Cumhurbaşkanlığı himayelerinde, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı uhdesinde, TÜBİTAK MAM Kutup Araştırmaları Enstitüsü koordinasyonunda gerçekleşen 7. Ulusal Antarktika Bilim Seferi'nde, Türk bilim insanları Antarktika'ya minimum ayak izi bırakarak kıta ve çevresinin ekosisteminin olumsuz şekilde etkilenmesini engelleyerek canlı yaşamının koruyucusu oldu.

"Bilim ve Barış Kıtası" Antarktika'ya giden Türk bilim insanları, çalışmalarını 54 ülkenin taraf olduğu ve 1961'de yürürlüğe giren Antarktika Antlaşmalar Sistemi'nde belirlenen kurallar kapsamında ve 2017'de kabul edilen Antarktika Antlaşması Çevre Koruma Protokolü'nde belirtilen şartlara uygun şekilde yürüttü. Türk bilim insanları, söz konusu sistem içerisinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı'nın Madrid Protokolü'nü esas aldığı yönetmelik kapsamında çalıştı.

Ada üzerinde 4 tane göl bulunduğunu ve bu göllerden su ve sediman numuneleri topladıklarını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

"Toplanan numunelerde Türkiye'deki laboratuvarlarda çeşitli analizler yapacağız. Göllerde yapılan çalışmalarda 2 farklı zooplankton varlığı bulunmuş. Bu zooplanktonların görüldüğü en güney enlemlerdeki göl ekosistemleri bu yüzden büyük önem arz ediyor. Yapılan çalışmalarda alınan karot ve sediman numunelerinde on binlerce yıl öncesine ait zooplankton fosilleri bulunmuş, dolayısıyla gelecekte de bu hem bilimsel hem kültürel mirasın kalması için büyük çaba gösteriyoruz. Birleşik Krallık, Belçika ve Türkiye olarak çevrede bulunan bütün göllerin koruma alanı ilan edilmesi içinde çaba sarf ediyoruz. Büyük ihtimalle 2024 yılından itibaren burası koruma alanı olacak. Koruma alanı olunca tabii ki burada bilimsel çalışmalar devam edecek. Ancak belli kuralları olacak." AAAA

Editör: Soner Özdemir