Dünle beraber gitti, cancağızım,
ne kadar söz varsa düne ait.
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım”
demiş Mevlana…
Değişim farklılaşmaktır. Değişim hayatımızda olmazsa olmazlardandır. Çünkü biz değişim istesek de istemesek de bizim hayatımızın içersindedir. 
Sahip olduğumuz özelliklerimizin en iyisi olduğunu düşünür ve bunların bizi bir gün istediğimiz yere taşıyacağına inanırız.Aslında kişinin kendisine sorması gereken önemli bir soru vardır ki o da; “beni bu güne kadar bir yerden bir yere taşıyan her şey önümdeki süreçte istediğim yere taşımaya yetecek mi?”  sorusudur.Bu da aslında değişimin  bir habercisidir.
Değişim yaşamın karşı konulamaz kuralıdır. Doğadaki canlıların hepsi, hayatiyetlerini değişebilme yeteneklerine borçludurlar. Değişime direnen canlılar elenir, uyum gösterenlerin soyları devam eder. Doğanın kanunu böyledir. 
Toplumsal değişim kuralları da aynıdır. Hayat bizi sürekli değişime zorlar. Biz istesek de istemesek de içinde bulunduğumuz koşullar sürekli değişir. İnsanın değişen koşullara uyum göstermesi bir zorunluluktur. Değişime uyum gösteremeyenler kaybederler. 
İnsan aklı değişimi kabullenmekte zorlanır. Çoğu insan yaşadığı çevreyi, içinde bulunduğu ortamı hiç değişmeyecekmiş gibi görür, değişen koşullara uyum göstermek yerine mevcudu (statükoyu) korumaya çalışır. 
Genellikle değişime direnç gösteren insanların böyle davranmalarının ardında birden fazla neden vardır, bunlar: Mevcut durumdaki üstünlüklerin veya çıkarların kaybolacağı korkusu, vizyon eksikliği,değişimi yönetenlere ve uygulayanlara güven duymama gibi bir çok neden sıralanabilir.
Direnci oluşturan da değişimin bir kayıp yaratacağı, sahip olunan kazanımlara “zarar vereceği” varsayımıdır. Çoğu insan mevcut durum kendilerini yeterince mutlu etmese de elindekileri kaybetmek korkusuyla değişime direnir.
Mevcut düzen ve alışılmış koşullar insana güven verir; değişiklik ise korkutucu gelir.
Her değişim güç dengelerini de değiştirir. Kural olarak her değişim sonucunda bazıları ellerindeki gücü kaybederken bazıları daha güçlü olurlar. 
Değişim hayatın değişmez kuralıdır. Değişim sürekli ve kaçınılmazdır. İnsanların da siyasilerinde değişimi kucaklaması, hayatın değişim üzerine kurulu olduğu bilinciyle davranması gerekir.  Hepimiz için önemli olan, değişim zamanının geldiğini fark edip zaman kaybetmeden değişimi gerçekleştirmektir. Değişim ihtiyacını geç fark etmek, kaybetmek demektir. Değişim,  eğer doğru zamanda olursa işe yarar ve başarılı olur. Eğer zamanlama kaçırılırsa değişimin bir kıymeti kalmaz. İş işten geçtikten sonra yapılan değişimin hiç bir etkisi olmaz.
En önemli engel kafa yapılarının değişmemesidir.