KESK Ordu Şubeler Platformu üyeleri tarafından Ordu’nun Altınordu ilçesi Ceren Özdemir Meydanı’nda 6 Şubat depreminin birinci yıl dönümünde ortak açıklama yapıldı.

KESK Ordu Şubeler Platformu üyeleri  adına açıklama yapan KESK Ordu Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Nursen Kaymaz şu ifadelere yer verdi:

“Yaşanan felaketin ve yıkımın büyüklüğünü anlatmaya sözcükler yetmedi. Cümleler boğazımızda düğümlendi, yüreklerimiz yandı. Aradan bir yıl geçti ama ne yasımız bitti, ne acımız ne de öfkemiz dindi. Ülkemizde onlarca deprem, yıkım, felaket yaşandı. Bunlar yaşanmadan yıllar önce bilim insanları, meslek odaları defalarca raporlar hazırlayarak uyarıda bulundu.  Ayrıca devletin hazırladığı resmi raporlarda da hep aynı şeylerin altı çizildi.

Bu raporlarda neler söylendi:

1-“Deprem öngörülemez, bilinemez bir doğa olayı değil. Bu ülkenin bir gerçeği” denildi.

2-“Deprem kaçınılmaz bir olay. Ancak depremin ağır sonuçlarından kaçınmak mümkün.” denildi.

3-“Depremin ağır sonuçlarından kaçınmak için gerekli bilgimiz, insan kaynağımız, hukukumuz, kurumsal yapılarımız var. Yeter ki bunları işlevli hale getirelim, gecikmeden derhal önlem alalım.” denildi. Hatta 6 Şubat depreminden bir buçuk yıl önce Temmuz 2021’de TBMM Araştırma Komisyonunca hazırlanan raporda da tüm bunlar bir daha tekrar edildi. Tüm bunlara rağmen ülkeyi yönetenler ne yaptı?

1999 depreminin ardından dönemin cumhurbaşkanı Demirel “Altımız çürüktür ama yine de bu altın üstünde yaşamaya mecburuz. Bu depremden çok şey öğrendik.” demişti. 24 yıl sonra yaşadığımız 6 Şubat depremi ise üstümüzün yani mevcut devlet organizasyonunun altımızdan çok daha çürük olduğunu gösterdi.

Kızılay’ın çadır satmasını unutmadık

Yakınlarımızdan haber almak için çırpınırken devreye konulan bant daraltmalarını, internet kesintilerini unutmadık. Depremin yaşandığı illerde henüz 24 saat dahi geçmeden OHAL ilan edenleri, çaresizlikle kıvranan, derdine derman arayan depremzedeleri ”Kimse kalkanları kaldırmayacağımızı zannetmesin.” tehdidiyle susturmak isteyenleri unutmadık. KESK Olarak yüzlerce gönüllümüzle deprem bölgesine gitmeye çalışırken önümüze konulan engelleri, sadece bizim değil muhalefet partilerinin, STK’ların yardımlarının depremzedelere ulaştırılmasına engel olanları unutmadık. Kızılay’ın çadır satmasından, yardımları zimmetine geçiren yetkililere kadar uzanan rezaletler zincirini unutmadık. Aradan bir değil, yüz yıl geçse de bu acıları bizlere reva görenleri unutmayacağız.

Vatandaşlar önlem alınmasını bekliyor

Milyonlarca insan adeta konteyner kente, çadır kente dönüşmüş şehirlerde kaderine terk edilmiş durumda. Barınma, sağlık, beslenme ve eğitim sorunları başta olmak üzere, en temel ihtiyaçların dahi karşılanmasındaki sorunlar sürüyor. Milyonlarca insan sizden resmi törenler düzenleyip, nutuklar atmanızı değil, başını sokacak bir çatı istiyor. Milyonlarca insan sizden yaşadığı acıları istismar etmenizi, yerel seçim yatırımı olarak kullanmanızı değil, temiz su, sağlıklı beslenme, nitelikli bir eğitim istiyor. Yoksulluk ve çaresizlik kıskacındaki milyonlar sizden” zorunlu kamulaştırma” adı altında topraklarına çökmenizi, yüzlerce yıllık zeytinlikler yerine binalar dikmenizi değil, en azından depremden etkilenen evlerinin yapı denetim masraflarını karşılamanızı istiyor. Milyonlarca insan sizden 6 Şubat depremini “asrın felaketi” olarak yutturmaya, “kader” olarak göstermeye çalışmaktan vazgeçmenizi, olası depremlere karşı bir an önce önlem almanızı bekliyor.” Haber merkezi

                                                                                                                                                                                               

Editör: Soner Özdemir