Biraz önce Moody's Türkiye raporunu açıkladı. Bu rapora göre, Türkiye 2019 yılını pozitif büyüme ile kapatacak deniyor.

2020 yılında Türkiye'nin yüzde 3 oranında büyüyeceği ön görülüyor. OECD ülkeleri için öngörülen ortalama büyüme hızı, yüzde 2,6 dır. Türkiye’nin onlardan daha yüksek büyüme hızına geçeceğinin söylenmesi, krizin sonlandığını gösteriyor.

İnşaat sektöründeki durgunluğa rağmen, 2020 yılında beklenen yüzde üç büyüme hızının ekonomik anlamını aşağıdaki gibi açıklayabiliriz.

1. Mevcut iş yerleri daha fazla işçi çıkarmayacaktır. Zira, konjonktürün dip seviyesinden ekonomi kurtuldu ve yükselme dönemi başlıyor.

2. Gelecek yıl en az 500 bin kişiye yeni istihdam sahası yaratılacaktır. Zira, yüzde bir büyüme 170 bin kişiye iş veriyor.

3. Reel faizler düşecek ve yatırımlar artacaktır. Yatırımların yönü şimdiden belli oldu. İhracata yönelik olanları, karlı bir dönem bekliyor.

4. Ekonomide yapısal dönüşüm başlamış olmalı. Şimdiye kadar kaynaklar inşaata akıyordu. İnşaatteki durgunluk nedeniyle, boşta kalan kaynaklar ihracata yönelik yatırımları finanse ediyor.

5. İnşaat sektörünün, döviz yutan kara deliğe dönmesinden ekonomi kendini kurtardı. Bundan sonra Türkiyenin cari açık sorunu olmayacak. Dolayısıyla, kur istikrarı yakalanacak.

Yüzde 3 büyüme yeterli mi? Hayır. 4,5 milyon işsizin mevcut olduğu ekonomide, işsizliği azaltmak için daha yüksek büyüme hızını yakalamamız şarttır.

Hükümet ekonomik büyümeyi hızlandırabilir. Bu amaçla, yüksek teknoloji yatırımlarını teşik etmek gerekiyor.