Hürriyet Yazarı Ahmet Hakan Dövdürüldü.
BU seçim Yazımızın içinde de iyiye güzele giden cümleler koyamıyorum. Çünkü iyi ve güzel hiçbir şeyimiz kalmadı ki. Bu yazımızın başına Ahmet Hakan neden dövüldü kim dövdürdü gibi şeyler yazmak zorunda kaldık. Türkiye’mizi bu çukura getirenlerin 14 Mayısta işe başlayanlar olduğunu hala daha anlayamadık. Ahmet Hakanı döven o 4 kişi değildir. Suçluyu başka yerde aramayın. 14 Mayıs 1950 de Cumhuriyetimizi yıkmak üzere yola çıkan dâhili ve harici bedhahların uzantılarının marifetleridir.  Ama büyük şairimiz "kabahatin büyüğü sende kardeşim" demişti ya işte burada o var. Kabahatin büyüğü sende Ahmet Hakan Kardeşim. Düşmanla mücadele etmiyorsun. Size saldıranlar dâhili ve harici bedhahların uzantılarıdır. Bu uzantılar 14 Mayıs 1950 de 3 TL olan doları bu gün 3.000.000 TL ye yani bir milyon misline çıkaranlardır. Sayın Ahmet Hakan bu güne kadar bir defa olsun sütunlarınızda bu büyük ihaneti ve sorumlularını yazmadınız. 
 AKP ye muhalefet ediyorsun ama 2003 te 1.320.000 TL olan bir doların 3.000.000 TL ye çıkaran şeyin AKP nin yaptığı açık bütçe gafleti olduğunu yazmıyorsun. Düşman budur. Düşmanı yok edemeyince de sana da bana da askerimize de polisimize de saldırırlar. Saldırıların kökünü kurutmak için DENK bütçe bayrağını yükseltin. Size içtenlikle Geçmiş olsun dileklerini ifade ederken. Açık bütçelerin devamı halinde Ahmet Hakanlar, Polisler, Askerler, Korucular hepsi ama hepsine dâhili ve harici bedhahlar maşaları vasıtası ile saldıracaklardır. Her zaman saldırtacak 4 kişiyi maddi, çıkarllar sağlayarak bulacaklardır. Onları kullanarak yen yeni saldırılar düzenleyeceklerdir. 
 
Savaşımızın Esas Cephesi Nerededir?
Savaşı esas cephesinde yapmazsanız olacağı budur. Savaşı bilimsel olarak çelişmeleriyle birlikte ele almazsanız olacağı budur. Her şeyi ben bilirim ben yaparım ilkesi ile ele alırsanız olacağı budur. AKP yönetimi kim Vatan savaşı kim. Her şey ekonomik ilkelere göre yürür. Sizin istediğimiz gibi yürümez. AKP, iktidarının karnesi çok bozuktur. Her yazımızda her mesajımızda nerdeyse bu karneyi yazıyoruz.
Atatürk'ümüzün gününde:
 5 Kuruş olan Bir simit 1.000.000 TL dir. 
Yine Atatürk gününde 10 Kuruş olan Acı patlıcanın kilosu 2.000.000 TL dir. 
25 Kuruş olan Kuru soğan 1,500.000 TL
15 Kuruş olan Patates 2.000.000 TL 
20 Kuruş olan ekmek 1,500.000 TL dir. 
80 Kuruş olan bir ABD doları 3.000.000 TL dir.
Bu acı rakamlar  Türk milletine tuzak kurulduğunu ve yenildiğini  gösteren rakamlardır. 
DENK bütçe yapmadan bu felaketlerden ve yapmakta olduğumuz acı kardeş kavgalarından kurtulamayız. 

14 Mayıs 1950 Türkiye Cumhuriyetinin belinin kırıldığı tarihtir
Meselenin özünü ve temel çelişmeyi kaçırırsak her şey bir birine karışır. 14 Mayıs 1950 Türkiye Cumhuriyetinin belinin kırıldığı tarihtir. Bu tarihte dâhili ve harici bedhahlar tarafından  DENK bütçe açık bütçeye dönüştürülmüş laik eğitim yerini dini eğitime yavaş yavaş terk etmeye başlamıştır. O zaman açık bütçeye karşı CHP genel başkanı ve batı cephesi Komutanımız İsmet Paşa'dan başka bayrak açan kimse de olmamıştır. Bakınız İsmet Paşa ne diyor?
Enflasyon politikası, iktidarın daha ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatından düşürerek 1952 yılının son baharı başlarında, memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz.
Hükümet herkesin gözünün içine bakarak, gelirini giderini şuraya buraya dağıtıp DENK olmayarak hazırladığı bütçeleri DENK diye getirip ilan etmektedir.
Enflasyon icap ettirecek ve mazur gösterecek ortada, mesela harp gibi bir zaruret de yoktur. Bu şartlar altında enflasyon memlekette ancak katmerli zararlar verir. Nitekim böyle olmuştur.

Meselenin özü işte bunlardır.
Bu gün Atatürk gününde 80 Kuruş olan bir ABD doları 3.060.000 TL dir. Büyük ihanet de budur. BU büyük ihanetin toplumsal sonuçları komşu kavgası, kardeş kavgası, Alevi Sünni kavgası Kürt Türk kavgası vs. şeklinde önümüze gelmektedir. Tek çare vardır DENK bütçeye ve Laik eğitime dönmektir. 
Seçimlerdeki amacımız değişmemiştir. AKP yi barajın altına getirmek.Türk milletinin bu başarıyı gösterecek bir millet olduğunu dosta düşmana göstermek. Başarılar dilenir.