Türkiye, Ağustos 2010’dan Ağustos 2018’e kadar toplam 7 milyar dolar değerinde canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı yaptı.Bu yılın ilk 9 ayında ise ithalat zirve yaptı. O kadar abartıldı ki, depolar etle,ahırlar hayvanla doldu. İthalat fazlası kırmızı et ve canlı hayvanları ihraç edecek pazar aranıyor.

Canlı hayvan ve kırmızı etin ithalat serüveni 2007’de başladı. Dünya, 2007-2008 yıllarında büyük bir kuraklıkla karşı karşıya kaldı. Tarımsal üretim düştü. Fiyatlar yüzde 100’ü aşan oranlarda arttı. Bir çok ülke üreticisini ve tüketicisini korumak amacıyla ek önlemler aldı. Çiftçilerin kuraklıktan kaynaklanan zararları verilen desteklerle karşılandı. Çiftçi üretime devam etti.

Türkiye’de ise, çiftçinin zararını karşılamak bir yana ekonomik kriz gerekçe gösterilerek 2008 yılı destekleri düşürüldü. Bitkisel üretimde 2002’den 2007’ye kadar uygulanan ve başarısız olduğu için kaldırılan doğrudan destek ödemesi 2008’den itibaren hayvancılıkta “hayvan başına ödeme” olarak uygulamaya konuldu.

Süt krizi et krizine dönüştü

Aynı dönemde çiftçinin ürettiği çiğ sütün litresi 80 kuruştan 40 kuruşa düşürüldü. Yem fiyatı yüzde 100 artarken süt fiyatı yüzde yüz düştü. Çiftçi sattığı sütle yem alamadığı için süt ineklerini kestirmeye başladı. Tarım Bakanlığının o dönemdeki verilerine göre bir yılda tam 1 milyon süt ineği kesildi. Hayvan varlığı azaldı.Sütte yaşanan kriz 2009 yılından başlayarak kırmızı et fiyatlarının artmasına neden oldu. Karkas et fiyatı üç yıl boyunca 8-9 lira seviyesinden bir anda 14-15 liraya çıktı.

İthalat lobisi devreye girdi

İthalat için adeta ortam hazırlayan ithalat lobisi hemen her gün “Dünyanın en pahallı etini yiyoruz”, “Önlem alınmazsa et 50 lira olacak” söylemi ile ithalat için büyük baskı kurdu.
Dönemin Tarım Bakanı Mehdi Eker, 2010 yılı Nisan ayında iki kez hayvan sayımı yaptıklarını ve hayvan ithalatına ihtiyaç olmadığını açıkladı. Bakandan umduğunu bulamayan ithalat lobisi dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’a ulaşarak “Et 50 lira olursa 2011’deki seçimi kaybedersiniz” telkininde bulundu.

Mehdi Eker’in “ithalata gerek yok” açıklamasından sadece bir hafta sonra Başbakan Erdoğan, et fiyatını düşürmek için ithalat yapılacağını ve en kısa sürede ithalatın başlayacağını açıkladı. Et ve Balık Kurumu aracılığıyla aceleyle canlı hayvan ithalatı için ihale yapıldı. Ancak o kadar kısa sürede ithalatın yapılamayacağı anlaşılınca ilk iki ihale iptal edildi.

Kapılar sonuna kadar açıldı

2010 yılı Haziran – Temmuz döneminde peş peşe yapılan ihalelerle ithalatın önü açıldı. Yapılan ihalelerin büyük bölümünü Ürdün merkezli Hijazi Grubu aldı. Ağustos 2010’dan itibaren canlı hayvan ithalatı için kapılar açıldı. Daha sonra gümrük vergileri indirilerek özel sektörün de ithalat yapması sağlandı.Canlı hayvan ve kırmızı et için her yıl Et ve Balık Kurumu’na sıfır gümrükle ithalat yetkisi verildi.