Daha dün İstanbul’da Polisimize, Paris’te Mizahçılarımıza, yine İstanbul’da Sinagog’ta ibadet halindeki İnsanlarımıza olan saldırıları, Irak’ta, Suriye’de eli kesilerek, kırbaçlanarak veya yüksek bir yerden boşluğa atılarak cezalandırılanları, kafası kesilerek, kafasına ateş edilerek öldürülenleri hatırlayın.

Nijerya ve civarında sayısı binleri çoktan aşan palalarla doğrananları, yakılanları; Yemen’de, Afganistan’da, Pakistan’da katledilenleri hatırlayın. Gerçi bu bölgelerde olan katliamlardan ya habersiziz, ya da ilgi alanımızda değil!

Rusya Kuzey Osetya Özerk Cumhuriyeti’nin Beslan şehrindeki okul katliamını hayal meyal hatırlıyoruz değil mi? 1 Eylül 2004’te başlayan işgal, 3 Eylül günü, 783 kişinin yaralandığı, 385 kişinin öldüğü istatistikî bilgisiyle kapandı-gitti!

Bu liste uzar gider. Uzatmayalım.

Yukarıda örneklerini verdiğim tüm bu katliamların düşünsel karşılığı: “dinî argümanlarla!”, din! için yapılan “savaştır!”, “cihattır!”.

Bu haltları işlemenin fetvasını verenler, fetvasını alanlar, bu haltları işlemek için örgütlenenler ve tetiği çekenler, fünyeyi patlatanlar, palayı sallayıp kafayı kopartanlar hep benzer şeyleri fısıldıyorlar, bazen de haykırıyorlar: Allah u Ekber! Bismillah!

Geriye doğru gidiyor ve Peygâmber Efendimiz’in (sav) vefatının peşi sıra ortaya çıkan “argümanların!”, “savaşçı!”, “cihatçı!” akımların!, ekollerin!, mezheplerin! neler olduğunu sıralayalım:

HÂRİCÎLER: Dinî ve siyasî konulardaki aşırı görüşleriyle tanınan fırka.

SELEFİYYE: İtikadî konularda Kur’an ve Sünnet’in lafzına bağlı olan ve te’vili kabul etmeyen ekol.

VEHHÂBÎLİK: Muhamed bin Abdülvehhâb’a (ö.1206/1792) nispet edilen dinî-siyasî akım.

Yukarıdaki üç tanımı alıntıladığım kaynak eser: Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Araştırmaları Merkezi yayını olan İslâm Ansiklopedisi’dir. Paylaştığım, tanımların ilk cümleleriydi. İnternette dijital olarak bu ansiklopedinin tamamına ulaşabilirsiniz.

Yukarıda belirttiğim 3 kavramı birileri birleştiriyor ve karşınızda: Neo-Haricîlik.
Her ne kadar kendilerinin Neo-Selefi olduklarını ısrar ve iddia etseler de, kesinlikle selefi değiller, neo’su hiç değiller!

Neo-Haricîlerin neler yapabildiğine dair başka bir örnek vermek istiyorum:
“Rus ajanlar IŞİD mensubu çocuk tarafından infaz edildi” cümlesini, bilgisayarınızdaki arama motorlarından birinin penceresine yazar mısınız?

Yazdınız mı?
Oturun.
Derin bir nefes alın.
Enter tuşuna basın.
İlk gelen satırdaki linki tıklayın.
Açılan penceredeki video kaydının göbeğindeki play(oynat) tuşunu da tıklayın!
….
Empati yapar mısın? Dizlerin yerde, ellerin arkadan bağlanmış!

Empati yapar mısın? Tepeden tırnağa silahlısın ve infaz kararını tebliğ ediyorsun!

Empati yapar mısın? Tetiği çeken çocuk sensin! Veya evladın!

Veya şükredelim 3 pozisyonda da değiliz.

Peki.
Televizyondaki haberlere, pencereden dışarıya, avluya, evladımıza, kendimize bakınca ne görüyoruz?