Genelde çocuklarımız için kullandığımız bir deyim,evde,bahçede,sokakta hep düşmüşüzdür,bir yerimiz acısa da her seferinde, ya ağlayarak, yada acımızı karşımızdakine hissettirmeden yalancı bir gülümsemeyle ayağa kalkmışızdır, acısa da bir yanımız.Bir yerimiz incindiğinde bir birimizin incinen yerini ovup,öperek geçti mi?diye sorardık. 

            Oyun oynarken zaman,zaman bir birimize küsüp,tekrar barışıp oynamaya devam etmişizdir. Oyuncaklarımızı paylaşıp beraberce oynamışızdır.Acıktığımızda elimizdekini bölüşüp yemişizdir. Aslında düşe kalka büyümeyi, üzerimizi kirletmeyi, temizlemeyi, oyun oynamayı,küsmeyi barışmayı arkadaşlığı, kardeşliği, hoşgörü ve sevgiyi,ağlamayı, gülmeyi,bir çoğumuz çocuklumuzda öğreniriz.

            Çocukluğumuz da yaşadıklarımız ileri yaşlarda biz çocukluk arkadaşıyız, beraber büyüdük demeyi öğretir hepimize.Kısacık dünya hayatımızda hep böyle olmalı,bir birimizi ayrıştırmadan ötekileştirmeden, hepimiz çocukluk arkadaşıyız ,hepimiz asker arkadaşıyız,hepimiz iş arkadaşıyız, hepimiz kardeşiz diyebilmeliyiz.

            Çocuklar düşe kalka büyür,yada "düşe kalka büyüyecek",aslında insanlarda öyle, hayatı,başarıyı,hedefi ve ilkeleri  yaşamı özetliyor,yürümeyi öğrenirken her düşüşümüzde kalkmayı denemekten vazgeçsek  hepimiz sürünüyor olmaz mıydık.? Allah muhafaza hiç kimsenin  sürünmesini istemeyiz tabii ki.

            İş hayatında da aynısı geçerlidir, kimi zaman iflas ederek büyürsün, çünkü tekrar denersin,bazense kazık yemeden kazık atmayı,dayak yemeden dayak atmayı sevdikten sonra sevilmeyi  öğrenir insan,kusursuz olmaya çalışmak hata yapmamak için yeniyi denemekten alıkoyar insanı,kusursuzluk sağlam adım attığını düşünerek yerinde saymanı sağlar,insan hayatında en büyük öğretmen hatalar olup hatalardan da  ders çıkarmaktır.

            Hayatının zirvesine uzananlarda bir gün aşağı düşebilir,esas olan toparlanıp yürüyebilmek devam edebilmektir.Dünyada birçok başarıyı yakalayarak tarihleri değiştirenler denemeyi hiç bıkmamışlardır.  

            Birlikte yol alacağız bu gemide pes etmeden,yılmadan,yorulmadan,

" Bu akşam ayın doğuşu bir başka sevdiğim,
  Sanki yarın yeni bir günün habercisi gibi
  Belki de yeni bir başlangıcın."

            Bu satırları yüreğimden dökerek sizlere hazırladığıma ben bile inanamıyorum aslında,bazen oluyor içimdeki ben bile pes ediyor, bedenim tükenmese de ruhum tükeniyor  ve bittiğini düşünüyorum.

            Öğretim görevlisi akademisyen bir büyüğüme telefon açtım bittimi? bırakmalı mıyız? ben pes ettim dedim,yaşantımız süresince doğruları söylemekten,gerçekleri savunmaktan asla vazgeçmeyeceğiz  ve direneceğiz dedi,sanırım doğruyu söyledi ve bu makaleyi size sunmama vesile oldu.

            Bu gün birileri adına bedeli birileri ödese de,zafer sarhoşluğuna kapılıp ötekileştirerek halen komşusuna arkadaşına kin duyup incitenleri görmek çok üzücü,unutmamalılar ki, bir gün bedel ödeme sırası onlara da gelebilir,düşe kalka mücadeleyle yaşamaya,hayata sarılmaya,yeniden denemeye,başarmaya mecburuz.Çünkü her düştüğümüzde daha da  güçlenerek ayağa kalkacağız.İdeolojisini,değerlerini,ilkelerini satanlardan asla olmayacağız.Şimdi sıra bekleyebilmek de ,sabredebilmek de,anlayabilmek de,kendini tutabilmek de.