Büyüyen ekonomilerdeki önemli bir gösterge, bankacılık sektöründeki canlılıktır. Bu canlılık, bankaların topam mevduattan daha çok kredi veriyor olmaları ile anlaşılır.

Diğer bir gösterge ise, kapasite kullanım oranlarıdır. Sanayi odalarının beyanına göre, kapasite kullanım oranları yüzde 75,9 seviyesini yakalamış. Avrupa standartlarına göre, Türkiyenin yakaladığı oran çok yüksek. Avrupada kapasite kullanım oranları yüzde ellilere ulaşamıyor.

BDDK raporlarına göre, geçen hafta sonu itibariyle, bankalarda 3,696 trilyon lira mevduat mevcut. Bankaların verdiği toplam kredi ise 3.751 trilyon lira. 55 milyar lira bankalar, mevduattan daha çok kredi vermişler. Kredi talebi yüksek seyrediyor.

Ayrıca bankalar kaydi para yaratır. Kaydi para, eldeki mevduatın birden çok kredi verilmesi ile gerçekleşir. Bunu bilen merkez bankası, bankalara yatan mevduat karşılıklarını özel hesapta biriktirir.

Bizim bankacılık sistemimizin özel bir mevduat yapısı var. Mevduatın yarıdan fazlası döviz olarak tutuluyor. Miktarı 230 milyar doları aşıyor. Bir yıla kadar vadeli döviz mevduatın yüzde 20 si, bankalar tarafından merkez bankasındaki karşılık hesabına yatırılır. Dolayısıyla bankaların elinde, kullanılabilir döviz mevduatı, bu oranda azalır. Türk lirası mevduatta karşılık oranı daha düşüktür. Altı aya kadar vadeli TL mevduat için, merkez bankasına yatırılan karşılık oranı yüzde 6 dır.

Ülkemizde döviz mevduatın büyük çoğunluğu bir yıldan az vadelidir. TL mevduatta da vadeler 6 ayı aşmıyor. Bu rakamlar üzerinden, karşılık hesaplarına yatırılan miktarları düştüğüm zaman, bankaların kullanabileceği maksimum mevduat miktarı 3,1 trilyon liradır. Halbuki bankalar, 3,751 trilyon lira kredi vermişler. Fark 651 milyar lira daha fazla.

Bu fark nereden geliyor?

Bankalar yurt dışından ve içeriden borçlanmışlar. Öz kaynaklarını da kredi olarak vermişler. Bir miktar da kaydi kredi yaratmışlar.

Realite şu ki, piyasada kredi talebi yüksek seyrediyor. Bu durumu, merkez bankası repo ihalesinden de anlıyoruz. Perşembe günü, 153 milyar lira, merkez bankası repo ihalesine talep geldi. Bu rakam, diğer haftalara göre oldukça yüksek. Merkez bankası, yeni başkanın göreve başladığı günden beri, taleplerin yarısı karşılanıyor. Belli ki başkan sıkı para politikası uyguluyor. Repo ihalelerindeki yüksekliğin gerisinde, yüksek kredi talebi yatıyor. Konjonktürün gelişme aşamasında, kredi talebi yüksek seyreder.

Pandemiye rağmen, finansal göstergeler ve kapasite kullanım oranlarındaki yükseklik ekonomik büyümenin devam ettiğini gösteriyor.

Pandemi iki önemli gerçeği ortaya çıkardı.

-Birincisi, ekonomik büyümeye rağmen, istihdamdaki artış, beklenen oranda gerçekleşmedi. Nedeni, bazı hizmetlerin evden yapılabiliyor olmasından kaynaklanıyor.

-İkincisi ise, pandeminin ortaya çıkardığı işsizlik, bölüşüm ile ilgil olduğu anlaşıldı. Ekonomideki verimlilik kuralı, pandemi öncesi düzenin devam etmeyeceğini gösteriyor.