Cumhuriyet Bayramı için Türk milletinin yaptığı kutlamalar birer destan ve milli reaksiyonlar zinciridir. Ulu kurucularımıza dön emridir. Neden böyle yazıyoruz. Yer yer Cumhuriyet kutlamaları yasaklanmış yer yer müdahale görmüş ise de Türk milleti Cumhuriyetimizin 98. yılını görkemli bir şekilde kutlamıştır. Cumhuriyetimiz ulu kurucularımızın çizdikleri yoldan gitmek yerine Haçlılar ve onların kuruluşları olan İMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların rotasından götürülmektedir. Hazinemiz iflasa sürüklenmiştir. Türk milleti de buna bağlı olarak tam manasıyla iflasa sürüklenmiştir. Önce Ulu kurucularımızın Cumhuriyetimizin ilelebet korunması ve yaşatılması için verdikleri direktifleri tekrarın tekrarı olarak yazalım. Aklımıza çivi gibi çakalım.

Ulu Önder Atatürk’ün direktifleri

1-Bugünkü savaşmalarımızın gayesi tam bağımsızlıktır. Bağımsızlığın bütünü ise ancak mali bağımsızlıkla mümkündür. Mali bağımsızlığın korunması için ilk şart bütçenin ekonomik bünye ile orantılı ve DENK olmasıdır.

2-Milli paranın kudretini beynelmilel buhrana karşı masun bulundurmak başlıca gayemizdir

3- Açık bir bütçenin sayısız sakıncalarını iyi bilen TBMM nin DENK bütçe yönünde kesin karar sahibi bulunması devletin mali ve hatta genel politikası için büyük güvencedir.

Bu direktifi AKP yönetiminin de anlayacağı açıklıkta yazarsak

Sakın ola ki açık bütçeler yapmayın sayısız sakıncaları vardır en önemlisi bağımsızlığınızı kaybedersiniz. Milli paranızın değeri düşer yabancıları bütün değerleri yükselir. Yaşadıklarımız bunlar değil midir.

Milli Şef İsmet İnönü’nün de şu direktifleri vermiştir

· Enflasyon politikası, iktidarın daha ilk yıllarından itibaren iktisadi bünyeyi süratle takatinden düşürerek 1952 yılının son baharı başlarında, memleketi tam manasıyla iflasa sürüklemiştir. Kelimeyi tartarak kullanıyoruz.

Bütçe açığı bir milleti, bir rutubetin binayı çökertmesi gibi yok eder.

Bu direktifi de AKP yönetiminin de anlayacağı şekilde açık yazarsak Türk milleti tam manasıyla iflasa sürüklenir Cumhuriyetimizi rutubetin bir binayı çökertmesi gibi Cumhuriyetimizi çökertir. Türk milleti bu kutlamalarda %80 çoğunlukla açık bütçeler yeter demiştir. AKP nin hakkını yemeyelim. Bu gidişe yani açık bütçelere 14 Mayıs 1950 de başlamıştır.

Şimdi de açık bütçelerin yhaptığı tahribatları özetleyen Prof Dr. Süleyman Çelik'in yaptığı hesaplar bir göz atalım.

18 YILDA TÜRKİYE % 58.5 ORANINDA YOKSULLAŞMIŞ!..

"2003’te AKP iktidara geldiği zaman hazinemizin toplam geliri 100 Milyar ve çeyrek altın 24 TL idi. Bölersek 4,1 Milyar çeyrek altın eder.

2020 mali yıl bütçe gelirlerinin ise şişirilerek 1095 Milyar TL olduğu bildirildi. 2020 yılı ortalama çeyrek altın 650 TL’dir Bölelim 1095:650=1,7 Milyar çeyrek altın eder.

Bunun yüzde hesabını yaparsak: 1.7 çarpı 100, bölü 4.1, eşittir: 41.46 yaklaşık 41.5 eder. Yani 2003'de 100 altını olan Türkiye'nin şimdi 41.5 altını var.

Demek ki Türkiye 18 yılda yüzde 58.5 oranında yoksullaşmıştır. NOKTA.

Prof Dr Süleyman Çelik

Cumhuriyetimiz biri birinden açık bütçelerle İsmet İnönü'nün dediği gibi; Bütçe açığı Türk milletini rutubetin bir binayı çökertmesi gibi yok etmiştir.

Cumhuriyetimiz her karış toprağını şehit kanları ile sulayarak kuran Türk milletine kutlama armağanı olarak DENK bütçe yapmak yerine 378 Milyar açık 2022 bütçesini yapanlar ve TBMM ne sunanlar için diyecek bir söz bulamadım.

Sayın Cumhurbaşkanımız fena halde kuşatma altındadır denilebilir.

Cumhuriyetimizin 98.yılında Türk milleti mahzundur.