ORDUSİAD ve Ordulular Birliği Hizmet Vakfı Üyeleri, Prof. Dr. Tarık Yarılgaç’ı ziyaret etti, diye başlayan ve yemekle ‘taçlandırıldığı’ haber verilen ODÜ bülteninde üniversite sanayi işbirliği için bir somut adım mı atılmış, diye baktık.

Yok öyle bir şey.

 

Gördüğümüz kadarı ile literatüre bile hâkim olmayan ORDUSİAD yaklaşımına ve ifadelere karşın Rektör Prof. Yarılgaç kısa ve soyut bir atıfta bulunmuş:

“Üniversite-sanayi-toplum işbirliği içerisinde programlar ve planlamalar yapmak ve bunların yerel, bölgesel ve ulusal kalkınmaya faydası düşünülerek kalite standartlarının üstünde projeler üretme önceliğimizle işbirliklerine her zaman açığız.”

Diğer değinmeler biraz yemeğin sosu gibi olmuş.

Belki platform uygun değildi ama bir Üniversite yönetiminin bu konu gündeme geldiğinde somut veriler ve öneriler ortaya koymasını beklerdik.

Ama dostlar alışveriş yapmış.

 

Hükümetin sık sık vurguladığı 2023 hedefi var. Geçtiğimiz günlerde Başbakan Ahmet Davutoğlu devlet-üniversite-sanayi işbirliğinin 2023 hedefini yakalamak için şart olduğunu vurguluyordu. Ama bu vurgunun karşılığını Ordu’da göremiyoruz.

Bir rektörün, bir sanayici ve işadamı derneği heyetinin bir araya geldiği ziyaret ve yemekler ‘birbirini ağırlama’ ve karşılıklı iyi dilekler bildiriminin ötesine geçmeli. ORDUSİAD heyetinin akşam verdiği dayanışma yemeğinde Ordu Valisi var, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı var, Altınordu ve diğer ilçe belediye başkanları var. Yani bölgesel kalkınma ile üniversite sanayi işbirliğinin potansiyel aktörleri (OTSO hariç) bir arada.

Peki, somut bir projeye ilişkin adım var mı?

Yok öyle bir şey.

 

Ordu’nun ekonomisinden, kalkınmasından ve yönetiminden sorumlu olan yerel aktörler tribüne oynamaktan vazgeçmeli. Gerek bölgesel, gerek ulusal düzeyde rekabetin bu kadar yoğun ve sert olduğu ortamlarda ‘suyuna tirit’ işler yapmayalım. Gördüğünüz gibi kimi insanlar canına kıyıyor. Bazıları Ordu’yu terk ediyor. Belediye başkanları üç kuruş daha gelir için adeta yeniden nüfus dilenciliği yapıyor. Eğitim sıramız, işsizlik oranımız ve istihdam koşullarımız ortada.

 

Bu arada canını dişine takarak üretim yapan, istihdam yaratanları da rencide etmeyelim.

“Ne yapalım bizim elimizden bu kadarı geliyor” diyenler ve yerlerini saltanat sürer gibi koruyanlar, “çok şey yapılabilir, yeter ki ciddiye alıp çalışalım, mazeret değil çözüm üretelim” diyenlere bırakmalı.

Bir de şu Ordu Ticaret ve Sanayi Odası içindeki ikili yapı ve açıkça görülen soğuk savaş düzeni bozulsun. Sanayi bir odada, ticaret başka bir odada toplansın. Çünkü görülen o ki taraflar birbirlerini dibe çekmeye çalışıyor. Ordu Büyükşehir olduğu için 19 ilçenin potansiyeli her iki odanın da bağımsız tüzel kişilik oluşturmasına yeterlidir. Statüyü belirleyen TOBB bu konuya çözüm bulabilir.

 Özetlersek Ordu’nun kalkınması için kullanılabilecek organizasyon güçleri birbirini törpülemeyi bırakmalı.

 

***

Bu gidişatla işbirlikçilik olur da işbirliği olmaz.

Ne derler:

Ya bir yol bul,

Ya bir yol aç,

Ya da yoldan çekil!