Yerel seçimler bir dolu gerçeği ortaya çıkardı. Halkımız, 1950 li yıllarda Başbakan Adnan Menderesin ‘Her sokakta bir milyoner yetiştireceğiz’ ardından 1970 li yıllarda Başbakan Süleyman Demirel’in ‘Küçük Amerika olacağız’ ve 1980 li yıllarda Başbakan Turgut Özal’ın ‘Benim memurum işini bilir’ söylemlerini içselleştirerek seçim tercihlerini yaptı.

Bu duruma ülkemizin eğitim sistemi de katkıda bulundu. Anlamayan eğitimsiz insanlar doğal olarak somut işlerle uğraşırlar. Ve de cehaletleri gereği dini yeterince bilmedikleri için kolayca din adına güdülenebilirler. Bunlar ülkemizin gerçekleri.

Seçim sonuçlarına bakılınca, halkın günlük sorunları ile ilgilenen belediyeler yeniden se çilmişler. Bu konuda sağ sol ayrımı olmadan örnekler var. Demek ki halkımızın somut sorunları ile ilgilenen çalışmalar yapmak gerekiyor. İnsanların eğitim düzeyi ve gelir durumu düzeldikçe daha soyut konular(Kültür- sanat ve evrensel değerler) gündeme gelebiliyor.

İnsanların en temel gereksinimleri; Yaşama, beslenme ve diğerleri olarak dizeleniyor. Bu durumda ülkemiz gibi ülkelerde insanlar sistemden kaynaklanan nedenlerle çok dar bir gelirle yaşamaya çalışıyorlar. Bu nedenle gıda yardımı ve kömür yardımlarını küçümseyerek sorunu çözemeyiz.

Birkaç örnekle konuyu açacak olursak, Muğla ili Ortaca Belediyesi geçen dönem(2009-2014) Ortaca hastanesinde yatan hastaları ziyaret etmiş ve ihtiyaç sahibi hastalara 6000(altı bin) koli hasta kolisi dağıtmıştır. İstanbul Avcılar Belediyesi her gün paralı parasız 3000 kişiye çok ucuz bir ederle öğle yemeği çıkarmıştır. İstanbul Şişli Belediyesi İstanbul’un neresinde oturursanız oturun yurdun her yerine ücretsiz cenaze aracı göndermiştir. Kadıköy Belediyesi ihtiyaç sahiplerine hastane refakatçisi vermiştir. Giresun Belediyesi engellilere özel araç servisi hizmeti vermiştir.Bu ve benzeri hizmetleri yaşama geçiren yönetimler seçimleri kazanmışlardır. Özellikle İstanbul’da CHP hiç belediye kaybetmediği gibi bir de Beylikdüzü’nü kazanmıştır. Ama bir de hiçbir ilçede belediye başkanlığı kazanamamış iller var.Buralar da acilen incelenmeli ve gerekli önlemler alınmalıdır.

Seçim sonuçlarına bakıp halkı suçlamak yerine seçimlerin kaybedildiği her yerde yeniden organize olunmalı ve nelerin yanlış yapıldığı sorgulanmalıdır. Kısacası yerelden genele her CHP’li hesap vermelidir.

Bu süreç kısa sürede bitirilmeli ve ardından, seçim kazanan her birim başarılı projelerden neleri yöresinde yaşama geçirebileceğini saptayarak çalışmalara başlamalıdır. Bu konuda bilgi ve birikimlerden yararlanmak için il yönetimleri ve genel yönetim bilgi paylaşımı çalışmaları yapmalıdır.

Partide kadınların ve gençlerin aktif görevlere gelmeleri için eski kadrolar gerekiyorsa tasfiye edilmelidir. Parti içi eğitim çalışmaları göstermelik olmaktan çıkarılmalı ve deneysel gerçeklikler üzerine inşa edilmelidir.

Geçmişte örneği olan kardeş belediye çalışmalarına ağırlık verilmelidir. Örneğin geçmişte Beşiktaş Belediyesi’nin Datça Belediyesi ile birlikte yaptıkları Knidos uluslar arası sanat merkezi, Bakırköy Belediyesinin, Fethiye Hisarönü-Ölüdeniz Belediyesi ile birlikte yaptıkları engelliler rehabilite merkezi benzeri çalışmalar çoğaltılarak dar gelirli küçük belediyeler güçlü belediyelerin olanakları sayesinde çevreye örnek çalışmalar yapabilirler. Örneğin; Karşıyaka Belediyesi, Uşak ilinin ilçelerinden birinin CHP’li belediyesini kardeş belediye seçse ortak projeler geliştirseler yöreye örnek olsalar veya Çankaya Belediyesi Amasya ilinin kadın belediye başkanı olan Gümüşhacı ilçesi belediyesini kardeş seçse ortak çalışmalar yapsalar, gelecek seçim de komşu ilçelerde özense olmaz mı?

Halkı suçlamak kolaycılıktır. Halkı suçlamak, suçu başkasının üzerine atmaktır. AKP’nin gücünü azaltmak istiyorsak, Partileri yeniden Türkiye’nin gerçeklerine göre yapılandırmamız gerekmektedir. STK’ları küçük burjuva tatmin merkezleri olmaktan çıkarıp gerçekten geçmişteki HALKEVLERİ gibi çalıştırmamız gerekmektedir. İnsanlar kendilerine benzemeyen insanların sözlerine inanmazlar. Gerçek halk önderlerini yörelerden bulup çıkarmak gerekir.