Bir sırrı açıklıyorum: En büyük sığınağım rahmetli annemin elleri, avuçları olmuştur. Hayatı da şefkati de tarif edecek iki kelime: Annemin elleri! Ayaklarının altında cennet olan birinin ellerinin altında nelerin olabileceğini tahmin etmeye insanın aklı, havsalası yetersiz kalır. İnanıyorum ki, hangi eve anne kokusu sinmişse, o ev mutludur, huzurludur. Kırlentlerdeki örgüden tabaktaki kaşıklara, pencerelerdeki ışıl Işıllıktan balkondaki çamaşırlara kadar her yere siner anne kokusu. Ve Dünyalara değişmem annemin kokusunu. Bütün parfümleri kocaman bir şişeye koysanız önüne sunsanız da, bir damla anne kokusuna değişmem yeminle. Birkaç yıldır ‘Anneler günü’ pek havalı geçiyor. Anneler günü annelerimize bizlerin aldığı ile doğru orantılı olmalıdır. Kanımca güzel bir sabah kahvaltısı ‘iyi ki annemsin’ vurgulamaları ve temiz hisler annelik için yeterlidir niyetindeyim. Dünya’nın en fedakârlık isteyen mesleği ANNELİKTİR. Sevgili dostlarım kim ne derse desin anne olmayanlar da anneliğin ne demek olduğunu pek bilemez. Dünya’nın en büyük hediyesi ve en büyük cezası aynı mahlûkatta nasıl toplanır, bunu bir tek anne anlayabilir. ‘Anneler Günü’ bir anneyi en mutlu eden şey çocuğunu sağlıklı, gülen mutlu bir çocuk olduğunu görmektir. Şüphesiz üstelik yaşın ne olursa olsun anne olmak sabır gerektirir. Her gün sinir hapı içmek, içmiş gibi yapmak ama hep ‘mutlu’ yu oynamak gerektirir. Başkalarının çocuklarına bile onların çocuklarıymış gibi davranmayı gerektirir. Her şeyden önemlisi annelik insanı geliştiren iyileştiren bir vasıftır, insan olmaya birebir gelir. Annem mükemmel bir kadındı, ve bambaşka bir insandı. Babaannemde okuma yazma bilmezdi ama çok zeki bir kadındı. İki farklı ne neydi onlar ama özleri hep aynıydı. Üç çocuk yetiştirdiler bazen annem babam, babamda annem oldu. Demek ki anneliğin tarifi yok. Çünkü bütün anneler aynı sever çocuklarını ve sadece iyi insan yetiştirmek kâfidir, adam olmak için.

***

Bugün masamın başına oturunca yazmak istedim sizlere ‘ anneler günü hakkında ‘ Anne olmak zor işmiş vesselam.. Herkes çocuk doğurabilir ama ANNELİK başka bir iştir. Annelik bu! Biz sevdiğimiz için severiz, karşılıksız sevmeyi annemizden öğreniriz     Dini rahmeti. Dini merhameti. Dini ülfeti. Kul hakkı yememeyi ve tüm dini ahengi. Ve layık olmayı. Layık durmayı ve kalmayı. Kaybetmeyi, ahlaksızca bir kazanca tercih etmeyi. Bir sevda sahibi olmayı, bir ideale tutunmayı. Vatanı sevmeyi, doğayı korumayı. Duygu stoku, vicdan stoku dostluk, kardeşlik, akıl, insanlık stokları biriktirip istiflemeyi biz annemizden öğrendik. Anne hakkı ödenmez sevmeye ömür yetmez… Bütün dünya benim olsa bir tane Annem yetmez. Rahmetli annelerimiz nur gölünde yatsın.     Rahim ve Rahman ile kalbimize dolan güzelliktir ana. Kalbimize zincirli en muhteşem tutsaklıktır. kalbimize düşen bir susuzluk, susuzlar su arar gibi, ruhları mutluluk sarar gibi.  Gurbetlerde kubbe kubbe çağlayan ses; bahçeleri ıtır ıtır dolduran nefestir.  Ana hasret  gecelerimize  huzuru demleyen çayların şekeri,  uzak yolcuların karanlığa mahkûm gözlerinin feneridir. Anacık ! Kahramanları silinen bir filmin tam ortasında çaresiz çocuklarız biz, garip bir masalı yaşıyoruz, hazin bir rüyayı soruyoruz… Annemin bana Analı kuzu, kınalı kuzularım sözleri hala kulağımda çınlar ve şimdi aklıma geldi bir türküden; Ana başta taç imiş. Her derde ilaç imiş.  Bir evlat pir olsa da anaya muhtaç imiş. Yanımızda çalışan bir Bayan doğumdan sonra iş yerine geldi. Bana TAŞKIN AMCA Annelerin ve Analığın ne olduğunu şimdi daha iyi anlıyorum Allah kimseyi Evlatsız bırakmasın dedikten sonra ANNEMİN KIYMETİNİ DAHA İYİ ANLADIM dedi.  Büyüklerimizden her zaman duyduğumuz bir söz vardır. ‘ Ana gibi yar olmaz, Bağdat gibi diyar olmaz’ derler. Hayatta olan bütün annelerin saygı ve sevgilerimle ellerinden öper, ölmüş olan Annelere ‘de Allah’dan rahmet dilerim. ANNELER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.

ANNELER GÜNÜN’ü geç yazdığımdan dolayı bütün annelerden ve Anne adaylarından özür dilerim.

 

.