Ulubeyli bir hemşerim yazıyor;

''Dedem 1939 yılında öldü. Dedem ölünce halalarım iki yaşındaydı. Devlet halalarıma dedemin emekli maaşını bağladı. Halalarım 2021 yılında öldüler. 82 yıldan beri, halalarım dedemin maaşını alıyorlardı...''

Emekli 1939 yılında ölmüş. Ama, devlet onu 82 yıl daha yaşatıyor. Kızlarına maaş ödüyor. Böyle bir emeklilik sistem olamaz. Ekonomik tabanı yok. İşlemez. Nitekim işlemiyor. Bedelini hakkıyla emekli olanlar ödüyor.

Emeklilik sisteminde, ekonomik kural bellidir. Çalışanların ödediği prim kadar emekliye maaş ödenir. Bu kural bozulduğu taktirde, farkı toplum adına devlet öder.

Devlet, kritik noktaya kadar sistemi taşıyabilir. Kritik nokta, bütçe açığı verilmesiyle aşılır. Bütçe açıkları, enflasyon yaratır. Enflasyon, başta emekliler olmak üzere sabit gelirlilerin satın alma gücünü azaltır. Fakirlik yaygınlaşır.

Ülkemizde; toplanan emeklilik primler emekli maaşına yetmiyor. Farkı devlet ödüyor. Devlet bütçesi açık verdiği için, devlet, emekli maaşını reel anlamda artıramıyor.

Emeklilikte yaşa takılanlar (EYT) bekliyor. Hakkıyla emekli olanlar perişan. Nedeni, haksız emekli maaşı alanlardan kaynaklanıyor. Sistem acil reform bekliyor.