Bütün dünya devletlerinde örgütlenme tavandan, tabana yayılmaktadır. Siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, sendika, dernek bütün kurumlar tavanda kurulur. Tabana yayılarak kurumlaşır. Halkı etkisi alanına çeker. Yaşam bulur. Tüm bu kurumları denetleyen Anayasal hukuk sistemi halkın çoğunluğu tarafından ortak metin olarak hazırlanır. Bütün kurumları denetler. Anayasal hukuku uygulayacak anayasal kurumlar da tavanda kurulur. Hukuku yönetir. Hukuk kurumları anayasal hukuku uygulamaktan uzaklaştığın da bütün kurumlar yönetilemez olurlar. Sonuçta devlet yönetilemez olur.

          Yıllardır ülke gündemini meşgul eden PKK ve Fetö örgütü siyasiler tarafından halkın gündemine taşınarak, gerçek gündemler halktan gizlenmektedir. Bütün siyasi partiler ülkenin sorunlarını ortadan kaldırmak amacıyla kurulmuşsa ,siyasi parti yönetimleri tavandan tabanı yönlendiriyorsa ,gündemi de kendileri yaratıyorlar, Yazılı ve görsel basında rant uğruna gündemi sıcak tutarak ,halka yansıtarak Siyasilerin mezesi oluyorlar. Hukuk kurumlarının yarattığı boşluktan yararlanan kurumlar istedikleri gibi gündem üzerinden rant sağlıyorlar. Buna da habercilik ve tartışma diyorlar. Bilimsel tartışmaların yapıldığı programlar dışında kalanlar. Bilimsel tartışmalar ile ortaya konan gündem ile toplum bilgilendiriliyor. Aydınlanmanın önü açılıyor.

            Ülkemizde oluşan sorunların geçmişini 1946 yılından sonra başladığını ortaya koyanlar ve karşı duranlar, birbirlerini suçlayıp halkın kafasını karıştırıyorlar. Sorunun özünü ve çözümünü ortaya koymuyorlar. Ümit Kocasakal gibi sorunların özüne ve çözümüne gerçekçi açıdan yaklaştığında kısır tartışma kendine yer bulamıyor.

            Ülkenin bütün sorunlarının altında Atatürk Cumhuriyeti ilkelerinden ödün vermek vardır. Temel ilkeler altı okla ifade edilmiştir. Altı ok hedefini koruyan, devam ettiren iktidarlar ve muhalefetler siyasi kurumlar olarak bu sorunların ortaya çıkışına fırsat vermez, büyümeden ortadan kaldırırdı. Koltuk da kalma uğruna temel ilkelerden ödün verme sorunlar yumağını da beraberinde getirmiştir. Başta hukuk kurumları olmak üzere sorunlu olmayan kurum kalmamış durumda. Kurumlar doğru çalışmayınca emperyalist güçlerde fırsatı değerlendirir. Ülkeyi etnik, mezhep ve tarikatlar eliyle böler, parçalar. Terör örgütlerini de başımıza bela ederler.

           Sorunlardan kurtulmak isteyen iktidar ve muhalefeti ile bütün siyasi partiler sorunların özünü anlamadan ve özde birleşmeden çözümde bulamazlar. Sen yaptın, ben yapmadım kısır gündemlerle sorunlar yumağı varlığını sürdürmeye devam eder. Bir gün gelir öze döneriz ama çok acı çekeriz.

            Dünyada bazı zamanlarda tabanda kurulan örgüt yapısıyla tavana ulaşmaya yönelmiş yapılanmalar olmuş. Başarıya ulaşmışsa devrim, başaramamışsa vatan haini olmuştur. Atatürk tabanda örgütlenerek tavana ulaşan ender liderlerden biridir. Onun içindir ki Atatürk Cumhuriyetinin ortaya koyduğu temel ilkeler emperyalist güçlerle mücadele etmeninde özünü ortaya koymuştur. Atatürk ile lenin arasında ki fark nedir diye sorarsanız.

            Lenin devrimini Rusya da mevcut  iktidar çarlığı yenerek gerçekleştirmiş. Atatürk hem padişahlığı, hemde emperyalist güçleri  yenerek devrimini gerçekleştirmiştir. Atatürk tabanda örgütlenerek emperyalist güçleri yenen ilk liderdir.