Yüksek Öğretim Kurulu yani diğer adı ile YÖK 1980 darbesinden sonra 1982 anayasasının 131. Maddesine göre üniversiteleri denetlemek,planlamak ve yönetmek amacı ile kuruldu.Ancak YÖK kuruluş amacının çok dışında üniversitelerde ki gençliği bilimsel eğitimin dışına iterek,üniversitelerde gericiliği hakim kılmaya çalışmıştır.Özerk üniversite şiyarı bilimsel ve demokratik üniversite yönetimini hedeflemekte iken YÖK,özerk üniversitelerin karşısında tabiri caizse etten duvar örmüştür.Üniversiteler bilim üretebildiği kadar ayakta durabilir,üniversitelere gericilik hakim olursa üniversitelerde bilimin ışığı değil ortaçağ’ın karanlığı hüküm sürer.Üniversitelerin demokratik bir sistemle yönetilmediğine en iyi verilebilecek örneklerden biri üniversitelerde ki rektörlerin seçilmesini öğrenci yada öğretim görevlileri değil cumhurbaşkanı yapıyor.Yani hangi üniversitede kimin rektör olacağına cumhurbaşkanı karar veriyor.Kaldı ki Mart 2014’te internete düşen ses kayıtlarında aslında bu işin bile böyle işlemediğini Abdullah gül’ün bu atamaları R.T.E’den icazet alarak yaptığına şahit olduk.Yeni YÖK yasa tasarısı için düşünülen sistem artık YÖK kurulu içerisinde zengin iş adamlarının önünü açacak planlamalar mevcut.Yani hükümet bilim insanlarına ihtiyaç duymadan ‘’Parası olan YÖK’ü kapar’’ mantığı ile üniversiteleri bir sermaye odağı gibi görmekten vazgeçmiyor.YÖK bir sermaye kapısı haline gelmekle kalmayıp,iş adamlarının rahatca at oynattıkları,üniversiteleri gelir kapısı gördükleri bir yer haline dönüşüyor.YÖK başkanı Gökhan ÇETİNSAYA Türkiyede’ki üniversitelerin Avrupa standartlarında olduğunu söyledi,bu söylemin realist bir yanı olabilir mi.Her il’e üniversite kurarak eğitim sorununu çözeceğini düşünen zihniyet,mevcut üniversitelerde ki eksiklikleri gidermeden avrupa’da ki üniversite standartlarındayız gibi gerçekliği olmayan söylemlerde bulunuyor.Üniversiteler birer rant kapısı değildir,üniversiteler ortaçağ fikirlerinin öğrenciye dayatılacağı yerler değildir.Üniversiteleri üniversite yapan bilimsel,laik ve demokratik eğitim sistemidir.Siz üniversitelere ortaçağ fikirlerinizin dayatılabileceği,öğrenciler üzerinden rant elde edip bir sermaye kapısı haline getirilebileceği bir düzen hayal edersiniz etmesine ancak bu fikirleriniz elinizde patlar.ODTÜ’de,İTÜ’de ve türkiyenin bir çok üniversitesinde attığınız bu adamlar başarısızlıkla sonuçlanacaktır.Üniversitelerde öğrenciler bu baskıcı rejimlerle tarihte defalarca karşılaşmış ve üstesinden mücadele yolu ile gelmiştir.Üniversiteleri üniversite yapan da budur.Üniversite öğrencinin kendini tanıdığı,bilimin ışığında geleceğini tasarladığı ve en önemlisi kendini tanıdığı yerdir.6 Kasım YÖK’ün kuruluş tarihi,6 kasım günü bir çok üniversite öğrencisi YÖK’ü protesto etmek için meydanlarda olacak gelin bu sese kulak verelim.Özerk,bilimsel,demokratik eğitim için 6 kasım’da üniversite gençliğinin yanında olalım.Ordu’da FKF’li öğrenci arkadaşlar 19 eylül ilköğretim okulu önünde 15:00’da 6 kasım günü bir yürüyüş başlatıyor gelin bu sese kulak verin.