaratması geliyor. Ayrıcalıklar o kadar derinleşti ki, ülkenin birlik ve beraberliğine zarar veriyor.

Siyasi iktidar, kariyer ve liyakat yoksunu kişileri devlet kurumlarına idareci olarak tayin ediyor. Daha önce dış işleri kadrolarında bunu yaşadık. Son uygulama Vakıfbank'da yapıldı. Spor'dan başka kariyeri olmayan şahıs, ekonominin önemli kurumu Vakıfbank Yönetim Kuruluna tayin edildi.

Yanlışlıklar, parti çıkarının ulusal çıkardan daha önde geldiğini gösteriyor. Bu durum sadece demokrasiden kaynaklanmıyor. 16 büyük devlet kurduk diye övünüyoruz. Ama, bu devletlerin neden yıkıldığını tartışmıyoruz. Devlet yıkma kültürümüz devam ediyor. Osmanlının son dönemine ilişkin bir örnek yeterlidir.

İstanbul'da görevli paşalar ''Edirne’ye Enver gireceğine, Bulgar girsin daha iyi olur'' diyerek, Balkanlarda savaşan Orduya yiyecek göndermediler. Askerler açlıktan ağaç kabuğu yemek zorunda kaldı. Edirne'ye de Bulgarlar girdi.

Çürüme evrensel kanun. Siyasal toplumlardaki çürüme ''bireyin kendi ve parti çıkarını, ülke çıkarından üstün tutması ile'' başlıyor. Bizim düşmana ihtiyacımız yok. Devlet yıkma kültürümüz devam ediyor.