Çok sevilen, hemşerimiz Aziz Çelik'e ait bir Adıyaman türküsü var.. Gelin birlikte anımsayalım!..

Düz dara yar  düz dara

Yar zülüfün düz dara

Doksan dokuz yaram var

Sen açtırdın yüz yara

Zaten var olan yoz ve çarpık sistemimizden dolayı 99 yaramız vardı. COVID-19 ENFEKSIYONU sayesinde yaramız yüz oldu dostlarım.. Bu yaraların neden oluştuğunu, kim(ler)in oluşturduğunu herhalde az çok gidişatı gören herkes tahmin edebilir..

*

Gelelim bu başlıktaki konumuza.. Hipokrat yeminimiz gereğince toplumu bilgilendirmek görevimiz diye düşünüyorum.

Maalesef gözlemlerimize dayanarak söylüyorum.Covid-19’lu çocuk sayısı artmıştır.

Aileler dikkat diyoruz.

Çocuklara da korona

aşısı yapılması gündeme gelmeli diyebiliriz.

Çocuk hasta sayısı artma durumu

aileleri endişelendirmektedir.

*

Son dönemde Covid-19’lu çocuk hasta sayısında gözlemlerimize göre göreli bir artışın olduğunu belirtebiliriz. Aileleri daha çok dikkatli olmaları konusunda uyarıyoruz. Çocuklara da artık aşının yapılması gerektiğinin gündeme gelmesi gerekir.

*

Koronavirüs olgularının 50 binli rakamları geçtiği şu günlerde(Bizce daha fazlası mevcut. 2 ile çarpmak gerekir) dikkat çeken bir diğer önemli konu ise yeni tip korona virüslü (Covid-19) çocuk sayısındaki gözlenen artış olmuştur.

*

Virüsün ilk dönemlerinde çocuk hasta sayısı oldukça düşüktü. Ancak son dönemdeki artış aileleri de endişelendirmiştir.

Çocuklardaki bu artışı ve yapılması gerekenleri değerlendirecek olursak; Dünyada Covid-19 enfeksiyonu nedeniyle çocuklarda hastaneye yatış oranlarının göreli artış gösterdiğinin gözlendiğini belirtebiliriz. “Virüsün ilk dönemlerinde okulların tatil olması ve insanların evlerinde bulunması, çocuklardaki olgu sayılarının düşük olmasını sağlamıştır."

*

Son zamanlarda ise okulların açılması ve sosyal yaşama katılımın yükselmesi, mutant virüslerin devreye girmesi; Çocuklardaki Covid-19 enfeksiyonu riskini arttırdığı, bu çocuklardaki olgu sayılarının da göreli artmasına neden olduğu gözlenmiştir dersek yanılmış olmayız.

*

Çocuklardaki bu artışın nedenlerinden birisinin de İngiltere mutasyonu olarak bilinen B.1.1.7 'den ve diğer varyantlardan kaynaklanabileceğini belirtebiliriz. “Bunun kesinleşmesi ise ancak ülkemizde yaygın bilimsel araştırmalar ile mümkündür. Artı olarak bu mutasyonu yeni bir virüs olarak kabul edersek, çocuklarda özellikle 0-9 yaş grubunda belirgin olarak gözlemlendiğini belirtmeliyiz.” Bu mutasyonun daha bulaşıcı ve kısmen daha öldürücü olabileceğini burada vurgulamak gerekir.

*

AİLELERE UYARILARIMIZ:

Yeni mutasyonlarla virüsün bulaştırma hızının artması, insanların önlemler konusunda gevşemesinin, göreli daha az bilinçli davranma olasılığı olan çocuklar için durumu riskli noktaya taşımıştır. Aileler ister istemez virüslü süre arttıkça kontrollerini kaybetmeye başlamıştır. Burada çocuklu ailelerin daha çok dikkatli olması gerekir. Şu an için yaygın bir bulaş olması nedeniyle aileler, çocukların sosyal mesafe kurallarına uyması konusunda dikkat etmelidir. Çocuklarına sık sık el yıkama alışkanlığı sağlamalılar. Bahar aylarının gelmesiyle gelişen hapşırma ve burun akıntısıyla çocukların ellerini ağzına ve burnuna götürme olasılığı da artış göstermiştir. Bu konuda da aileler daha dikkatli olmalı. Diğer en önemli nokta ise çocuklara kesinlikle maske taktırılmalı diyebiliriz Çocukların okuldaki zamanlarında ise, eğitimcilere önemli görevler düşmüştür.

*

Öğretmenler, çocukları her an takip etmeli, sosyal mesafesine, hijyenine ve maske takmalarına çok dikkat etmeliler.. Çocuklar için aşı konusuna gelince; Erişkin aşılama da istenilen sonuçların henüz alınmadığını, bu gidişle aşılamanın sonbahara hatta kışa sarkabileceğini özellikle vurgulamak gerekir. Ama ne olursa olsun

ÇOCUKLARIN AŞILANMALARININ GÜNDEME GİRMESİNİ düşünüyorum.

*

Artan olgu sayıları ile birlikte çocukların kesinlikle aşılanmalarının artık şart olduğunu söyleyebiliriz. Çocuklar büyük oranda Covid-19 enfeksiyonunu hâlâ hafif şekilde geçirse de, 0-9 yaş grubunda bu virüs çok belirgin olarak görülmektedir. Türkiye’de toplam olgular içerisinde oran; 15 yaş altı çocuklarda yüzde 5, 2 yaş altı çocuklarda ise toplam olguların yüzde 2’sine denk geldiği gözlemlenmektedir. Virüsün etkileyeceği çocuk sayısı ise genele baktığımızda az bir sayı değildir. Kronik hastalığı olan çocukları da işin içine kattığımızda, risk faktörü daha belirginleşmektedir. Bu nedenle çocukların aşılanması gerekir. Şu andaki aşılar 18-60 yaş aralığına göre planlandığı için yeniden güncellenmelidir.  Çocuklarımızı korumak bizler için birinci öncelik olmalıdır.” Çocukların hangi tür aşıya tabi tutulmaları konusuna gelirsek; Bu konuda tartışmaların olduğunu, kişisel gözlemlerime göre inaktif aşıların yeniden güncellenerek(Mutasyonlara göre) yapılması daha uygun olabilir..

*

Giderek bu virüs( türkümüzdeki gibi) hepimizde derin yaralar açacak gibi.. Sorunumuzun çözümü maalesef siyasi olup, biran önce demokratik bir yapıya kavuşmadığımız, şeffaflaşamadığımız sürece işimiz zor olup, hastaneye yarışlar ve ölümler bizleri çok üzecektir..

Sevgilerimle...