ÖLEN ÖLÜR,KALAN SAĞLAR BİZİMDİR.
DU BAKALİ NE OLACAK?
Uzm.Dr.Mustafa TORUN (Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı, TTB Kurultay Delegesi)
Bizim Besni yöremizin ünlü bir deyimi vardır.Daha önceki yazılarımın  birisinde sanırım yazmıştım..
UNU YOK,BULGURU YOK
NİŞELİ BACIM NİŞELİ...
Burada geçen NİŞE ev yapımı nişasta anlamındadır.. Anadolu'da AT İLE GİDER ÇEŞMEYE, SU BULAMAZ İÇMEYE atasözü de aynı anlama yakın çok kullanılır..Ülkemizdeki PANDEMi yönetimini bu sözler sanırım güzel anlatmakta..
*
PANDEMi başlangıcından beri bu kaçıncı hovardaca açılmamız? Kim anladıysa beri gelsin!
*
Turizm sezonunun açılması ve seyahat kısıtlamalarının kalkmasıyla birlikte, yabancı turistlerin Türkiye’ye akın ettiğini gözlüyoruz. Rusya’da yoğun bir şekilde görülen" DELTA VARYANTININ, "Rus turistlerin Türkiye’ye gelmesiyle birlikte, Türkiye’de de ciddi artış göstereceğini söylemek için illa konunun uzmanı olmaya gerek yok.Görünen köy kılavuz istemez.Türkiye’de maalesef yeterli varyant analizi yapılmamaktadır.Sağlık Bakanlığı bu konuda derin bir sessizlik içindedir.
*
21 Haziran günü yapılan Bakanlar Kurulu toplantısı doğrultusunda, 1 Temmuz’dan itibaren tüm kısıtlamaların kaldırılacağı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyurulmuştu. Bilindiği gibi aşılama son dönemde hız kazansa dahi, günlük olgu sayılarında düşüş olmamış, toplumsal bağışıklığı sağlayacak bir aşılanma henüz gerçekleşmemiştir.Bu doğrultuda hemen hemen görüş bildiren tüm bilim çevreleri ve meslektaşlarım, bu denli bir gevşemenin yaz aylarında yeni bir tepe yaşanmasına sebep olabileceğini belirtmelerine rağmen sözlerimiz dinlenmemektedir...
*
Yapılan açıklamalara yönelik, koronavirüs salgının seyrini değerlendirdiğimizde;Ekonomik kaygılar doğrultusunda alınan kararların yeni varyantların oluşumuna sebebiyet vereceği aşikardır.Konuyla ilgili Türkiye’de yapılan varyant analizleri maalesef şaibelidir.
*
Rusya’nın seyahat kısıtlamasının ardından 22 Haziran tarihinde 44 uçuşla 12 bin turistin Türkiye’ye giriş yaptığını öğrenmiş bulunmaktayız.
Şu anda Rusya’da varyant analizi fazla yapılmamasına rağmen aldığımız bilgiler doğrultusunda konuşursak; DELTA varyantı oranı çok yüksektir. Toplumda Hindistan varyantı olarak bilinen“Delta varyantının"Yani B1.617.2’nin belirtileri; baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı ve hapşırmadır... Sanki nezleymiş gibi hastanelere hastalar başvurmaktadır... 
Virüsün vücutta ilerlemesiyle birlikte de damar iltihabına bağlı kangren oluşumu görülebildiğini söylemek gerekir.
*
BAKANLIK BİLGİ VERMİYOR!
Ege bölgesi ve diğer bölgelerde bildiğimiz kadarıyla varyant analizinin yapılmadığını söyleyerek sorunun tam da bu noktada başladığını vurgulamak boynumuzun borcudur.10 hastadan birine varyant analizi yapılması gerekiyor.  Ancak bizde hiçbir varyant analizi yapılmıyor. Dizin analizi yok veya bize bilgi verilmiyor. Bakanlık bu konuda maalesef hiç açıklama yapmıyor.. Sözlerimiz ve yazılarımız boşuna gibi!.. Saydamlık hak getire..
*
Normal şartlarda 10 testte bir, hiç değilse 20 testte bir varyant analizi yapılması gerekir. Hastada ki varyant; Alfa mı, Beta mı, yoksa Delta mı bilebilmemiz gerekiyor. Eski İngiltere varyantı dediğimiz varyantın yerini İngiltere’de Hindistan varyantı aldı. İngiltere’nin hatası ise Hindistan ile yolcu trafiğinin fazla olmasıydı... Dolayısıyla şu anda İngiltere’de müthiş bir alarm var. Maalesef İngiltere bu işi sadece aşılamayla çözerim zannetmişti, ama şu anda bin  pişmanlar”..Niçin bu bu gerçeği göremiyoruz?
*
UMARIZ YANILIRIZ…
Türkiye’nin turizm sektörünün canlanması amacıyla Rus turistlere kapılarını sonuna kadar açmasının, Delta Varyantının ciddi ölçüde yayılım göstermesine sebep olacağını belirtmekte fayda var.
*
1 Temmuz’dan sonra beklenen açılım(Umarım hatadan dönülür) çok çok büyük bir hata. Turizmin müthiş bir ekonomik baskısı sebebiyle alınan açılma kararı siyasi bir karardır diyebiliriz. Kesinlikle bilimsellik içermiyor. Delta hızlı yayılan bir varyant olması dolayısıyla Türkiye’yi çok zor durumda bırakabilir. Türkiye’deki aşılama sayısı yeterli değil. Toplumsal bağışıklık sağlanması için en az yüzde 70 oranında bir aşılanma olması gerekiyor demiştik. Ancak bu hızla gidilse dahi ekim ayından önce sağlamamız mümkün değil. Ayrıca Türkiye varyantı olup olmadığını bilmiyoruz...
*
Konunun Uzmanları olarak tekrar bir tepe yaşanması olasılığı için ekim ayını işaret etmiştik. Ancak şu anda yaz aylarında yaşanması gündemde olabilir. Umarız yanılırız.
Yazın bir kapanma dönemi olmasın diye temenni ediyoruz dostlarım… 
Alınan kararlar doğrultusunda yeni bir pik yaşanabilir. Hastalarıma soruyorum ‘Ne oldu bu maskelere?’ ‘Hocam bitmiş bu iş…’ diyorlar..Şaşırıp kalıyorum..Ölen ve hastalanan,gecesini gündüzüne katarak çalışan meslektaşlarıma ve sağlık emekçilerine üzülüyorum..
*
İÇİMİZ KAN AĞLIYOR!
Toplumsal bağışıklığın en önemli noktası olarak aşıyı işaret etmeye yine devam ediyoruz..Bir yandan da aşı karşıtları boş durmuyor, arabaların camlarına ilan ederek tereddütlü halkımı kandırmaya devam ediyor. 
*
Hatırlarsanız zamanında Biontek aşıları kötülenip,iyi değil denerek SİNOVAC aşıları alınmıştı...
2011 yılında Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsünü bir günde kapattılar… Dünyanın gözde aşı merkeziydi Refik Saydam… Aşılar ve serumlar yapılıyordu. 1938 yılında bu enstitü sayesinde Çin’e kolera aşısı lütfen unutmayalım. İçimiz kan ağlıyor… Haykırmak istiyoruz..Haykıramıyoruz..
*
Türkiye’de koruyucu hekimlik göz ardı edilip, askıya alındı… İlaç firmalarına para getiren sistem devreye sokuldu. Aşılamayı ortadan kaldırmaya çalıştılar. Çünkü dev ilaç firmaları ‘Aşı yaptırmayın, tedavi edeyim, para kazanayım’ diye bas bas bağırıyor..
*
 Bir diğer önemli nokta olan maske, mesafe ve hijyen üçlüsüne değinecek olursak, “Şu anda Türkiye’de de bir gevşeme söz konusu. Vatandaşlar maskeleri hep çıkardı. Bazı insanlar aynı maskeyi günlerce kullanıyor… Dürüst bir şekilde maske takılmıyor! Oysaki maskelerin cerrahi maske olması ve en fazla 3-4 saat kullanılması gerekiyor..
*
Son söz olarak tüm sağlık bileşenleri ile birlikte olunup, bilgilerin saydam bir biçimde paylaşılması,salgının uzun soluklu bir mücadele gerektiğinin bilinci ile bu konuda deneyimli uzmanlardan yararlanılması gerektiğinin özellikle altını çizmek isterim..Dinlerler mi derseniz? Hayır derim..Yine bildiklerini yaparlar....
Salgından zarar gören tüm kesimlerin acilen desteklenmesi gerekir diye düşünüyorum.Bu acil bir çağrıdır...
Delta Varyant salgını giderek tüm ülkelerin acil ortak sorunu olmaya aday gibi.80'e yakın ülke etki altında..Çocuk yaş grubunu özellikle ergen dönemini etkileyeceğini şimdiden söyleyebiliriz .
*
Buğdayımız bile yok iken, biz bırakın un  yapmayı, nişasta yapmaya çalışıyoruz..Yazık ki ne yazık!..Bu gidişata dur denmeyecek mi? Salıdan Salıya olmayan mecliste toplanan muhalefet ile mi?
Sevgiler..