İbadet inançlı insanlar için var olması gereken bir durum olduğu gibi,İnançlı olduğunu iddia edebilen insan ;Yöre ve İnsanlara faydalı olan insan olmalıdır.
Yöremiz ağır ve zor çetin koşullar içerisinde yaşam sürdüren,sürekli göç veren ,kendisini idame ettirmekte zorlanan ve her koşul içerisinde ;İnancı gereği de olması gerekenleri yerine getirmeye çalışan bir yapıdadır.İnancından ve ibadetinden hiç bir şekilde vaz geçmediği gibi de birilerinin kendisine katkı sağladığında daima yanında olandır.
İmam ve Hatip olgusu ibadetin olmaz olmazı değildir ama olması gereken yanıdır.
İbadetin gizli olanı ve Hak için yapılanı makbuldür.İnançlı insan inancı gereği inançlarını yerine getirebilir ama İmam -hatip cemaat ve iman edenler olmaz ise görevini yerine getirmiş sayılmaz.
Yöremiz kozmopolitik bir yer olmasına rağmen inanç olarak Hanefi mezhebine inanmış ve tek inançlı bir yöredir.Her şeyi kabu ede bilme yetisi en zor olan bir yöre ve insan topluluğu içerisinde bulunur.Türkiye Cumhuriyet Devlet yönetimi ve Diyanet anlayışına bağlı olduğu gibi İnancını kimse ile de tartıştırmaya açmaz.İbadet ve tutsaklık farklı yürür.
Burada insanlar ibadetini yerine getirir fakat kimseye kendisini bağlamaz,sürekli ,tartışılmaz biçimiyle kendisini bağlamaz.Sorgulayan,soran ve araştıran ve dinin gereğinin yerine getirilmesini de ister.
Cami ve ibadet yerlerinin kapısı daima açıktır.Hiç bir görevli veya hiç bir kişi bu konuda telkin veremediği gibi başka anlamlarda da kullanma yetkisi hakkı olamaz.Cemaat ibadetini yapmak ve ibadetine öncü görevi yapmak durumuyla görevlendirilmiş olan görevlilerin ardından yapmak durumundadır.Görevli de bu görev için vardır.
Görevlinin günlük,ailevi sorunları olabileceği gibi ,hesap vereceği ,götürmek durumunda olduğu görevleri aksatmasına neden olamaz.Bu görev ,sorumluluk karşılığı olan,Maaş ve ödenek ile kendisi ödüllendirilmektedir.Görev ve sınırlarının bilmek ve bildirmek durumundadır.
Bunun karşılığı olan Cemaat denilen çoğunluk ise,Görevlinin görev alanını sorgulamak ,kendisine göre yorumlamak veya tavır geliştirmek durumunda değildir.
İnsanlarımızın durumu yerinde değerlendirmek ve olması gereğince de hareket etmek görevidir.
Kabris yapmak din ve ahlak içerisinde yeri olmayan durumdur.İnsanlar ibadeti her şekilde yerine getirebilir ama ya ,görevlendirilmiş olan kişi hangi sıfat ve nedenler hak-hukuk ve vicdanen yerine getirebilir.
Yaşanılan olumsuzluk tek taraflı olmadığı biliniyor,kimse de taraflardan birisini öne çıkartamaz.Diğer tarafta kalan ve günün belli saatlerinde var olması gereken yanıyla ,İbadet ve inançlarının sürekliliğini isterler.
Kimsenin yeri doldurulmaz değildir ama,Giden veya gönderilmesine neden olanları da bu insanlar bir gün en ağır bedel ve ödeme usulüyle ödetir.
Son söz :Merkez cami İmam-Hatipimiz Nihat kardeşimiz birilerince farklı ve biçimsel olarak sorunlu gözükebilir ,diğerleri de ondan veya başka birilerince ayni biçim ve şekille değerlendirildiğini bilmelidirler.
Göndermek istediğiniz kişinin yerini daha farklı ve anlayışlı kişiyle doldurmak zorundasınız yoksa İnsanlar bu değerlendirmeyi farklı biçimde yapacaklardır.Değerlendireceklerdir.Ateş olmayan yerden duman çıkmayacağı gibi Kurt dumanlı havayı sever Atasözünü de bildiğini bilmelerini isteriz...Sevgilerimle...