Cumhuriyetimiz 14 Mayıs 1950 tarihinden bu yana siyasetimizin temellerini bilmeyenlerle veya şahsı menfaatlerini müstevlilerin çıkarları ile birleştirilenlerce yönetilmektedir. Bu gün vasıl olduğumuz neticeler bu kanımızı doğrulamaktadır.

Mademki daha yazımızın girişine böyle yazdık.  Siyasetimizin temellerini herkesi anlayabileceği şekilde apaçık yazmak farz oldu.

Siyasetimizin temelleri Anayasamızın 81. Maddesinde özetlendiği gibidir.

Siyasetçilerimiz;

Cumhuriyetimizin varlığına ve bağımsızlığına

Devletin bölünmez bütünlüğüne

Milletin kayıtsız ve şartsız egemenliğine

Demokratik laik ve sosyal hukuk devletine ve insan haklarına

Ve Atatürk ilke ve devrimlerine bağlı kalmaları gerekli ve zorunludur. Bunu ben uydurmadım. Anayasamızın 81. Maddesi ile bu kural kesin olarak konulmuştur. Ve değiştirilmesi dahi önerilemez.

Hukuk devletinin ilk şartı denk bütçe yaparak parayı ezmemektir. Ama bu gün bu böyledir diyemeyeceğiz. Peki, ne zamandan beri bu ilkeler yerlerde sürünmektedir. 14 Mayıs 1950 den beri.
Bunu neden ve neye dayanarak böyle yazdık. Enflasyon ve açık bütçenin başlama tarihi o tarihtir de ondan. Çünkü açık bütçe ve enflasyon insanları ezen yok eden bir menfur tecavüzdür. Enflasyon açık bütçeler bir biri ardına zamlar doğurur her türlü zam insan haklarına aykırıdır.

Geçen hafta yeni seçilen belediye başkanı kardeşlerimize açık mektupta bahsettiğimiz olay işte budur. Açık bütçeli zamlı her türlü malın fiyatlarını yükseldiği bir ortamda insan varlığı ezileceğinden insan haklarına da aykırıdır.

Onun için belediye başkanlarımız ilk iş olarak temsil ettikleri beldeleri, ilçeleri illeri ve büyük şehirleri adına 2015 mali yılı bütçesini hiç olmazsa DENK yapma mücadelesine başlamalıdırlar. Eğer bu mücadeleye başlamazlarsa onlar da hükümet gibi başarısız olurlar ve Bir gün gelir Türk milletinin iradesiyle bir daha geri gelmemek üzere sandığa gömülür giderler.

Belediye başkanlarımıza açık çek veriyorum. Gel konferans ver milletimiz aydınlatalım. Gel kitap imza günü yap milletimizin ayağına kadar fırsat götürelim. Veya kendilerimin uygun göreceği bir yöntemle bu faciayı milletimizle paylaşalım derlerse her zaman koşmaya hazırız. Milletimiz her karış toprağını şehit kanları ile sulayarak Cumhuriyeti kurmuştur. Ama 14 Mayıs 1950 yılından bu yana her gelen iktidar bir evvelkini aratarak gaflet ve dalalet ve hatta hıyanetle  “ Durmak yok yola devam” demekte ve milletimiz fakirlik çukuruna doğru her gün biraz daha sürüklenmektedir.

Ey Türk siyasetini bilmeyen gaflettekiler. Türk Milletini bilgisizliğinize kurban etmeyin. Onun için ilk hedefiniz DENK bütçedir ileri diyoruz.(*)  Sayın seçilmiş belediye başkanlarımız. Az da olsa ulusal iradenin küçük bir bölümünü temsil ediyorsunuz. Aldığınız oylar meşru ve helal oylar olması için açık bütçe ve enflasyonla mücadele eden Türk milletinin yanında yer almak zorundasınız.

Başarılar dilenir.

NOT: Önümüzdeki günlerin Cumhurbaşkanı seçimi ile ilgili tartışmalarla geçeceğini görmekteyiz. Parlamenter sisteminde esas Cumhurbaşkanının TBMM tarafından seçilmesidir. Cumhuriyetimiz laik eğitimden uzaklaşmakla, açık bütçelere ısrarla devam etmekle, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasıyla, bölücülük ve gericilik gibi suçların suç olmaktan çıkarılmasıyla vs. yıkılış sürecine taşınmıştır. Şimdi de Cumhurbaşkanının halk oyu ile seçilmesini Cumhuriyetimizi parçalamak amacıyla kullanacaklardır. Milletimiz Cumhuriyetimizi her karış vatan toprağını şehit kanları ile sulayarak kurmuştur. Bu kuruluşa karşı yapılacak ihanetlere asla geçit vermez.

(*) Denk bütçe konusunda daha geniş bilgi için. Op. Dr.  Aytekin Ertuğrul: Gafletteki Yöneticilerin Anayasayı İhlal Bütçeleri. Lazer yayınları 2005 - Ankara