Türk Milleti Zor bir geçitten geçmektedir.(2) başlığını koymak zorunda kaldığım için baştan özür dilerim. Gerçekten zor bir geçitteyiz. Köroğlu’nun

Namert belli değil, Mert belli değil

Diye şiir yazdığı

Âşık İhsani’nin ise

Gidiş iyi değil, böyle gidemez

Dur demenin zamanıdır dostların

Dur deyince durmayanın burnunu

Kır demenin zamanıdır dostlarım

Diye şiiri yazdığı günlere yeniden döndük. Neden? 1071 den beri sürüp gelen Haçlı seferleri devam ediyor. Son numaralanmamış Haçlı seferi Çanakkale ve Kurtuluş savaşımızdır. Nereden beli Haçlı seferlerinin devam ettiği. Baş Haçlı paralarından biri 3.000.000 TL ye dayandı da oradan belli. Peki, şimdi biz ne yapıyoruz nerede çare arıyoruz. 7 Haziranda seçim yaptık. Seçim sonuçlarını Sayın Cumhurbaşkanımıza beğendiremedik. O AKP nin 400 vekille temsilini istiyordu. Olmadı. Milletin verdiği kararı da beğenmedi. Anayasanın bir maddesine dayanarak seçime gidiyor. NEDEN AKP Hükümeti kuracak kadar çoğunlukla TBMM ne gelsin diye. Peki, çare bu mudur? Kocaman bir hayır. 2003 ten beri durum bu değil midir? AKP Tek başına çoğunlukta değil midir? Ne yapılmıştır bu süre içinde her yazımızda yazdığımız gibi geriye gidiş ve ihanet uygulamaları yapılmıştır. Bu dönemde Anayasa baba yasa ne kadar ilke varsa kenara atılmıştır. Şimdi söylenen şeyin özeti şudur: Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın isteği yerine gelinceye kadar seçime devam edelim. Bu seçim olmadı bir daha seçelim. Hepsi Milli iradeyi hiçe saymaktır. Seçilen TBMM Anayasal çizgide  görev yapmalıdır. İçinden hükümet kurarak gidişe el koymalı ve Anayasa dışı ve Anayasa üstü gidişi Anayasal çizgiye getirmelidir. Anayasal çizgi aşılmıştır - Açık bütçe yapmak sağda solda gezerek hazineyi  seyahatlerde harcamak. Özelleştirme adı altında Türk milletine ait fabrikaları yok pahasına satmak Anayasayı ihlal eylemleridir. - 4+4+4 eğitim sistemi Anayasamızın 174. maddesini ihlal eden bir ihanet eğitimi uygulamasıdır. “Bilim Çin'de bile olsa gidip alın” ve “ Beşikten mezara bilim okuyun” Hadis-i Şeriflerinin sahibi dinimize de aykırıdır. TBMM hükümeti kurmalı. Şirazesinden Yüce dinimizin ilkelerinden, Anayasal ilkelerden bilimsel ilkelerden ve Atatürk ilkelerinden çıkarılmış bulunan açık bütçeli laik eğitimi yok edilmiş Cumhuriyetimizi yeniden DENK Bütçeli laik eğitimli rayına oturtmalıdır. Aksi halde görevini yapmamış olurlar. Milletvekilleri Türk milletinin vekilleridir. Parti Genel Başkanlarının ve Cumhurbaşkanının vekilleri değildir. Dolar ve altın fırladı haftalık şehit sayısını saymaya yetişemiyoruz. Seçim diye tutturan bir Cumhurbaşkanı. Peki, Sayın Cumhurbaşkanı siz ikinci büyük parti genel başkanına hükümeti kurma görevi verdiniz mi bu TBMM 45 gün içinde Hükümetin kurulamadığına nasıl karar verdiniz. Gazeteci soruyor. CHP Genel Başkanına hükümeti kurma görevi vermeyecek misiniz? Hayır vermeyeceğim. Peki, bu Anayasayı çiğnemek tarafsızlık yeminini çiğnemek değildir de nedir?

Vatan Hainliği? Nedir.

Son zamanlarda bu sözcük çok konuşulmaya yazılmaya başlandı. Hiç hayra alamet değildir. Ateş olmayan yerden duman çıkmaz denilmiştir. Sayın Rıfat Serdaroğlu vatan hainliği suçunu çok özel bir biçimde apaçık tarif etmiştir. Vatan hainliği suçu PKK ya silah depolamakla ve buna göz yummakla işlenmiştir demiştir. Ancak yalnızca bunlar değildir. Açık bütçe yaparak açıktan para basarak Türk parasının değerini düşürmek ve Haçlı paralarını yükseltmek de bir nevi vatan hainliğidir. 14 Mayıs 1950 de 280 kuruş olan bir ABD doları 2003 TE  1.320.000 olarak AKP yönetimine devredilmiştir.  17 Aralık soruşturmalarında ise 1.800.000 TL idi. Bu gün 2.980.000 düzeyindedir. 14 Mayıs 1950 den sonra gelen tüm hükümetler TL nin değerini düşüren ve yabancı Haçlı paralarını yükselten politikalar izlemişler buna uygun bütçeler yapmışlardır. Halen bu ihanet uygulaması  devam etmektedir. Esas ihanetlerin temeli de işte budur.

Sayın Cumhurbaşkanımızın Müşavirleri Danışmanları Uyuyor mu?

Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki: Beyler, Türkiye 10 Ağustos 2014 tarihinde, milletin doğrudan cumhurbaşkanı seçmesiyle yeni bir döneme girmiştir. Artık ülkede sembolik değil, fiili gücü olan bir cumhurbaşkanı var. İster kabul edilsin, ister edilmesin; Türkiye’nin yönetim sistemi bu anlamda değişmiştir. Şimdi yapılması gereken, bu fiili durumun hukuki çerçevenin anayasal olarak kesinleşmesidir." Bu söz Sayın Türkiye Cumhurbaşkanlarına ait bir söz olamaz. Bir kere hitap yanlıştır. Beyler ne demek. Türkiye'nin yönetim sistemi hangi alanda değişmiştir. Fiili durum nedir. PKK Doğuda insan öldürüyor yol kesiyor araçları yakıyor. Dolar 3.000.000 geldi dayandı. Çeyrek altın 177.000.000 TL oldu. Her gün 3-10 şehit veriyoruz. Fiili durum budur. Bu fiil durum karşısında Anayasamızın 121 ve 122. maddelerine göre yapılacaklar  bellidir. Derhal bir TBMM hükümeti kurmak doğu illerinde sıkıyönetim ilan etmek ve denk bütçeye ve laik eğitime dönmektir. Türkiye Cumhuriyetini Atatürk ilke ve inkılaplarına ve Anayasamızın temel hükümlerine göre yönetmektir. Aksi yol 14 Mayıs 1950 de girilen ve 2003 ten beri "durmak yok yola devam" denilen yol vatanın parçalanmasına yol açacak tehlikelerle yüklüdür. Sayın Cumhurbaşkanı ise seçimleri yenileyelim diyor. Seçimleri yenileme süreci ancak bütün hükûmet kurma yolları tükenir ve hükümet kurulamazsa veya hükümetin istifası halinde olay tekerrür ederse 1980 öncesinde görüldüğü gibi siyaset tıkanırsa bir Anayasal yol olarak Anayasamıza istisnai demokratik hukuk yoludur. Yoksa bu yol seçilen TBMM ni Sayın Cumhurbaşkanlarının beğenmemeleri halinde uygulamaları için konulmuş bir yol değildir. Ancak bu gün bu yola girilecek bir durum yok. Çünkü CHP Genel başkanına ve arkasından MHP Genel Başkanına ve Arkasından HDP Genel Başkanına görev verilerek hükümetin bu TBMM içinde kurulamayacağı fiilen ortaya çıkmalıdır. Aksi halde seçim yenilenme kararı dayanaksız kalır. Sayın Cumhurbaşkanımızın Müşavirleri danışmanları Uyuyorlar veya ona doğruyu söylemiyorlar mı?