Müsteşarlar, müsteşar yardımcıları, genel müdürler, daire başkanları, müşavirler, başhekimler, dekanlar, müdürler... Cümbür cemaat istifa ettiler. 
Hepsi tüm vatandaşlara eşit davrandıklarını düşündüğümüz devlet memurları idi (mesela)
Biri bile muhalefete sapmadan doğru Ak Parti'nin kapısına kuyruk oldular.
Eskiden örneğin MHP'den ya da CHP'den aday olan bürokratlar çıkardı. 
Demek ki neymiş; hepsi Ak Parti'nin memuru imiş.
Devlet de zaten parti devleti imiş!

Peki amirler-memurlar neden istifa etti?
Çok açık; İSTİFADE etmek için. 
DSP Genel Başkanı Masum Türker bir televizyon kanalında amir-memur ve bürokratların Ak Parti'ye koşma nedenlerini sıralıyordu:
Birincisi; 'ben de sizdenim, aha da görün' mesajı vermek için.  
Çünkü önümüzdeki günlerde 'paralel' adı altındaki operasyonlar sürerse 'şak' diye hedef olabilirler. Yani diyorlar ki, 'üstüme gelmeyin' ben sizdenim. 
İkincisi vekil olup dokunulmazlık zırhı elde istiyorlar. 
Üçüncüsü 'kervandan' pay almak. 
'Masa, kasa ve nisa'... 
'Yağma hasanın böreği' filan.
Cuma hutbelerinin 'yakınlarınıza sahip çıkın' bölümünü alıp, ranta açılan 'çevre sevgisi' ile yoğurup 'çeşme akarken' testiyi dolduracaklar. Çünkü 'abileri' de öyle yapıyor.
Peki nasıl bu kadar cesaretle görevlerinden istifa ediyorlar? Ya milletvekili adayı olamazlar ve geriye dönemezlerse ne olacak?  Masum Bey ona da şu yanıtı veriyor:
"İstifa edenler aynı pozisyona dönemiyor ama memursa amir, amirse müdür, müdürse genel müdür olarak işine kıdem, rütbe, paye kazanarak dönebiliyor."
Taş atıp da kolu mu yorulacak? En büyük kayıp adaylık için ödeyecekleri 5 bin lira başvuru parası ki, Ak Parti'ye destek olmak "Farz-ı ayn" olduğundan bu 'kutsal davaya' feda olsun.

Düşünelim bir; Ak Parti'nin ideolojisini benimseyerek devlet mekanizmasını yöneten, memur, bürokrat, teknokrat, akademisyen yukarı taşınacak. Yani devletin memur kafası parlamentoya girecek ve yasama yapacak. Milletin, halkın, toplumun talepleri yerine partinin ve kendilerine göre oluşturdukları devletin taleplerini yerine getirecekler. 

İçinde sanayici, işadamı, esnaf, sanatçı, çiftçi olmayan, halkın içinden çıkıp seçilerek gelmiş vekillerin olmadığı bu 'başkan baba'nın memur meclisi mi "milletin egemenliğini" temsil edecek?

'Yeni Türkiye'de' yeni demokrasi bu demek ki.
10. Yıl marşından kurtuluyoruz hamdolsun!
Yaşasın mehter marşı!
Bir ileri iki geri!!