Libya ile Yaptığımız, Münhasır Ekonomik Bölge Anlaşması, Akdeniz’de çok şeyi değiştirdi. Libya ile Türkiye denizden komşu oldu.

Kıta sahanlığı daha önceden biliniyordu. Denize kıyısı olan kıta ülkelerinin kara sularının dış hattından denize doğru 200 Km mesaf kıta sahanlığı sayılıyor. Kıta sahanlığının ekonomik değerleri, kıyıdaş ülkeye ait oluyor.

Münhasır Ekonomik Bölge ise, 1982 yılında BM kararıyla ortaya çıktı ve Deniz Hukukunun kurallarını belirliyor. Denize kıyıdaş ülkeler, aralarında anlaşma yaparak, Münhasır Ekonomik Bölgeyi belirliyor. Anlaşmanın geçerli olabilmesi için, Birleşmiş Milletlere iletilmesi gerekiyor. Kıta sahanlığı için böyle bir kurala gerek yok.

Doğu Akdeniz’deki gaz kaynakları, Münhasır Bölge Anlaşmalarını gündeme taşıdı. İlk anlaşma, Güney Kıbrıs ile Mısır arasında 2004 yılında yapıldı. Güney Kıbrıs sırayla, 2007 yılında Lübnan ve 2010 yılında İsrail ile anlaşmayı imzaladı.

Tartışma şudur. Adaların Kıta Sahanlığı yok. Kıta sahanlığı olmayan adalar nasıl olur da Münhasır Bölge Anlaşması yapabilir? Bu sorun BM'de 10 yıldan fazla tartışıldı. Sonunda, Güney Kıbrıs’ın yaptığı Münhasır Bölge Anlaşmaları, Mayıs 2019 tarihinde BM'de tescil edildi.

Haklı olarak Türkiye, Libya ile Münhasır Ekonomik Bölge anlaşmasını yaptı ve BM'ye tescil ettirdi. Yunanistan karıştı.

Yunanistan, İsrail ve Mısır ile anlaşma yapmaya çalışıyor. Yapsa dahi, Türkiye ile Libya arasındaki Münhasır Bölge Anlaşması daha önceden tescil edildiği için, geçerlilik taşımayacaktır. Zira, tescilli bir saha üzerine ikincisi kurulamaz.

Türkiye-Libya ile yaptığı anlaşmayı korumak zorunda. Zira, mevcut Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti, uluslararası meşruiyet taşıyor. İsyancı general Hafter, bu Hükümeti yıkar ise, anlaşma geçersiz olabilir.

Türkiye, Libya’ya asker göndermekle doğrusunu yapıyor.