"Çocuğum bir şey isteyeceğiniz,yada söyleyeceğiniz de parmağınızı kaldıracaksınız.(!).."
Her öğrencinin ilk öğrendiği "Ferman" bu olurdu.Ve,bir çok öğrencinin tadına varmak için de parmağını kaldırdığını,eğlencelik bir iş olarak baktığına tanıklık ederdik.
Öğrenciliğimizin çocukluktan ergenliğe doğru devşirdiği yıllarda ise parmak kaldırmanın şeklini birazcık yataya ve elimizin iç kısmının daha da açılmak durumu ile başka bir işaret gösterebileceğini öğrendik.
Bir parmak nelere kadir olabileceğini anlamaya ,görmeye,işaret basmaya kadar varabilirdik. Ne olacak canım,Ha dikey ha birazcık eğik yada tam kendisini birilerine ispat ettirecek kadar ileri giderek,Ben buradayım ve bir parmak değil iki elimin tüm parmakları olmadı ayaklarımı kaldırıp hatta hamut dahi oluşturabilirdik
Yeter ki,Söz Milletin olsun..!
İlk parmak kaldırmayı seçtiren,öğreten ve izahat etmek suretiyle de yanlış kullanım alanından çekmeye çalışan Öğretmenlerim şimdi ayni öğretiye devam ediyor musunuz..?
Geçen gün haber kanallarında Öğretmenlerin kendi alanlarında yapılan sınavda nasıl başarısız kalındığından bahsediyor ve Öğretmen atamaların yapılamayışının "Günah keçisi" yine Öğretmenler oluyordu.
Bir Öğretmen,Eğitimci,Öğrencisi olan ve en iyi eğitimin verilmesi için de tüm maddi ve manevi varlığını bu konuda harcamayı seçmiş olan bir veli,kişi olarak vicdan azabı duydum.
Ben ve bizlerde mi Öyleydik..?
Lise öğrenimi sonrası katıldığımız Yüksek okul ve fakülteler bizleri yetiştirmekte "Ham" mıydılar,Bizler görevli olarak gittiğimiz Anadolu köylerinde İnsanlarımızın yanlarında kalabildik mi,Kaç öğrencimiz o günlerden bu günlere eğitim ve Emek yolunda bizleri hatırlayarak geldi ve başka çocukları bu yollarda yetiştirmeye çalışıyorlar?
Kaç Öğretmen arkadaşımız bu davada ben geri kalmadan ;Eğitim,Aydınlatma ve gerçekten ;Demokrasi sevdalısı,Eğitim Ülküsü ve Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN "Medeniyet" utkuna yakın duruyor acaba diye sordum ve sormaya devam edeceğim.
Derme çatma binalarda,sırasız ve zeminsiz sınıflarda,soğuk ve ayazın iliklerimize işlediği,Battaniye ve Yatak yorgan eşliğinde öğrencilerimiz ve Veliler olan bizlerin dostları o yüce değerli kişilere neler verdiğimizi ve karşılığında "Taktir" olarak ne kadar Sürgün,Kıyım,Atama,eziyet ve işkenceler içinde kalarak bedenler bıraktığımızı,Kendi alan bazlı sınavlarımızı geçebilmek,aldığımız sorumluluğumuz gereği oluşturulan Özlük ve örgütlenme hakkımız Dernek,Lokal ve Sendikaların gece yarısı operasyonlara,ölüm ve saldırılara ve yazılan kitap ve kalemlerimizle sokak ortasında ,dar alanlarda ,Taksim ve nicelerinde ;"Hain Tuzaklarda/Kan uykularda" mısralarına konuk ,"Sabah çıktım Okul yoluna/Zalim Faşist Pusu kurmuş yoluma" dizeleri meydanlarda kaldı,Bedelse bedel hiç bir şeyi edersiz verilmediği bu ülkede en ağır bedeli sen ödedin,biz ödedik ÖĞRETMENİM..!
Seni şimdi başarısız gösteren anket,araştırma ve her türlü haberin içine tükürmen gerekiyor Sevgili Öğretmenim.
En başta kendine "İğneyi " batıracaksın desturunca da ve bu dönemde hiç okumadan önlerine sürülen kağıtlar ile "İmza"la bakayım Fermanına uyan parmak kaldıranları lanetleyip,üzerinde ki haklardan dolayı ;Helal etmiyoruz diyebildiğiniz de başarmış olarak yeni gün ve özgürlükler dünyasına uyanacaksınız Öğretmenim,
Şimdi parmağın ne işe yaradığını göster Ey Mustafa Kemalin güzel çocukları,"Yeni nesil sizin eseri olacaktır" inancını koru ve Fermanı yırt,parçala at Canım Öğretmenim...
Sen bir Ana,
Sen bir Baba,
İşte o zaman olacaksın....
Sevgi ve saygılarımla...