Neden iki, haftadır böyle yazıyoruz.. 14 Mayıs 1950 den bu yana Türkiye'de demokrasi yoktur. Belki 7 Haziranda Demokrasi durağına ulaşacağız. Bir umut var. Geçen haftalarda yazdık.

 Milattan Önce (106-43) tarihlerinde yaşamış yunan filozofu Marcus Tullius Çiçero diyor ki: “ İnsanların refah ve huzurunun temeli hukuktur.” Para hukuku bozulan yerlerde bütün hukuklar bozulur. Para hukukunu bozan şey ise açık bütçe yapmak ve açıktan para basarak para değerini düşürmek gibi bir millete yapılabilecek en büyük ihanetten neşet eden bir gafletti,r. 1600 den sonra Osmanlıda para dahili ve harici bedhahlar bozmuşlardır. Para hukuku bozulunca da SEVR rotasına mecburi giriş yaparsınız.

1600- 10 Ağustos 1920 arsı SEVR rotasıdır. BU rotada olanları alt alta yazalım ve toplu halde görelim.
Bütçeler açıktır
Medreselerde matematik fizik ASTRONOMİ KİMYA GİBİ MÜSPET BİLİMLERİN OKUNMASI YASAKTIR
Devletçilik diye bir şey kalmamıştır.
Gümrüklerimiz Allaha emanettir.
Saray Entrikaları en yüksek düzeydedir.
İşin uzmanları değil yardakçılar öndedir.
14 Mayıs 1950 de dahili ve harici bedhahlara işte bu eski rotaya donuş emri verildi Koy Enstitüleri ve Halk evleri kapatılarak . İmam hatiplerde –ve Kur’an kurslarında “Bilgiyi Çin’de bile olsa gidip alkan” nesiller yerine bu emri yapacak nesiller yetiştirildi. Bu gün içinde yaşadıklarımız 1600- 10 Ağustos 1920 arasındaki Sevr rotasına tamamen uymaktadır.. Gerisi laf-i güzaftır. Bu rota iktidarlar tarafından yürütülmektedir. Bu gün 1600-10 Ağustos 1920 rotasında olduğumuz apaçıktır ve kesindir. İşin özü budur. Türk Milletinin egemenliği dini eğitimlerle, açık bütçelerle, gümrükleri ortadan kaldırmakla her türlü siyasi entrikalarla ve yardakçılıklarla elinden alınmıştır.

14 Mayıs ve sonrası iktidarların rotası bize göre soyulan Türk milletine soyulduğunu anlatmamak onu bir süre daha oyalamak sonrada her karış toprağı şehit kanları ile sulanarak vatan yapılan topraklarımızdan bizi sürmelerine sessiz kalınmasını sağlamaktır. Yani 14 Mayıs 1950 den beri SEVR rotasındayız. Bu kafalarla ve bu eğitimlerle zaten başka bir rotada olamayız. " Gemliğe doğru deniz göreceklesin sakın şaşırma" Orhan Veli, denilmiştir.

Son zamanlarda içinde bulunduğumuz ismi cismi uydurulmuş tarife uymayan bilime uymayan yüce dinimize uymayan Sevr rotası düşündürücüdür. Çünkü yazılarında sözlerinde hiç kimse ve siyasi hiçbir teşekkül 14 Mayıs 1950 tarihinde başlayan demokrasiye ve Cumhuriyete ihanet hareketlerine yani açık bütçeye dönüşe ve laik eğitime paydos borusuna değinen yok. Partimizin ezile ezile bir simidi 1.000.000 milyon TL ye aldığımız paradan 6 sıfır atılarak unutuldu sanılıyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın Kolon Ca tanısı ile ameliyat edildiğini bilmeyen yok. Şimdi de beyne metastaz yapmış deniliyor. Ameliyat ve diğer kemoterapi işlemlerine ait dosyalar gizli tutulamaz. Bu dosyalar açıklanmak zorundadır. Çünkü Recep Tayyip Erdoğan'ın sağlığı Türk Milletinin bütününü ilgilendiren bir haberdir.

Cumhurbaşkanının hastalığının Milletinden saklandığı bir rejime demokrasi denilemez. Demokrasi denilemeyeceğine göre ileri demokrasi de haşa denilemez.

7 Haziran durağına doğru Türk milleti hayatının en zor ve dar günlerinden geçmektedir. Temeli yüksek Türk kültür ve Türk kahramanlığı olan Cumhuriyetimiz yeniden “Egemenlik kayıtsız ve şartsız Türk milletinindir diyerek egemenliğimizi geri almak zorunda olduğumuz dar günlerin içinden geçmekteyiz. Türk milleti tarihinden dininden ve asaletinde gelen birikimlerle bu dar geçitten geçecektir.