Dâhili bedhahlarımız 14 Mayıs 1950 yi zafer günü olarak anarlar. Biz Kuvay-i  Milliyeciler ise gaflet ve dalalet ve hatta hıyanetin başlangıç günü olarak. Yanlış anlaşılmasın diye yazıyorum ki 14 Mayıs 1950 tarihinde bu günün dâhili bedhahları ve şefleri daha henüz dünyaya gelmemişlerdi veya daha henüz çocuk/bebek yaşlarında idiler.

O tarihte bir ABD doları 280 kuruş iken bu gün itibari ile 2.206.000 TL dır. Ortalama bir 280 yerine 3 TL dersek. Türk parası tam tamına 700.000 defa düşman paralarına ezdirilmiştir. İşte demokrasi kahramanlarının yüksek marifetleri. Dâhili bedhahlar ve Türk paransın ezilişinin gözlerden saklamak için yalanlar uydururlar. Geçenlerde bunlardan bir aynen şunu yazdı.

“BATI"NIN ONCELIKLI HEDEFI ISLAMIN GELISMESINI DURDURMAK VE YOK ETMEKTIR!
  Batının ikiyüzlülüğü tiksindiriyor”

Ben de bu yazısını görünce hidayete erdi veya gerçekleri gördü diye şunları yazdım ve guruplara dağıttım “Sayın Z. K. yazmış. Ne güzel şeyler yazmış inanılır gibi değil. Diyor ki:

BATI"NIN ÖNCELİKLİ HEDEGİ İSLAMIN GELİŞMESİNİ DURDMAK VE YOK ETMEKTİR. Batının ikiyüzlülüğü tiksindiriyor!
Yıllardır ülkemde katliam yapan PKK’ya silah yardımı, para yardımı en azından göz yumma uygulamadılar mı?
İmza atarız bu sözlerin altına. Şunları ekleyerek tabii ki.
Atatürk gününden bu yana bizim paramızı 2.800.000 defa ezenler batılılar ve onların dâhilde para ile besledikleri yandaşları  değil midirler?
Özelleştirme adı altında malımızı mülkümüzü sattıranlar yok pahasına kapatanların arkasında BATI yok mudur?
Demek akıl için yol birdir. Bu durumda AKP yönetimi Batı ile sıkı bir işbirliği yaparak Türk milletini ezme ve yok etme politikalarını ürettiğini ve  Batının ürettiği bu politikaları  Türkiye’mizde gaflet ve dalalet ve hatta ... içinde olanların yürüttüklerini de Sayın Z.K. söylemiş olmuyor mu?

Bunun üzerine ben hala daha saf saf hidayete erdi diye düşünürken. Aynen şunları yazdı:

Dâhili bedhahlar diyerek ülke çoğunluğunu temsil eden bir yönetimi bir avuç darbeci millete değerlerine ve de iradesine saygısız hatta düşman” ODU GÖREVE” zırvasındaki bir azgın azınlık 16. Devleti de yıkabilir.
  O zaman 17. Nasıl kurulur, kiminle kurulur Allah bilir. Selamlar. Biz de cevaben:

Siz okumaz veya okuduğunu anlamaz mısınız?  Zaten Türk milletinin de karşı olduğu bu çizgidir. Bu çizgi bir ABD dolarını 80 kuruş iken 2.226.000 TL ye çıkarmıştır. Yanı bu kervan Türk milletine değil harici  bedhahlara hizmet etmiştir. Bu kervan  Vatana ve millete ihanet etmiştir. Kurtuluş savaşını Türk milleti yapmıştır doğru. Bu gün de  Türk milleti, yapmaktadır. Milletin sevgisi, beğenisi TERAKKİ PERVER, SERBEST FIRKA, DEMOKRAT PARTİ, ADALET PARTİSİ, ÖZAL PARTİSİ VE ERBAKAN - ERDOGAN PARTİSİ çizgisinde olmuştur.....Diyorsunuz. Asla böyle bir şey olmamıştır. 1954 te DP ve 1965 te AP dışında Milletimizin çoğunlukla iktidara getirdiği bir siyası teşekkül yoktur.. Sandık hileleri ve uluslar arası oyunlar oynanmıştır. Allah yolunuzu açık etsin. Paramız bir dolar karşısında 5.000.000 milyonu bulduğu zaman belki uyanır ezilen milletimizin feryatlarını sağırlaşmış kulaklarınızla duyar körelmiş gözlerinizle görürsünüz. Ne diyelim. İlk emri “OKU” olan ve “Bilim Çin’de bile olsa gidin alın” hadisi şerifleri bulunan bir millet durumunda mıyız? Yoksa emperyalistlerin hizmetinde çağdışı bir kervanda mıyız?
 Yazının diğer bölümlerine  cevapları blood olarak yazdım.
 Serbest Fırka Atatürk’ün sağlığında 19 Mayısta çıktığı Samsun"da, 9 Eylül”de zaferle girdiği İzmir”de! ve birçok şehirde yerel yönetimleri kazandığı halde Serbest Fırka kanunsuz, mahkemesiz, hakimsiz kapatılmıştır......( Serbest fıkra kapatılmadı. Kendi kendisini fesih etti.)

Nerede milletin iradesi? ( 1923 -38 arasında millet iradesi tamdır. 1938-1950 arasında da %80 dir ama 14  mayıs 1950 den sonra millet iradesi gasp edilmiştir. Bir yabancı paranın 2.800.000 defa değer kazanarak Türk milletinin ezilmesi  uçan kuşa Türk milletinin borçlandırılması milletimiz sofrasını kurma zorlukları içinde iken saraylar yapılmasının nasıl bir milli irade olduğunu anlatın da Türk milleti de anlasın.)

 Bugünkü kargaşanın tortuları kuruluşla birlikte 1946 seçimleri rezaleti ile, DARBELER ile doruk yapmıştır.  İlk defa millet “YETER SOZ MILLETINDIR” diyerek sandıkta iradesini 1950 yılında gerçekleşmiştir.( Bu tarihte milletimiz aldatılmıştır. İktidara getirilen ekip dahili ve harici bedhahlar koalisyonudur.)

Bu iradeye geçit vermeyen AZGIN AZINLIK milletin karsısında bir seçenek koyuncaya kadar milletin bu irade çizgisinin değişmeyeceği kesindir ( Kim bu azgın azınlık. Asıl azgın azınlık olanlar milletin parasını ezenler okullarını kapatanlar iş yerlerini düşmanlarına özelleştirme adı altında pazarlayanlardır) .

14 Mayıs 1950 tarihinde Türk Milleti aldatılarak dâhili ve harici bedhahlar koalisyonu iktidara getirilmiştir. Ne yazık ki dâhili bedhahların başında Atatürk’ün son başbakanı vardı. Bu iktidar ve takipçileri de o gün bu gündür düşman paralarına Türk parasını 2.800.000 defa ezdirmek gibi bir ihanetin uygulayıcısı olmuşlardır. Mesele budur. Milliyetçiliğin özü: Bilimde ilerlemek ve Türk milletini çağdaş bilimle çağdaş uygarlığa ulaştırmaktır. Tıpkı Atatürk gününde olduğu gibi.

Bu gün olaylar birbirini aşmış. Doğu paramparça. Anakarada Anayasaya bağlı bir hükümet ve Milli güvenlik kurulu yok. Ama siz bu yazıyı yazıyorsunuz diyorsanız. Keşke bu yazıları 50 sene evvel yazsaydık da bu günleri görmeseydik diyorum. Bu gün yaşadığımız acıları yoklukları sıkıntıların kökeninde 14 Mayısta temelleri atılan açık bütçe ve laik eğitimi yok etme  ihanetleri yatmaktadır. İşe başlayacağımız yer de bu iki ana yanlışın ulusal iradeyi temsil eden TBMM de yok edilmesidir. Başarılar dilenir.