YAZIİŞLERİ

 Kemal ÇEKÜÇ


*MADADAYO, Akira Kurosawa'nın son filmlerinden biridir.

Film,ikinci dünya savaşı sırasında emekliye ayrılan,öğrencileri tarafından çok sevilen bir profesörün yaşlanmasını konu alıyor. Filmdeki öğretmen her yıl doğum gününü eski öğrencileri ile kutlar. Bu kutlamalar sırasında bir gelenek olarak öğrenciler hep birden "mahda kai?" ("hazır mısın?" - ölmeye hazır mısın anlamında) diye bağırırlar, o da "madadayo!" (henüz değilim!) diye cevap verir.

 

***

Zaman kıymetli ve yerine koyamayacağımız tek değer.

O yüzden verimli kullanılması gerekir. Ne der Hz. Mevlana,Dün dünde kaldı cancağızım, bugün yeni şeyler söylemek lazım.” O yüzden düne takılmıyorum, bugüne ve yarına katılıyorum.  Ve o yüzden yeni şeyler için MERHABA, geride kalan kötü enerjinin mümessillerine de MADADAYO diyorum…

 

***

1983 yılından beri yerel ya da ulusal gazetelerin-medya-iletişim ve hakla ilişkiler sektörünün içindeyim. Hayatımın 25 yılı yani çeyrek asrı Ankara’da geçti. Alanımız o zaman farklı da olsa Bekir Coşkun, Emin Çölaşan gibi yazarlarla aynı çatıların altında yer aldık. Zülfü Livaneli’yi, merhum Prof. Kurthan Fişek’i, Muammer Yaşar Bostancı’yı tanıdım. Katledilen hemşerimiz Prof. Bahriye Üçok’u Ordu’da gazetecilik yaptığım yıllarda tanımıştım, Ankara’da katledilişinden bir ay önce koluna girip Kızılay’daki üst geçitten birlikte geçmiştik.  Gazeteci Uğur Mumcu’nun o görkemli veda törenine katıldım…

 

***

Türkiye’nin en büyük OSB’lerinden OSTİM Organize Sanayi Bölgesinde tam 12 yıl çalıştım. Sanayiciyi, üreticiyi, KOBİ’leri tanıdım. CNC tezgâhlarını, üretim bantlarını tanıdım. İmalatı, ihracatı ve katma değeri gördüm. Üniversite sanayi işbirliğini gördüm. Kümelenme denilen güçbirliği modelini duydum. Kaliteye, yeni fikirlere, bölgesel kalkınmaya, kurumsallaşmaya inananlarla birlikte oldum. Zamanınım bir kısmı imalathanelerde, atölyelerde, seminerler ve konferanslarda geçti…

 

***

Neler gördüm neler, kısmını uzatmıyorum.

Ölünceye kadar yeni şeyler öğrenirsin ve asla sonunu göremezsin.

Pes etmedim. İki yıl önce Ordu’ya, yani mesleğe ilk başladığım yere döndüm. Girdiğim gazetedeki ilkyazımda size heyecanla; Haber, yazı, yorum ve röportajların piştiği bu mutfağın gerçek sahibi ve şefi okurlarımızdır. Sizin için pişiriyoruz. Sizlerin talepleri, şikayetleri, beklentileri bize ışık tutacak. Her şey mükemmel olsa zaten medyaya ve bize iş kalmaz, demiştim.

 

***

O coşku tazelenerek devam ediyor.

Ordu Yorum Gazetesi’nden yeni yıl başlarken Ordululara, okurlarımıza ve meslektaşlarımıza bir kez daha merhaba.

Ve iyi yıllar!

 

***

Bunan böyle haberler bizim, yorum sizin olacak…