Türkiye sanayi toplumuna dönüştü. Sanayi üretiminin ulusal hasıla içerisindeki yeri artıyor. Tarımsal üretimin yeri ise azalıyor. En önemli gösterge ihracattır. Toplam ihracatın yüzde 94'ü sanayi ürünlerinden oluşuyor.

Bir ülkede, toplam tüketimden arta kalan ürün ihraç edilebilir. Demek ki, Türkiye'nin ihraç ettiği sanayi malları üretimi, tüketimini aşıyor. Bu nedenle, ülkede üretim yapılmıyor söylemi, ekonomik gerçekler ile bağdaşmıyor.

Sorun, teknolojik ürünler ithalat ve ihracat dengesinden kaynaklanıyor. Toplam ihracat içerisinde yüksek teknoloji ürünlerinin payı yüzde 3 civarında. İthalat içerisindeki payı ise yüzde 15 civarındadır. Yüzde 12 gibi yüksek bir rakam aleyhe işliyor.

Türkiye, teknolojik ürünlerden doğan, ithalat-ihracat açığını kapattığı taktirde, cari açık diye bir sorun yaşamayacaktır.

Teknolojik açığı kapatmanın iki yolu var. Birincisi şirketler, inovasyon yatırımları ile açığı kapatabilir. İkincisi, devlet ekonomik kaynakları inovasyona yöneltir.

Sanayi toplumunda ''kartopu kanunu'' işler. Kartopunu yuvarladığınız zaman, hızla büyür. Sanayi de böyledir. Bir kere büyümeye başladı mı, önünde durulamaz. Türkiye bu aşamaya geldi. Akıllı bir ekonomi yönetimi, kartopu kanununu hızlandırabilir.

Sanayi toplumunda, Kartopu Kanunu'nun işleyebilmesi için, siyasi otoritenin ve Adalet Mekanizmasının güven vermesi gerekiyor. Sermaye adalete güvenmediği zaman kendini korumaya alıyor. Yatırımlarını geciktiriyor.

Tarihi fırsatı yakalamış Türkiye'ye yazık oluyor.