Geçen hafta siyasi olaylardan küçük bir nefes alacak kadar bir ara bulduk. Ve ”Ramazan Sohbeti-1 yazımızı yazdık. Şimdi de küçük bir ara daha bulduk ve” Ramazan Sohbeti-2” yazımızı yazıyoruz
Geçen hafta aynen yazımıza şöyle başlamıştık. 
Ramazan özel bir aydır ama ayni zamanda Müslümanlık için bir toparlanma iyiye doğruya gitmek için eksiklerimizi gidermek için Yüce Yaratanın bahşettiği fırsat ayıdır. 
1-Yüce dinimizi öğrenmede ve uygulamadaki eksiklerimizi varsa gidermek için okumak. Okumanın bir alt sınırı vardır. Üst sınırı yoktur. Alt sınırı “En az düşman kadar okumaktır”.  En az düşman kadar okumayan bir Müslüman eksik Müslüman’dır şüphesiz.
2-İkincisi ise ellerinde olmaksızın günah işleyen Müminlerimizin tekrar günah işlemelerini önleyecek onları günah işlemeye yönelten veya zorlayan sosyal ve ekonomik yanlışları düzeltmek eksikleri gidermek üzere gerekli mücadeleleri vermek. Bunun için ilk şart Tüm Müslümanların gücü ve kudreti olan bütçemizi DENK yaparak ayağımızı yorganımıza göre uzatmaktır. Açık bütçe yaparak para basmak ve paranın değerini, düşürerek bütün Ümmet-i Muhammet’in fakru zaruret sürüklenmesine seyirci olmamaktır.
Buna ek olarak da bilgi eksiğimizi gidermek için bilim temeline dayanan ve düşmanlarımızı yenmemiz için en az onlar kadar bilim ve teknolojiyi öğrenmemiz demek olan Laik eğitime dönmektir.
 
Yüce dinimizin ilkelerini yeniden yazarsak bunun doğal olarak böyle olmasının gerektiği kendiliğinden ortaya çıkar.
 
Bilim Çin’de bile olsa gidip alın –“ OKU’ yun- Beşikten Mezara bilim okuyun -Hiç ölmeyecekmiş gibi çalışın.  
 
 İnsanların keyfine göre Müslümanlık olmaz. Müslümanlık ilimde ilerlemekle okumakta ilerlemekle ve bütün insanların karşılaştıkları sorunların çözümünde onların yanında yer almakla ve insanların barışı mutluluğu için mücadele etmekle bunlar için eserler vermekle mümkündür. 
 
En büyük Türk makamında oturan kişi dün dedi ki: Müslümanlık barış dinidir. El hak doğrudur. Ama bir şartımız vardır. Bir zamanlar fındık reklamı vardı. “Her gün Bir avuç fındık iyi gelir. Ama yerseniz.” deniliyordu. Müslümanlık şüphesiz ki bir barış dinidir. Barış olmayan yerde barışa ulaşma dinidir. Ama siz Müslümanlık yaparsanız öyledir. Şimdi en büyük iki Müslüman'dan  ikincisine soralım bakalım. Bu gün için ne diyor. Müslümanlık var mı yok mu?
Enflasyon politikası iktidarın daha ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatından düşürerek 1952 sonbaharı başlarında memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz. İsmet İnönü. Siz enflasyon politikası izleyerek memleketi tam manasıyla iflasa sürükleyeceksiniz ve sonra diyeceksiniz ki” İslam dini barış dinidir”  İflas ettirdiğiniz insanlar sizinle nasıl barışık olacaklar. Bugün yaşadığımız iç ve dış kavgaların temelinde İslam dinine uymayan, bilime uymayan tarihten alınan derslere uymayan insanların ceplerinden paralarının sofralarından yiyeceklerinin alınması demek olan açık bütçe ve enflasyon politikası yatmaktadır. Müslümanlık bunun böyle olduğunu dahi bilemeyecek kadar cahillerin yapacağı şey değildir.  Siz DENK bütçe yapmak gerektiğini anlayamayacak kadar gaflet dalalet içinde olacaksınız. Müslümanlık barış ve hoşgörü dinidir diyeceksiniz. Ama siz hiçbir zaman Müslümanlık bilim dinidir. Beşikten mezara bilim okumak bilim Çin’de bile olsa gidip almak dinidir. Demeyeceksiniz. Diyenleri de süründüreceksiniz. Hem Müslümanlığın temeli olan bilimi yaptırmayacaksınız hem de bilim yapan Müslümanlara savaş açacaksınız. Bu nasıl bir barış dini anlayışıdır. Gelin Müslüman Türk milletine anlatın.
 Siz 14 Mayıs 1950 de başa gelen dâhili ve harici bedhahların yaptıkları gibi “ Durmak yok yola devam” diyerek bir adet simidi 1.000.000 TL ye bir adet ABD dolarını 3.000.000 TL ye getireceksiniz dünyada barış adası haline gelmiş Türkiye Cumhuriyetini bir savaş meydanına döndüreceksiniz. Sonra da diyeceksiniz ki:” Müslümanlık barış dinidir.”  Müslümanlık elbette barış dinidir. Ama siz Müslümanlığın temeli olan bilim yolundan giderseniz öyledir.
 Çünkü Müslümanlığın yüceliği ve güzelliği bilim dini oluşudur. Bu nedenle geçen haftanın sözlerini tekrar yazıyoruz.
 İçtenlikle yapılmayan dua ve ibadet bilimim sağlayacağı başarı ve mutluluğu insanlara veremez. 
 İçtenlikle yapılmayan dua ve ibadet bilim hizmetinde kazanılan sevaplar kadar sevabı insanlara veremez. 
Hiçbir beddua düşmanlarımıza karşı savaşırken bilimin gücünden daha etkin olamaz.
 Selam sevgi ve saygı ile. Allaha emanet olunuz.