Bütün gözlerin çevrildiği, hesapların buna göre yapıldığı, İstanbul kongresi kazananı her türlü zorlamaya rağmen Genel Merkezin desteklediği Cemal Canpolat değil, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun desteklediği Özgür Çelik oldu. Hem CHP Genel Merkezi hem de ‘değişimciler’ hesaplarını yeniden gözden geçirecek, bütün hesaplar buna göre yapılacaktır...

İstanbul İl kongresini kimin kazandığıyla beraber kimin kimle beraber olduğu ve kongrede söylenenler daha uzun süre tartışılacaktır. Sadece parti içinde değil, kongreden AKP’ye de yeterince malzeme çıktı. Özellikle Genel Merkezin desteklediği Cemal Canpolat bütün deneyimine rağmen kazanmaya öyle odaklanmış ki adaylık konuşmasında kendi partisinin belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili söylediği sözler başta büyükşehir adaylığında adı geçen AKP Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu ve AKP medyası Canpolat’ın sözleri üzerinden İmamoğlu’na yükleniyorlar. Önümüzdeki yerel seçimlerde AKP’ye İmamoğlu ile ilgili seçimlerde kullanabilecekleri yeterince malzemeyi kongrede Cemal Canpolat ve CHP yöneticileri söylemleriyle vermiş oldu.

AKP bu söylemleri seçim sürecinde meydan meydan ‘’biz demiyoruz, CHP’liler kendileri söylüyor’’ diyeceklerdir.

Haliç Kongre Merkezinde yaşananlardan sonra kamuoyunun sorduğu haklı soru kongreyi Canpolat kazansaydı günler önce aday ilen edilen Ekrem İmamoğlu aday yapılmayacak mıydı? Aday yapılsa bile, bu kadar ağır sözler sarf eden Canpolat ve CHP yöneticileri seçmenden nasıl oy isteyecek, kazanması için seçmeni nasıl ikna edeceklerdi? Yoksa aday gösterildiği halde İmamoğlu’nun kaybetmesi mi isteniyor veya günler öncesi aday ilan edilen İmamoğlu aday yapılmayacak mıydı?

İMAMOĞLU NE DEDİ?

Milletin devrimci ve halkçı bir parti istediğini söyleyen İmamoğlu, ‘’Bu millet Türkiye’yi zenginleştirecek güçlü ve adil bir Türkiye’yi inşa edecek bir seçeneği gördüğünde tereddüt etmeden iktidara taşır. İşte bu millet CHP’nin iktidar olmasını istiyor. Bizlerin görmezden gelmeyeceği ulusal ihtiyaç budur. Bizim en acil ve en önemli görevimiz hep beraber iktidar olma seçeneğini milletimize acilen sunmaktır. CHP’yi güçlendiren ayağa kaldıran devrimci ve halkçı bir parti yapın diyor halk bize’’ derken. İmamoğlu ‘’2024’te yerel seçimlerde İstanbul’da Türkiye çapında yeni bir zafere imza atmaktır. Sonra 2028’de cumhurbaşkanlığını kazanıyoruz. 2029’da daha büyük başarılara imza atıyoruz yerel seçimlerde. Hedefimiz budur. Bu tarihleri zihinlerinize kazıyalım’’ iddialarını dile getirip. Bizim en acil ve en önemli görevimiz hep beraber iktidar olma seçeneğini milletimize sunmaktır ‘’Hepinizi omuz omuza çalışmayı davet ediyorum’’ derken…

CHP’LİLERİN BİR BÖLÜMÜ BU İNANCI TAŞIYOR MU?

Salonun bir bölümünün ‘’Halkın umudu Kılıçdaroğlu’’ ve ‘’Hak, hukuk, adalet’’ sloganları atması anlamsız değildir!

Özellikle İstanbul İl kongresinde söylenenlerden sonra kamuoyunun önemli bir bölümünde ‘’CHP, İmamoğlu’nun kazanmasını istemiyor mu?’’ soruları daha sık ve yaygın olarak sorulmaktadır. Parti içi iktidarı korumak, 25 yıl sonra kazanılan İstanbul’dan daha önemli duygusu, yerel seçimlere kısa bir süre kala seçmen nezdinde bu ve benzeri endişelerin ortaya çıkmış olması, seçmende CHP’ye olan güven kaybını artırmakta, inancı zedelemektedir.

Kongrede Cemal Canpolat’ın verdiği pası AKP, gole çevirmeye çoktan başladı bile! İBB AKP Meclis Grubu, Canpolat’ın iddiaları hakkında soru önergesi verdi…

ELE ELE, OMUZ OMUZA, HEP BERABER Mİ?

İmamoğlu’nun ‘’Bizim en acil ve en önemli görevimiz hep beraber iktidar olma seçeneğini milletimize sunmak, hepinizi omuz omuza alışmaya davet ediyorum’’ derken…

İl başkanlığını kazanan Özgür çelik, kongrede defalarca ‘’kim kazanırsa kazansın, buradan kol kola çıkacağız, hep birlikte kazanacağız’’ sözlerine rağmen. Haliç Kongre Merkezinde sonuçlar 01:45’de açıklanıp, kongre başkanı Çetin Soysal’ın Özgür Çelik ile birlikte Cemal Canpolat’ı da davet ettiğinde; salonda Canpolat ve ekibi yoktu!

Özgür Çelik seçimi kazandıktan sonra yaptığı konuşmada ‘’bunun bir zafer konuşması olmadığını, esas zafer konuşmasının önce İstanbul’u sonra Türkiye’yi kazandıktan sonra’’ olacağını vurguladı.

Salonda ve meydanlarda atılan’ iktidar iktidar’ sloganlarından anlaşılan ‘parti içi iktidar’ olmalı!