TV’lere bakıyorum. Herkes ekonomist herkes bütçe açıklarını kapatma uzmanı Mübarekler. Spiker soruyor: Bu kadar açık bütçelerle nereye gidilir.
Cevap. Bu gemi batar
Peki, Çare nedir?
Cevap toplumsal mutabakat gereklidir
. Ah ATAM bize bu şekilde konuşmayı öğretmedin. Gaflet dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler dedin. Ama çok nazik söyledin. Dedin ki: Bundan daha elim ve vahim olmak üzere……Bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin, siyasi emelleri ile tevhit edebilirler. Bunu neden apaçık söylemedin. Bazı gaflettekiler anlamazlığa geliyorlar. Atam diyecektin ki: “Dâhildeki, bedhahlarınız hariçteki bedhahlarımızdan rüşvet alarak seni satabilirler dikkat et.” 14 Mayıs 1950 den beri bu işlevleri devam ediyor. O zaman 3 TL ilan bir ABD Doları bugün 34.000.000 TL dir. Bu başarılarında aslan payları Menderes’e+ Özal’a+ Tansu Çiller’e ve AKP+MHP birlikteliğine aittir.
· Hiç kimse demiyor ki Atatürk’ün bu konudaki direktifi budur. Onu uygulayalım: Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.
Bunlar 14 Mayıs 1950 den sonra bir tane bile ilaç için DENK bütçe yapmadılar. Bu işe ne diyecek. Karar Türk milletinindir. Bu karara doğru 31 Martta çok ileri bir adım atılmıştır.
· Zafer Türk milletinin olacaktır.
· Türk Milet’ti azimli ve kararlıdır.
· DENK bütçe sahillerine mutlaka ulaşacaktır
. Ancak başkomutanının emrini beklemektedir.
Eyy Kahraman Türk Milleti!!! ilk hedefiniz DENK bütçe ile zamsız Türkiye’de yaşamaktır. İleri….
Atatürk Ordusunun Birinci, Vazifesi Nedir?
Atatürk subaylarının ve Gençliğinin birinci vazifesi " Türk İstiklal ve cumhuriyetini ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir”. Mevcudiyetilerinin temeli budur. Bu temelleri değiştirebilecek bir baba yiğit doğdu,
Büyüdü da biz bilmiyorsak bilemem amma şu ana kadar görmedim duymadım. Şu ana kadar Birileri ben varım demedi ve diyemedi
Ahh Nerede O eski Askeri Öğrencilikler
Biz ne kadar şanslı bir askeri öğrencilik dönemi geçirmişiz de değerini bilmemişiz. Günlerden bir gün şimdi ismini yazamadığım bir müteveffa arkadaşımız okula ağzı burnu şişmiş ve düzeltilmiş olarak geldi. Biz yüksek sınıf öğrencileri toplandık işe el koyduk. Ve bir gece evvel dayak yediği Pikatura adlı gece kulübüne harekât düzenleme kararı aldık. Ertesi günkü harekat için gerekli planları yaptık. İkmalleri tamamladık: Pikatura Kulübünü bastık. Dayak nasıl atılır dersini teorik ve pratik olarak gösterdik. Dayak nasıl atılmalı ki etkisi kalsın dersinden pratik yaptık ve 40 kişi eksiksiz okula döndük. Ertesi günü tüm gazeteler Deniz Harp Okulu Aksaray’da / İstanbul’un göbeğinde saat 6 da gündüz Pikatura adlı gece kulübünü bastılar haberini manşetten verdiler. İçini tuzla buz ettiler yaralanalar bile var diye manşetlerden haber verildi ( Biz Deniz Harp Okulunda değildik. Dz. Üniversite öğrencilerinin kaldığı Beylerbeyi Dz. Astsb Hz. Ortaokulunda iaşe ve ibate ( yatmak ve yemek) ediliyorduk. Doğaldır ki durum Deniz Eğitim Komutanımız Tuğamiral Kemal Kayacan’a intikal etti. Kayacan işe el koydu. Adli müşavire danıştı. Bu olayı öyle bir çözeceksiniz ki çocuklarımın hiç birinin burnu kanamayacak diye emir verdi. O da Sayın Komutanın çok kolay bir iş diye cevap veriyor. Nasıl kolay diye Kayacan paşa soruyor. O da zarar ve ziyanı öderiz onlar şikâyet etmezlerse olay kapanır gider demiş. Derhal yapın emrini vermiş. Ama demişler kulüp bizden çok para istiyor. Ne kadar diye sormuş. 3.000 demişler. Kayacan olmaz demiş. Onlar sanmışlar ki para fazla geldi. O zaman tarih 1965 3.000 TL çok para. Albay maaşı 2700 TL Kayacan 5000 verelim iş kapansın çocuklarıma bir zarar gelmesin emrini vermiş. Biz de gittik İstanbul 20. Noteri Macit Bakkaloğlu’na. Kulüp sahipleri ile bir sözleşeme imzaladık.” Aramızda herhangi bir kavga veya olumsuzluk yaşanmamıştır. Gazetelerdeki haberler çok ama çok abartılmıştır. Öğrencilerimiz bize toplu olarak ziyarete geldiler çay içip gittiler. Biz de bir gün evvelki tatsız olay için özür diledik, Aramızda darp veya saldırı gibi bir olayın zerresi yaşanmamıştır.” Doğaldır ki bu belge dosyaya girince takipsizlik aldık. Nereden nereye gelmişiz. Ben yazarken geldiğimiz duraktan utandım.
Şimdi ne imiş Teğmenler mezuniyet töreninde kılıç çıkarmışlar silah çatmışlar marş söylemişler vs. Sebepleri ile soruşturmaya başlanılmış. Hayırlı soruşturmalar olsun. Onların görevi kılıç çatmaktır. Marş söylemektir. Yürüyüş yapmaktır. Savaşta da BATI Cephesi açmaktır. Hepsini yapacaklardır. Çünkü, onların esas görevleri, bu yurdun dağlarından, denizlerinden ve havalarından ve de hazinesinden içeri düşmanları sokmamaktır. Onun için yetiştirilmekte ve onun için eğitim verilmektedir. Yoksa SEVR anlaşmasına karşı sessiz sedasız kalmak değildir. Dahili ve harici bedhahlarımızı “Geldikleri gibi geri göndermektir” Yoksa müstevlilere şahsı menfaatleri için hizmet etmek veya susmak değildir.
Ne mutlu onlara ki; onlar Atatürk’ün şu andaki muvazzaf askerleridirler.