Uluslar arası politikada sürekli dostluk ve düşmanlık yoktur. Sürekli ülke çıkarları vardır.
Bu düşünce tarzı yeni değil. Bundan 2400 yıl önce Yunanlı Filozof Thucudites "devletleri birbirilerine yaklaştıran çıkarlarının özdeşliğidir" diyordu. Ünlü Ingiliz Kraliçesi Victoria "Ingiltere'nin sürekli dostları ve düşmanları yoktur. İngiltere'nin sürekli çıkarları vardır" diyordu.
Günümüzde dahi uluslar arası siyasetin temel dinamiği bu tezlere dayanıyor.
Uluslar arası politika'da hissiyata yer yoktur. Devlet adamı olmanın birinci kuralı ülke çıkarlarını korumak ve kollamaktır. Devlet adamı yapılan yanlışta ısrar etme lüksüne sahip olamaz. Uluslar arası konjonktür neyi gerektiriyor ise ona uymak zorundadır. Devlet adamının kişisel prensipleri, devletin uluslar arası çıkarları ile çarpışıyor ise devlet adamı prensiplerinden vaz geçmelidir.
Türkiye son yıllarda "ülke çıkarı ile bağdaşmayan" uluslar arası politika uyguladı. Suriye politikası baştan yanlış idi. Mısır siyaseti Batı ile ters düşüyordu. Arap siyaseti ise ulusal çıkarlarımız ile hiç bağdaşmıyordu. İsrail ile ters düşmenin anlamı yoktu. Rus uçağının duşürülmesi ise iki ülke arasında gerginlik yarattı.
Şimdi ulusal çıkarlara uygun siyaset yapmanın zamanı geldi. Ulu önder Atatürk "Yurtta Sulh, Cihanda Sulh" diyerek uzun vadeli Türkiye politikasını belirlemiş idi. Maalesef bu prensipten "Aktif Dış Politika" adı altında uzaklaşıldı. 10 yıllık deneyim sonunda sonuçların maliyeti artarak devam ediyor. Komşu ülkelerdeki pazar payımız kayboluyor. İhracat azalıyor. İhracata bağlı büyümde sorunlar yaşanıyor.
Rusya ile ilişkilerin kısa zamanda düzelmesi çok iyi oldu. İsrail ile de ilişkiler yavaş da olsa düzeliyor. Kuzey Irak ekonomik bakımdan Türkiye'ye bağımlı ve Türkiye'den ayrı bir siyaseti yok. İran ile eskiden beri ekonomik bağlar dış politikayı belirliyor. Amerika bir tarafa bırakılır ise sorun Suriye ile ilgi politikada yaşanıyor.
Suriye politikasının eleştirilecek çok yanı var. Birinci hata Amerika ile birlikte haraket etmek idi. Amerika'nın temel siyaseti "kontrollü kargaşa" yaratmaktır. Amerika asla uluslar arası sorunları çözmez. Nitekim Suriye'de bu durum yaşanıyor. İkinci yanlış politika "mevcut siyasal otorite ile ters düşmek" oldu.
Başka ülkelerin siyasal yapılanmaları ve egemenliklerini düzenlemek onların kendi iç meselesidir. Kendi kendimize "gelin güvey" olduk. Suriye iç meselemiz dedik. Gelinen sonuç ortada.
Şimdi çıkar esaslı siyasete dönmenin zamanı.Vakit kaybetmeden Suriye ile ilgili sorunları çözmemiz gerekiyor. Bu çözümde hissiyata yer yok. Zira uluslar arası siyasette sürekli dostluk ve düşmanlık söz konusu dahi olmuyor.