Dolar Ameika Birleşik Devletlerinin parası değildir. Doları, FED adındaki banka basar. Bu bankada, ABD'nin hissesi dahi yoktur. FED in sahibi 8 banker ailesidir. Bankerlerin 4 adedi Amerikada yaşar. Bunlar; Rockefeller, Goldman Sachs, Lehman Brothers, Kuhn Loebs aileleridir. Kalan dördü Avrupada yaşar. Rothschilde ailesi Londrada, Warburg ailesi Hamburg'da, Lazard ailesi Pariste, Moses Seifs Ailesi Roma'da yaşar.

Rahmetli Erbakan Hoca FED ortağı banker ailelerini ''Dış güçler'' olarak tanımlıyordu. Onlar ile arası yoktu. Rahmetli ekonomist değildi, ama bazı gerçekleri keşfetmiş ve dünya ile paylaşıyordu.

FED başkanını ABD hükümeti tayin eder. Bu atama semboliktir. Zira, FED kararlarını, yönetim kurulu alır. Yönetim kurulu ise, FED sahiplerini temsilen gelen ve Governor tabir edilen 12 kişiden oluşur.

FED 1913 yılında kuruldu. Bankerler 1908 krizini yarattılar. Amerikan Devleti, krizi önlemek için FED sisteminin kurulmasına izin vermek zorunda kaldı. FED, doları dünya parasına dönüştürmek için, İngiliz Sterlininin egemenliğine son vermek zorundaydı. Karşılığında altın olan sterlin dünya parası görevi üstleniyordu. Sterlinin egemenliğine son vermek için dünya iki büyük savaşın içine sokuldu.

Birinci dünya savaşı, İngiliz hazinesindeki altınları bitirdi. Ancak, güneş batmaz imparatorluk altın para üretiyordu. İkinci bir savaş daha gerekliydi. Birinci dünya savaşından yenik çıkan Almanyanın Merkez Bankasını, bankerler satın aldılar. Alman ekonomisini finanse ettiler. Alman savaş makinesini onardılar. 1933 yılında ABD Başkanı Roosvelt ''Bankerler Almanyayı finanse ediyor, ufukta savaş var'' diyerek Amerikan halkını uyarıyordu. Öyle de oldu.

İkinci dünya savaşı sona ererken, 1944 yılında ABD, dünya ülkelerini Bretton Woods kasabasına davet etti. Ünlü Bretton Woods para anlaşması imzalandı. Bu anlaşmaya göre ABD, 35 dolar karşılığında bir ons altın vermeyi taahhüt ediyordu. Dolar, sterlinin yerini aldı ve dünya parasına dönüştü. İtiraz edilemedi. Zira, İngiltere 2. Dünya savaşını bankerlerden borç alarak yapmıştı. Avrupanın altınları Berlindeki merkez bankasına toplanmıştı. Bankanın sahibi de bankerler idi.

1952 yılına gelindiğinde, Amerikan Hazinesinin kasasında bulunan altınlar, onsu 32 dolardan FED satın aldı. (Şu anda altının onsu 1800 doları geçmiş durumda) Dünya altınlarının biriktiği yerin adı FED oldu. FED doları basıyor, Amerikan Hazinesine borç veriyor, karşılığında faiz alıyordu. Amerikan Devleti ne kadar çok borçlanır ise, FED gelirleri o kadar çok artıyordu. Savaşların finansmanı, devletleri mecburen borç batağına sokuyordu. Bankerler bu işi biliyor ve 1815 Waterloo Savaşından beri kullanıyordu.

Önce Kore Savaşı, ardından Vietnam Savaşı geldi. Amerikan Hazinesi bankerlere astronomik rakamlarda borçlandı. FED dolar basıyor, Amerikan Hükümetini finanse ediyor. Karşılığında faiz alıyordu. FED işi o kadar ileri götürdü ki, eldeki altından daha çok dolar bastı. İlk karşı çıkan Fransa Devlet Başkanı De Gaulle oldu. 1972 yılında Fransa, elindeki dolarlar karşılığı altın talep edince, Başkan Nixon doların altın karşılığını kaldırdı.

1972 den beri dolar, altın karşılığı olmayan kağıt para. Her kağıt para gibi, basıldıkça değerini kaybediyor. Altına karşı kaybı, 50 mislini aşmış durumda. 2020 yılında, ABD iç fiyatlarına göre dolar yüzde 5 değer kaybetti. Kaybetmeye devam ediyor.

Dünya dolar yerine yeni bir para arayışında. Çin ''ulusal paraların ulusal para politikalarından etkilenmesini önlemek gerekir'' diyor. Yeni bir uluslararası paranın devreye girmesini talep ediyor.