“Pardon “demeyeceğim, ben ciddi bir siyaset adamıyım.”
Evet,yukarıda ki cümleyi dillendiren,gerçekten mi bilinmez ama ciddiyet sahibi olduğunu söylüyor ise,öyledir diyecektim.Velakin devamın da kuşkum kalmadı. “Siyasi bir durumdu” dediğinde ,işte dedim.Baklayı ağzından çıkartmak denilir bu duruma diyerek tasdik ettim.
Yaşadığımız süreçlerde,yaşadığımız olaylar ve durumlar karşısında “pardon” kelimesine yer verebildik mi diye düşünmeyen insanlardan birisiyim.Yani;ben ,pardon diyenlerdenim.Pardon..!
Çocukluğum bir Ana-dolu kasabasında geçti.İlkokul sonrası,kasabamız büyüdü adına şehir denilen bir kasaba halindeydi.Orada;Tostcu Gündüz ağabeyimi,Bolkepçe lokantası ünvanına sahip olan bol yürekli Ali Melikoğlu amcamızı,yazmanın tik-tak oluşumuyla mesleğini icra eyleyen ;Arzuhalcı Teyfik Felek gibi değerli bir insanı tanıdım.Sait-Çetin Varol isimli kardeşler ile dostluk kurup,Çifte fırın olan markayı ve ilk öğrenci yurdu deneyimimi kazandım.Kırsalın sözler dizimi olmuş olan ,bazı kelimelerden arındım ve şirin Ana-dolu şehrinin içerisinde,Sinema-tiyatro-dernek-parti-örğüt gibi ,leğal ve illeğal faliyetlerin ne olduğunu öğrendim.polis jopunu tattım,kovalamanın kovalayan tarafından tutuklama,kovalanan açısından firar olduğunu bildim.O,günden sonra ise,kovalananlardan birisi olmanın ne demek olduğunu hiç unutamadım.Kovalanmak ayni zamanda düşünmek anlamına geldiğini öğrenerek ,sahiplenmenin,kavganın,onurun,isyanın,eğemenliğin,özğürleşmenin,tektipleşmeye karşı isyanın adı olduğunu gördüm.Kendince oluşturulmaya çalışılan bir dünyanın deniz kenarlarında oluşturulan kum şatolarından farklı olabileceğini de tanıdım.Bedellerinin ağır olabildiğini yaşamanın var olduğunu bildim.Velakin;Hastalık derecesine ulaştığındaysa tam anlamlı fanatik olmanın en güzeli olduğunu kavradım.İşte ,bazen pardon demeliydim mi acaba düşünmeye başladığım olmadı da değil hani...
Düşünürken zamanı boşa harcıyorsun diyen dostlarıma,arkadaşlarıma ,hele bir duralım,mola verelim dediğimi hatırlıyorum.İşte ,o zamanlarda ;pardon yaşamaktaydım.O,pardon anlarımın bir çok aşamasında pusudan kurtulduğumuzu daha sonraları anladık,anlatıldı.Oysa içimizde ,yada dışımızda oluşturulmuş ,Mihraklar ile nereye kadar gidebileceğimizide öğrenmeye başlamıştık.Pardon bir anlamda kendimizi sorgulamak anlamına geldiğini de öğrendik.Bir şeyi ise hiç terddüt etmeden savunduk.Bizler,Siyasi düşünen,siyasi bir kavga veren ve siyaseten karşınıza çıkartılmış olanlar olarak;Siyasi haklarımızı istiyoruz.Buralarda sizler bizleri yaptıklarımızdan önce düşüncelerimizle,yapacaklarımızla yargılıyorsunuz,yargılamanız sonucunda yine siyaseten cezalar vereceksiniz dediğimizde ise,karşımızda ki anlayış sahipleri tek cümle kurdular.Yargılanacak ve cezalandırılacaksınız...Pardon..! Dik dur adam ol kelimesini “Devrimci”ye dönüştürdük.
İşte,o günden sonra hayatlarımızda ki,pardon kelimesi;Af-Pişmanlık yasası olarak bilinen ceza infaz yasaları,topluma yeniden kazandırılma aldatmacası,toplumdan soyutlama gerçekliğiyle birlikte kol kola ,diz dize ve fikir birliğiyle yürütüldü,aşıldı,ıslanıldı velevki öyle olsun diye de;Parçalanma,ıslah edilme,yok hükmüne çağrılma,anlayış olarak değiştirmeye,dönüştürmeye,uzun yıllardır var olan anlayışı yıkmaya çekildi ve pardonun devamı olan,Siyasi duruşla eşleştirildi.Bizden onlara kocaman bir pardon..!Haklısınız, takiyeci anlayışlarınıza zemin hazırladık,hak-hukuk diyerek dinledik.Affediniz demenin sırası şimdi bizdeyse,biz kendi düşüncelerimiz ve öncümüz olanlara PARDON diyoruz.Pardon..!