Toplumda saygın yerleri vardır. Öğretmen deyince ana kucağından daha Yeni çıkmış 7 yaşında çocukları’’ eti senin kemiği benim’’ diye bilgisine, eğiticiliğine, yol göstericiliğine bırakılacak insan akla gelirdi. Öğretmen Baba’dan ve anne’den önceydi. Öğretmen, öğrencisine sinirlenip kızsa; ‘’vurduğu yerde gül biten’’ insandı. Peşlerinden kabalık ailesini sürükleyerek, çok az maaşlarla, ülkenin geri kalmış bölgelerine giden namuslu kişiliklerdi. Öğretmeni hırpaladılar, ötekileştirdiler, ülke kaybetti, yoz bir toplum olduk, yobazlığa gömüldük. Öğretmen deyince şimdi akla ‘’atama ve yer değiştirme” geliyor. Bir de “atama bekleyen ve atama Kurası çıkınca sevinçten ağlayan” okul bitirmiş genç işsiz öğretmenler ordusu…300  bin işsiz öğretmen (atama bekleyen) var Ve buna her yıl 50 bin işsiz öğretmen daha katılıyor. Böyle giderse 10-15 yıl içinde işsiz öğretmen sayısı 1milyonu geçecek.

Bugün 24 Kasım Öğretmenler günü… Ulu Önder Mustafa Kemal  Atatürk’e Millet Mektepleri tarafından ‘’Başöğretmen ‘’unvanının Verilişinin yıldönümü… Peki, Mutafa Kemal Atatürk’ün, “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak ÖĞRETMENLERDİR’’ diyerek verdiği değeri gösterdiği öğretmenler ne durumda? Öğretmenler borç içinde yaşıyor, kendilerini özgür hissetmiyorlar. Gösterilerle, içi boş süslü nutuklarla hiçbir yere varılmaz ve hiçbir şey elde edilemez. Yuvarlak sözler hiçbir şeyi çözmez. İstenen sonucun ne olduğu ve neler alınıp verilerek sağlanacağı açıklanmadan benimsenmesi olanaksızdır. Bu günde görülüp, aşikâr olduğu gibi, yaz boz tahta sına dönen, Cumhurbaşkanımız ve ilgili Bakanımızındı tasvip etmediği bir sistemle ne kadar devam edilecek şimdilik bilinmiyor sonu hayırlı olur inşallah.

24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle Başöğretmen Atatürk’ü özlem Ve saygıyla anıyor, tüm öğretmenlerimizi yürekten kutluyor, durumlarının onurlarına uygun düzeye getirilmesini istiyoruz.  

Hepinizin ellerinden öperim Çünkü: EN BÜYÜK GARANTİMİZ SİZSİNİZ ÖĞRETMENLERİMİZ.