Ordu ilinin (yeni adıyla ALTINORDU’nun)Selimiye mahallesinde 1935 yılında ve ayni tarihte dünyaya gelen senelerce yamalıktan dikilmiş top koşturan  kıymetli kardeşimi kaybederek düşüncelere dalan biri olarak (gelmiş ve geçmiş hatırlarımız bir sinema şeridi gibi, gözlerimin önünden geçiyor sanki) ismini hatırlayamadığım şairlerimizden biri ne demiş (Hatıralar kocayan dimağların  koltuk değneğidir) diyen şairimiz beni koltuk değneğine bağladı ama 81 yaşındaki hatıralarla yaşayan bizleri ayırdı.Mete kardeşimin arkasından 
Böyle bir yazı yazacağım ne yazık ki aklımın uçuna bile gelmezdi. İnanın gelse bile güler geçerdim. Bu olay bana gelse, Türkiyemizin her zaman gazetecisi olan  Kalan, rahmetli kardeşim kim bilir neler yazardı. 81 senemiz nasıl geçti derseniz bazı zamanlar gülerek geçti, Silivri ceza evinin önünde evinden getirdiği sandalyesinin üstüne oturarak umut nöbeti tutması da gelip geçti ama, delipte geçti.Kardeşim METE İstanbul efendisi, çeltinmen, sevecen, adam gibi adam ve Gerçek bir basın emeklisi,her zaman da gazeteci olarak kaldı.O gazeteci olarak  Doğdu ve öldü, Hayran kaldığım, daima takdir ettiğim iyi bir eş ve aile babasıydı. Ordumuza bir program için geldiğin de bana da bir iki dakikalık röportaj hakkı vererek televizyona çıkarttı. Espri olarak seni bedavadan meşhur ettim diye hep takılırdı. Basın şeref kartı sahibi olan rahmetli kardeşime ‘Allahtan rahmet Sevenlerine, yakınlarına, eş ve dostlarına AKYOL AİLESİNE baş sağlığı dileklerimle, anılarımızı hatıralarımızı asla ve asla unutmayarak nur içinde yat kardeşim METEM. Bir tabir vardır: AT ölür meydan kalır, YİĞİT ölür Senin gibi şanlı şerefli gazeteciler kalır ve unutulamazlar. Bütün insanlar Alçak gönüllüdür. Ama bazıları onu sadece, senin gibi’’YÜKSEK’’insanlara Sunar..Seni kalbi seven Taşkın Yener.Özlem dolu saygılarımla….