“Elimizde Kuran,
Dilimizde Besmele ile biz bu Ana-yasayı hazırladık...”
Yukarıdaki cümleyi kuranlar ben ve benim gibi düşünenler değil.Söyledikleri zaman ise;şimdiki zaman değil.
1982 Anayasası olarak bilinen ve “Cunta” yasası olduğunda tam karar kılınmış olan ve şimdi değiştirilmesi,yeni Anayasa yapılmasını zaruruiyet kabullenen ve Bu Meclis “sivil “Anayasa yapmak duurmunda diyen anlayış ,Yıllar öncesi ,Cunta Anayasası olarak gördüğü Anayasayı hazırlayan zihniyetin taa kendileri.
Başbakan Sayın Ahmet Davutoğlu’nun Şehir şehir,kürsü kürsü ve her bulunduğu ortamda  dillendirdiği sözler ile birebir çakışan sözler,cümleler.Yine ayni kişi ve düşünce yapıları bir olan insanlar ve yine değişimden,demokrasiden,özgürlüklerden bahsedenler,O ,yıllarda 1982 Anayasasına tam destek diyerek yola çıkan,Türk Talebe Birliği içinde ,yönlendirici kadrosunda bulunan,Kanlıpazar diye bilinen geçmişin karanlık dönemlerinin içinde ki, “Karanlık” kişilerden birisi olan;Meclis başkanı;İsmail Kahraman ve şürasıydı.Değişen ne demiyoruz,çok sular aktı ve çok şeyler değişti elbette ki;Değişimleri söyle bir gözden geçirelim:1982 Anayasası ;Orhan Aldıkaçtı ismiyle ortaya çıkan bir heyet tarafından hazırlandı ve Kurucu Meclis denilen bir meclisin elinde şekillendi,Talimat ve yönlendirme;12 Eylül 1980 dönemine damgasını vuran;Askeri yönetim,kısaca “Cunta”...Ardındaki Güç;”Türkiye’de bizim çocuklar yönetime el koydu” bilgisini saatler önce ABD de açıklama yapan dış güçler.Yine bahanelerinden bir tanesi;Anarşi ve Terör durumuydu.Günde,onlar gibi rakamlar telafuz edilirken ,12 Eylül sabahından itibarek “bıcak “gibi kesilen olaylar ve sonrasında söylenilen ve tarihde yerini alan;”sosyal uyanış” tezi.Ülkedeki uyanış dedikleri;Özğürlük,demokrasi,Dayanışma,Ekonomik gelişim ,haklar ve uyanıştı.Uygulamaya konulan ve uygulanması yanlıca baskıcı yönetimlere bağlı kalan;24 Ocak 1980 kararları,şimdilere benzeyen yasal,kararnameler ve ğidişat.Sivilleşme adı altında başlatılan ;tek elde yönetim,Hızlı karar alma süreçleri Ve MGK...’82 Anayasasına eklenilen geçici madde ile yargılanamazlık ...
Kaybolan nesil ve barıştır-karıştır,Tektipleştirme adı altında sindirme ,yok etme ve imha politikaları.”Dindar nesil” yetiştirmenin öncü  babası.Türk-İslam sentzi ismiyle uygulamaya geçen ve bir görüş,düşünceyi pasifize ederek,yok hükmünde gören anlayış ile günümüzün söylem dili arasında ki benzerlikler.
Yasama-Yürütme,Yargı denilen ve Demokrasinin olmaz olmazları olarak görülen saç ayagının destekcisi konumunda ki;Basın..! O,günlerde MGK dan talimat alınarak islev görüyoru ,ya Şimdi..? Değişim yaşanıyor değil mi..?
Banker krizleri,Döviz büroları ve tefeci bezirganlığın sokak adıyla anlatımının yerine tekelleşerek yeşeren,kendisine yasal kılıflar girdirilen ve Bankalar arası kurul denilen ,aslına bakıldığında Tahtakale bankerliğinin günümüz bankacısı,tefecisi olan sahısların yerini alan Kredi kart,kredi tefeciliği...
Tarım politikalarının belirleyicisi durumundayken kaldırılan Birlikler ve birliklerin içinin boşaltılmasıylada yok hükmüne getirilen Tarımsal yapılar ve hak-taban fiyat oluşumunu ;Tarımsal destekleme adıyla gündeme getiren ve desteğinin artık,Tarım alanlarının boşaltıldığı,şehirlerde yedek ,ucuz iş gücü durumuna sokulduğu,asğari ücret ve taşoren sistemi diye adlandırılan sömürgeci,artı-değer sistemi.Öğrenci-Gençlik;Toplumun dinamik gücü ve yasa tanımaz,kendisine özğü hareket biçimleriyle hareket eden ve düzenin yılmaz savunucu ve değiştirici yapıtaşı olan aydın,çağına uygun hareket kabiliyetli motor gücü o zamanlar sokaklardaydı,talepleri;Yenileşme,Devrim ve düzen savunucusu,Milliyetci,Ülkücü,Akıncı isimleriyle görüş taşıyıp ,tartışan,sorgulayan ve yönlendiren iken,Şimdi yönlendirilen olmaya tepki gösterdiğinden dolayı da “Çapulcu” ismini Gezi durumuyla hak eden gençlik.Üç maymunu oynamadıkları için terk edilen ve terk edilmeyenler ile de ;”Yüzde elliyi zor zapt ediyoruz” dedirten gençlik.
Dış güçler ve onların yerli uzantıları olan ve talimatlara bire bir uygun adım marş dedirtilen,O,yıllarda bizim çocukların günümüzde ki adı;Ortadoğu eş başkanlığından başka nedir ki;Birileri post-modern darbe desin,birileri maduriyet savunmasıyla dillerini bozsunlar ama birileri için tek bir gerçeklik olarak duruyor ve kabul görecektir.Sivil darbe...Güç ve destek odakları 12 Eylül 1980 de’kinin aynisi...
O zaman niye Ana-Yas değişikliğine gidilecek..?
Gidilmeli,şartlar değişti,o zamanların yönetim şekli,Emperyalizme göbekten baglı,üçüncü dünya şartlarına uygun ,Buhran ve gizli faşizmin devamı olan,Sunni denge diye bir anlatım,Oliğarşik dikta biçimli yönetimlerin değişime uğramış oluşları.Sunnidenğe ve halk mücadelesi dönemi şartların zorlamasıyla değişime ugradı,Burjuvazi ve işbirlikçileri olan Tarım ağalığı,banka-sanayi yapıları tekleşti.Yönetim ayağı birleşti,Gerillacılık,hak arama yolu olan sendikalar tam izay edildi,birlikler ortadan kaldırıldı,Yürütme,yasama tekleşmede geriye dönüşü zor olan bir yola girdi,Muhalefet,gençlik,eğitim ve tarımsal güç olan köylücülük bitirildi.tek tip ürün ve sömürü  katmerleşti,Tek ürün olan alanlar ve tarımcı iflas ettirildi,destekler ile sadakalaşma ekonomisi oluşturuldu.Basın hakları  denilen hakların yerini ve çalışma durumunu sosyal medya aldı.Memurluk ,çalışanlar,Devlet adı altına sokularak Devlet içinde eritildi,sessiz ,ürkek oluşuma getirildi,Küçük ve orta ölçekli işletmeler ,Ulusal ve ortak güçlerce aradan çıkartılarak ispirtoculuğa çekildi.Emperyalizmin yol,ulaşım,iletişim ve teknoloji ayagı sosyal uyanışların çok ilerisine vardı.
Öyleyse;Değişim şart ve adı;Başkanlık olmalı.Tek elden,tek dilden,tek kafadan emir verilmeli adı ne olursa olsun ama bizden olmalı.Öyle olunca da,Ana-yasa değişmeliDeğişimin başı;Dillerde Besmele,ellerde Kuran diyerek  başlamalı,şu asi olan ve kendileriyle birlikte emir komuta içine çekilmiş olan asi  oldukları kadar uysal olan Kürt hareketi gibi gösterilen dış dinamiklerin yerli şarlatanlarını da “terörist” ilan edilir ve Anayasa yapılıp,Başkanlık yoluna girdiğinde ,1986 iyileştirme,topluma kazandırma,infaz yasasındaki değişim gibi bir değişimle dışarı bırakma yasası uygulanır ve yaşa başkanım diyerek alkışlanılır.Önce,Ana-yasa değişmeli.Olmasa da olurda bu millete yedirilmeli...Değişim şart,be kardeşim,zaman onların dediği gibi duragan değil.Nireden nireye değil mi..?Baskı,Cunta ,diktatörlük,MGK derken şimdi;AnaYASA  VE BAŞKANlık...Benden yine hayır...Hayırda hayır var diyerek elbette...