Havadaki ani değişiklikler deyim yerindeyse çiftçinin kabusu oldu. Bu dönemde yaşanan ani hava değişiminden en çok tarla bitkileri ve meyve ağaçları zarar görüyor. Bu yıl buğday, fındık, zeytin, kayısı, ceviz gibi ürünlerde önemli zararlar bekleniyor.

Şehirde yaşayanlar “havalar çok sıcak, bahar havası var” diyerek kendisini dışarıya atıyor. Isınma gideri az oldu diye seviniyor. Kırsalda yaşayanlar ise normallerin üzerinde seyreden sıcak havadan ürküyor. Tohum ekmek, gübre atmak için toprağın nemlenmesini bekliyor. Tohumu ektikten sonra yağış olmasını, kışın kar yağmasını dört gözle bekliyor.

Havadaki ani değişiklikler deyim yerindeyse çiftçinin kabusu oldu. Hava şartlarındaki ani değişiklikler, sıcaklık farklarının kısa süre içerisinde büyük değişiklikler göstermesi tarımsal üretim için en büyük tehditlerden birisi oldu. Bu dönemde yaşanan ani hava değişiminden en çok tarla bitkileri ve meyve ağaçları zarar görüyor. Bu yıl buğday, fındık, zeytin, kayısı, ceviz gibi ürünlerde önemli zararlar bekleniyor.

Tarladan tarlaya farklılıklar var

Türkiye’nin tahıl ambarı olarak bilinen Konya Ovası’nda üretici tedirgin. Buğday veriminin olumsuz hava şartlarından etkilenmesi endişesi büyüyor. Sürekli sahada, tarlada ürünlerin gelişimini yakından izleyen Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Soylu, hava değişimindeki ilginç bir noktaya dikkat çekiyor. Telefonla görüştüğümüz Soylu, kurak geçen sonbahar aylarının üretim açısından ciddi risk oluşturduğunu belirterek şu değerlendirmeyi yaptı: ” Uzun süren kuraklıktan sonra Ocak ayı yağışları ile ürünlerde bir toparlanma oldu. Risk büyük ölçüde azaldı. Ancak, Şubat’ta beklenen yağışlar olmadı. Risk tekrar yükseldi. Gübre atılacak dönemde yağış olmadığı gibi havalar sıcak oldu ve üretici zamanında gübre atamadı. Mart ayı yağışları çok önemli ve belirleyici olacak. Marmara Bölgesi başlangıçta sıkıntılıydı. Ancak, son yağışlar orada riski azalttı. İç Anadolu’da Konya’da risk devam ediyor. Daha doğrusu eskiden olduğu gibi bölgesel değerlendirme yapmak da çok zor. Çünkü Konya’nın 31 ilçesinde her ilçedeki durum farklı. Bu ilçelerden 15’i iyi, 7-8 tanesi kötü. İl içerisinde bile ciddi dengesizlikler var. Neredeyse tarladan tarlaya fark var. Bir bölgeyi veya ili tümüyle sorunlu veya tümüyle sorunsuz demek mümkün değil. Tarladan tarlaya fark var. Fakat, genel anlamda Mart’ta beklenen yağışlar olmazsa risk yüksek.”

Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof.Dr. Süleyman Soylu

Tarım üstü açık fabrika

Bazı bölgelerde yağışlar çok iyi giderken çiftçi umutlandı. Bitki gelişimi çok iyi oldu. Fakat, hızlı gelişen bitki ani soğukla birlikte yanmaya başladı. Tohumdan ekim zamanına, bitkinin gelişiminden gübre kullanımına bir çok aşamada havadaki ani değişiklikler bitkinin zarar görmesine neden oluyor. Prof. Dr. Süleyman Soylu’nun da söylediği gibi çok dalgalı bir hava durumu var. Bu nedenle çiftçilerin kısa süreli değil uzun süreli hava durumunu takip etmeleri ve buna göre ekim, gübreleme ve diğer işleri yapmaları gerekiyor. En önemlisi de bu kadar yüksek risk karşısında mutlaka sigorta yapmaları şart.

Maliyetler artacak

Türkiye’de buğday ekiminin yüzde 75 oranında kuru tarıma dayalı olduğunu bu nedenle riskin her zaman yüksek olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Süleyman Soylu: ” Sulama yapanlar açısından bakıldığında maliyetler yükselecek görünüyor. Yani 4-5 kez sulama yapanlar bu sefer fazladan 2 sulama daha yapmak durumunda kalacaklar. Bu da maliyeti artıracak. Eskiden bitkilerde, meyvelerde soğuktan veya kardan dolayı uzun süren bir uyuma dönemi oluyordu. Uyuma döneminde soğuktan etkilenmiyordu. Şimdilerde havalar ısınınca bitkiler uyanıyor. Uyanınca hücre özsuyu meyvelerde dallara doğru ilerliyor. Hava soğuduğunda meyvenin dalları donmaya başlıyor. Donan dallar meyve vermiyor. Kayısı, zeytin, ceviz, fındık ,bağ alanlarında bu erken uyanma ciddi risk oluşturuyor. Geç uyanma olsa bu kadar risk olmaz.”

Fındık, zeytin, kayısı, ceviz ve üzüm bağları zarar gördü

Ani hava değişimin en çok zarar verdiği ürünler arasında fındık, zeytin, kayısı, ceviz ve üzüm bağları var.

Türkiye’nin üretiminde dünya birincisi olduğu ve Karadeniz Bölgesi’nin en önemli geçim kaynağı olan fındıkta mevsim normallerinin üzerindeki sıcaklık nedeniyle fındığın erken uyanmasına neden oldu. Normalde Aralık ayı ortalarından Mart sonuna kadar olan dönemde döllenmenin gerçekleştiği fındıkta, Ordu başta olmak üzere yerel bazda bazı bölgelerde sıcak havanın etkisiyle püsküller kurudu ve döllenme olmadı. Bu nedenle üretime olumsuz yansıması bekleniyor.

Fındıktaki zararı TARSİM tespit etti

Önce sıcaktan olumsuz etkilenen fındıkta daha sonra aşırı soğuk nedeniyle özellikle Ordu’da 200 ile 400 rakım arasındaki bahçelerde don zararı meydana geldi. Bölgedeki bazı üreticiler TARSİM(Tarım Sigortaları Havuzu)’e başvurarak hasar tespiti istedi. Yapılan tespitlerde bahçesi yüzde 82 zarar gören üretici de var, yüzde 30-40 zarar gören de var. Fındıkta geçmiş yıllarda olduğu gibi Mart sonu Nisan başı aşırı soğuk nedeniyle don riski de var.

Kuru kayısı ihracatında dünyada lider konumunda olan Türkiye’nin kayısı üretim merkezi Malatya’da ise Darende’de aşırı soğuk nedeniyle kayısı ağaçları zarar gördü.

Özetle, havadaki ani değişiklikler bitkilerde ciddi zararlara yol açıyor. Buna yönelik çalışmaların yapılması tohumdan başlayarak her aşamada gerekli önlemlerin alınması gerekiyor.