Mustafa Kemal Atatürk’ün, en önemli bayramı armağan ettiği Çocuklarımıza, Torunlarımıza böyle sesleniyordu: ’Küçük Hanımlar, Küçük Beyler! Sizler hepiniz, geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluyuz, pırıltısınız. Memleketi aydınlığa boğacak sizlersiniz.

Kendinizi ne kadar mühim, kıymetli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şeyler bekliyoruz’ ’Ne kadar güzel ve anlamlı nasihatlerde bulunmuş, Rahmetli Atatürk.

O günden bu günleri hissetmiş. Her konuda olduğu gibi sanki olaylar bir sinema şeridi gibi gözlerinin önünden geçmiş. Aradan 101  yıl geçti, Atamalarının çocuklarımıza armağan ettiği bu Bayram hala dünyadaki tek çocuk bayramı. Ve hala kıvanç duyarak övüne bileceğimiz tek, gerçek bundan ibaret. Bizim zamanımızda ki bayramları mumla arar olduk.

40 milyona ulaşan çocuklarımızla, bayram yeri gibi bir Ülke sunarak, onlara sunacağımız ülkede Atatürk’ün heykellerine öcelanın posterleri geçirildi, Bayrağımız göklerden indirilerek çiğnendi, İstiklal Marşımız yuhalandı. Yavru çocuklarımız sokaklar da yaşıyor, onlara yönelik çocuk yuvalarında ve bakım evlerinde taciz ve istismar olaylarının ardı arkası kesilmiyor ve her geçen gün artmasına da ne diyeceğiz.? Sizler biliyor musunuz

Türkiye tacizde dünya ikincisi olmuş maalesef nerdeyse şampiyon olacakmışız, güleriz, Ağlanacak halimize. Bu bayramlar ve yavrularımız hepimizin göz bebeği çocuklarımızı gözüyaşlı, karınları aç görmek istemiyoruz, bu çocuklar hepimizin geleceği ve vatanımızın temel Taşlarıdır. Cumhuriyetimizin temel değerleri sarsılmasın. Mustafa Kemal Atatürk’ün büyük bir Güvenle Egemenliği kayıtsız şartsız teslim ettiği milletin, Egemenlik Bayramını armağan

Ettiği çocuklarına 23 NİSAN EGEMENLİK VE ÇOCUK BAYRAMLARI kutlu ve mutlu olsun derken çalışın gerçek sizlerindir. Bayramlar bir toplumun ortak sevinç kaynaklarıdır.

Bayram deyip geçmemek gerekir. Üzerinde durup düşünmek lazım. Ulusal Egemenlik büyük Atatürk’ün ulusal kurtuluş savaşı sürecinde dayandığı temeldir. Samsuna çıktıktan sonra daha Amasya’da iken ,’’milletin istikbalini  milletin azim ve kararı kurtaracaktır’ ’diyen Mustafa Kemal Paşa ,ulusal direnişin ulusa dayandığını vurgulamak istemiştir. Ulusal egemenliğin temsil edildiği yer olan TBMM’NİN bu açıdan önemini iyi tanımak ve iyi kavramak gerekir

Bu açıdan ‘’hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir’’ denilmiştir. ’Ulusal egemenlik’ ’kavramı İçinde demokrasinin özünü barındırır. Demokrasinin kıymetini bilmemiz lazım olduğu gibi ona sahip çıkmamız lazım. Kim ne derse desin. Hala şaşıyorum. Büyük mevkide olan Zatlar hala Atatürk bu millete ve devlete ne yapmıştır diye soruyor. Yazıklar olsun ki onlara diyecek hiçbir şeyim yok yalnız okumak ile adam olunmuyor. Demekle yetiniyorum buğun Atatürk olmasaydı biz ne idik ve ? neredeydik? bütün bunlara rağmen NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE….