Akıl hastanesine neden tımarhane denir? Detayları okuyacağınız haberimizde..

Akıl Hastanesi Nedir

Akıl hastanesi, ruhsal veya akıl rahatsızlıkları olan insanların tedavisi için açılan hastanelerdir. Kimi hastaneler kısa süreli tedavi hizmeti sunarken kimileri psikiyatrik rahatsızlıkların sürekli izlenmesine olanak sağlayan araçlarla donatılmıştır.

Akli bozuklukların bir hastalık olarak algılanıp tedavi amacıyla ilk hastanelerin kurulması 9. yüzyılda gerçekleşmiştir. Abbasi halifesi Harun Reşid döneminde Bağdat'ta kurulan ilk modern hastane olan 'bimaristan' akıl hastalarının tedavi edildiği koğuşları da içeriyordu.

Orta Çağ'da Avrupa'da akıl hastaları genellikle kiliselerde veya manastırlarda tutulmaktaydı. 18. yüzyılda akıl hastalıklarının bir hastalık olarak kabul görmeye başlamasıyla birlikte, akıl hastaneleri modern hastanelerin özelliklerini kazanmaya başladı.

Günümüzde akıl hastaneleri, ruhsal veya akıl rahatsızlıklarının tedavisi için gerekli olan tüm olanaklara sahip kurumlar haline gelmiştir. Bu kurumlarda, psikiyatrist, psikolog, hemşire, terapist gibi farklı uzmanlar görev yapmaktadır.

Akıl hastanelerinde tedavi gören hastalara, ilaç tedavisi, psikoterapi, grup terapisi gibi farklı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Hastaların iyileştirilmesine yönelik olarak, onların sosyal hayata uyum sağlamalarına yardımcı olacak rehabilitasyon programları da yürütülmektedir.

Akıl hastaneleri, ruhsal veya akıl rahatsızlığı olan kişilerin tedavi edilmesi ve topluma kazandırılması için önemli bir işleve sahiptir. Bu kurumlar, hastaların iyileşmesi ve sosyal hayata uyum sağlaması için gerekli olan tüm olanakları sunmaktadır.

Türkiye'de ruhsal ve sinir hastalıkları hastaneleri, Sağlık Bakanlığı'na bağlı olarak hizmet vermektedir. Bu hastanelerde, ruhsal veya akıl rahatsızlığı olan hastaların tedavisi için gerekli olan tüm olanaklar bulunmaktadır.

Akıl Hastanesine Neden Tımarhane Denir

Akıl hastanelerine "tımarhane" denmesinin sebebi, bu kurumların geçmişte akıl hastalarının tedavi edildiği bir yer olmaktan çok, onları toplumdan izole etmek için kullanılan bir yer olmasıdır.

Orta Çağ'da akıl hastaları genellikle kiliselerde veya manastırlarda tutulmaktaydı. Bu kurumlarda, akıl hastaları genellikle zincirlerle bağlı tutulmakta ve kötü muamele görmekteydi.

  1. yüzyılda akıl hastalıklarının bir hastalık olarak kabul görmeye başlamasıyla birlikte, akıl hastaneleri modern hastanelerin özelliklerini kazanmaya başladı. Ancak, bu dönemde bile akıl hastanelerinde tedavi gören hastalar, toplumdan izole edilmeye devam etmekteydi.

Bu dönemde akıl hastanelerine "tımarhane" denmesinin sebebi, bu kurumların hastaların tedavi edildiği bir yer olmaktan çok, onları toplumdan izole etmek için kullanılan bir yer olmasıdır. "Tımarhane" kelimesinin kökeni Arapça "tımar" kelimesine dayanmaktadır. "Tımar", bir şeyi onarmak veya iyileştirmek anlamına gelmektedir. Bu nedenle, "tımarhane" kelimesi, akıl hastalarının tedavi edildiği bir yer olarak anlaşılmıştır.

Günümüzde akıl hastaneleri, ruhsal veya akıl rahatsızlıklarının tedavisi için gerekli olan tüm olanaklara sahip kurumlar haline gelmiştir. Bu kurumlarda, akıl hastaları, topluma kazandırılmak üzere tedavi edilmekte ve rehabilite edilmektedir. Bu nedenle, akıl hastanelerine "tımarhane" denilmesi artık doğru değildir.

Türkiye'de akıl hastaneleri, 2005 yılında çıkarılan 5378 sayılı Ruh Sağlığı ve Hastalıkları ile Mücadele Kanunu ile "ruhsal ve sinir hastalıkları hastaneleri" olarak adlandırılmaya başlanmıştır. Ancak, halk arasında akıl hastaneleri hala "tımarhane" olarak bilinmektedir.

Editör: Deniz İnal