Bu gün Türk milleti zor bir geçitten geçmektedir (3) yazısını yazıyoruz. Gidiş o gidiştir ki 1 Kasıma kadar da aynı başlıklarla yazı yazmak zorunda kalacağız. Anayasada Atatürk ilkeleri bilim ilkeleri Yüce dinimizin vahiy yolu ile Kur’an’a giren emirleri “ OKU”. Beşikten mezara bilim okuyunuz.” “Bilim Çin’de bile olsa gidip alın” hadis-i Şerifleri yerlerde sürünmektedir. Türk milleti de bu nedenlerle yerlerde sürünmektedir. Bu ne zamandan beri böyledir. 14 Mayıs 1950 den beri. Şimdi son durma gelelim. Anayasal çizgiye bir türlü uyma gayreti göstermeyen buna karşılık Anayasayı kendine uydurmaya çalışan bir seri “Demokrasi kahramanları!!!!”14 Mayıs 1950 den beri sürekli iktidardadırlar. Büyük fedakârlıklarla her karış toprağını şehit kanları ile sulanarak kurulan Türkiye Cumhuriyetinin acı günlerini unutmuş anlamamış değerlendirmemiş. Ve bu büyük mücadelenin Türk milleti için ne kadar önemli ve vazgeçilemez olduğunu taviz verilemez olduğunu anlamamış bir ekip tarafından her devirde kuşatılmışlardır. Anayasamızın o maddesini birlikte okuyalım ve yazmaya devam edelim.

Anayasa Madde 116: :…TBMM de başkanlık divani seçiminden sonra yine 45 gün içinde bakanlar kurulunun kurulamaması hallerinde de Cumhurbaşkanı TBMM Başkanına danışarak seçimlerin yenilenmesine karar verebilir.

Bu madde açıktır. TBMM seçildi. Göreve başladı Başkanını ve divanını seçti onlar da göreve başladılar. TBMM de en çok üyesi bulunan partiden başlayarak sıra ile hükümeti kurma görevi her partiye ayrı ayrı verildi. Hiçbiri kuramadı. Cumhurbaşkanı bütün partileri topladı yine kurulamadı. O zaman seçimleri yenilemeye karar vermekten başka çare kalmadı seçimleri yeniliyorum diyebilir mi? Yine hayır. Seçimleri yenileme kararını TBMM Başkanına danışarak onun olurunu alarak karar verebilir. TBMM başkanının oluru ne demek o da TBMM de yer alan partilere danışarak karar verecek demek. Demokrasi kültürü uzlaşma kültürü uzlaşma hukuku ve daha önceki uygulamalar bunu gerektiriyor.

Şimdi gelelim Sayın Davutoğlu’na. Davutoğlu geçici seçim hükümeti koşulları Anayasaya göre oluşmadığı halde bu görevi kabul ederek adeta görevi gasp etmiştir. Bu görevi kabul edemez. Çünkü Anayasada yazılı olan şart gerçekleşmemiştir. Anayasada Ahmet Davutoğlu hükümeti kuramazsa geçici seçim hükümeti kurulur diye bir hüküm yok. İkincisi ve daha önemlisi anayasadan yazıyorum.

Anayasa madde 114. 116 madde gereğince seçimlerin yenilenmesine karar verildiğinde bakanlar kurulu çekilir. Ve Cumhurbaşkanı geçici bakanlar kurulunu kurmak üzere bir başbakan atar.

Türkçe biliyor ve anlıyorsak burada çekilen hükümetin başbakanını yeniden bu göreve atar anlamı çıkarılabilir mi yoksa yeni bir başbakan atar mı demek. Karar sizin.

14 Mayıs 1950 tarihinden bu yana Anayasaya dinimizin ilkelerine Atatürk ilkelerine ve bilime uymayan iktidarların her karış toprağı şehit kanları ile sulanarak kurulan Cumhuriyetimize pervasız, saygısız, bilimsiz ve hukuksuz  olarak en çok zarar veren iktidarlardan biri olan AKP iktidarı 7 Haziran seçimleri ile tarihe gömülmüştür. Bu hükümeti suni olarak yaşatma gayretleri tamamen Anayasa ihlalidir, anayasa dışıdır ve milli iradeye aykırıdır. AKP nin karnesini yeniden kısa kısa yazarsak facia daha net ortaya çıkar.

Asgari ücretlerle 2003e te 10 çeyrek altın alınırken bu gün 6 çeyrek alınabiliyor.

Bütün memur maaşları ücretler altın temel alınırsa %55 düşmüştür,

-Bir ABD doları 1.320.000 TL iken bu gün 2.950.000 TL dir.
Hazinemiz 2003 te 7.340.000 kg altın alım gücünde iken 2015 te 4.836.000 kg a düşmüştür
Benzin 1.500.000 den 4.500.000 e et 12.000.000 dan 35.000.000 na çıkmıştır. AKP dönemi 14 Mayıs 1950 de açılan hıyaneti milliye rotasının çok kötü bir devamıdır.

Şimdi bu kadar ağır bir durumdan geçerken Sayın Cumhurbaşkanı diyor ki.” Sağlıklı ortamda yapılmayan 7 Haziranın yol açtığı sıkıntıyı 1 Kasımın çözeceğine inanıyorum!”

Peki, CHP genel Başkanına MHP Genel başkanına ve dâhi HDP Genel başkanına Hükümeti kurma görevi verilmeden seçime gitmek Anayasal hukukumuzu ihlal değil midir? Anayasamıza yine bakalım. Ne diyor. Anayasa Madde 68: Siyasi partiler demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır.

Şimdi siz karar verin Anayasamıza göre; adı geçen parti başkanlarına hükümeti kurma görevini verip vermemek Cumhurbaşkanının takdirinde bir iş midir? Yoksa Türk Milletinin takdirinde bir iş midir?

Şimdi gelelim bu kadar acı yazdıktan sonra sevinilecek bir noktaya.

Türkiye Cumhuriyetinin ilk kadın iç işleri başkanı, MHP İstanbul Milletvekili ve TBMM Başkan vekillerinden Sayın Meral Akşener Sayın Davutoğlu’ndan gelen Bakanlık teklifini şu gerekçe ile ret etmiştir.

“Böyle bir görev teklifinin şahsıma da yapılacağının basın ve yayın organlarında yer alması üzerine, teklif edildiği takdirde kesinlikle kabul etmeyeceğimi kamuoyu ile paylaşmıştım. 

Partimin ve şahsımın tavrının belli olmasına rağmen, telefon ile de teyidini alabileceğiniz görüşümü, siyasi stratejilerinize araç yapmanızı, parti tüzel kişiliklerini ve şahsi beyanları yok saymanızı siyasi nezaket dışı olarak gördüğümü üzülerek belirtir, bir kez de yazılı olarak bakanlık teklifinizi kabul etmediğimi bilgilerinize sunarım”

Demek ki bütün Türk siyasetçileri henüz ölmemişlerdir. Tekrar Amasya Tamimi günlerine geldik

  1. Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı tehlikededir.
  2. İstanbul hükumeti aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gösteriyor.
  3. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.

Amasya tamimini bu güne uyarlayarak yazarsak

  1. Vatanın bütünlüğü milletin bağımsızlığı ve egemenliği tehlikededir.
  2. Ankara’daki TBMM ve hükumeti aldığı sorumluluğun gereğini yerine getirememektedir. Bu durum milletimizi yok olmuş gösteriyor.
  3. Milletin bağımsızlığını, egemenliğini, ulusal bütünlüğünü yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır