Atatürk 24 Kasım 1928 tarihinde Başöğretmen unvanını kabul etmiştir. Bu nedenle her yıl bu tarihi öğretmenler günü, 24-30 Kasım tarihleri arasında öğretmenler haftası olarak kutluyoruz. Öğretmenlik, bir toplum için en önemli meslektir. Çocuklarımızı dolayısıyla geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimizin hak ettikleri saygıyı görmediklerini düşünüyoruz. Öğretmenlerin karşısında önümüzü iniklediğimiz günlerin yeniden yaşanması, eğitimle ilgili sorunların çoğunun hallolmasını sağlayacaktır. Kader lütuf da bulunduğu onlar da öğretmen oldular. Öğretmenlik kan kaybediyor. Yıllar öncesi konuşurken, laf lafı açıyor o günden bugüne ne değişti deyince adeta onların yarasına tuz basılıyor, öğretmenlerin buna rağmen öğretmenlik güzel şey diyorlar. Bu yılda en önemli sorun eğitim de ve toplumda saygın yerleri vardır. Günler için sevilmez onlar, çünkü günler biter ama onların sevgisi asla, onların öğrettikleri asla… Bir ateş kıvılcımına benzer gibi zaten onlar da bir mum gibi aydınlatır bizleri, başkalarına ışık verirken tükenirler. Öğretmenin derdi itibar kaybı ve geçim sıkıntısı. Ama bir sevgi var ya hani düşlere daldığımız gecelerde uyandırır bizi, o öğretmen mi geldi deriz kendi kendimize; hayallerimizde, kalbimizde onu istediğimiz gibi düşünürken yağmur damlacıkları vurur penceremize, bitiverir hemen hepsi. Hayaller bize uyumayı unutturmuştur ama bu hayat, o hayalleri kime yaşatır bilinmez ki. Bir öğrenci bu duyguyu bilir, bilmelidir de… Bilmelidir ışığında sağladığı sevginin ismini anne, baba, abla veya abi nasıl biliyorsa içinde. Sıcağı nasıl soğuğu da nasıl yaşıyorsa ölene dek sevginin gerçeğini de öyle hisseder kalbinin en derininde bütün içtenliği ve güzelliğiyle… İşte bu yüzden öğretmen demek sınıfa girip çıkmak değildir. Bu yüzden adı abla, abi veya başka şeydir. Ve tanıdığımız her biri bize bir sözcük öğretse dahi gökyüzünden yeryüzüne bir ağaç için yağan bir damla su misali gelir. Ağacın suya ihtiyacı vardır. Su ise bir başka canlıya kendini vererek onunla beraber farklı bir sesle merhaba der hayata. Sevgi o ağaç gibi, onu yaşatan su gibi her bir öğrencinin içindedir. Hayat da o ağaçlarla doludur. Emek verilir, yol gösterilir, bir kalp bir başka kalbin içinde yeşerir. Ve yeşillerle dolu bir dünya düşlenir. Sevginin gerçekliğiyle samimiyeti ve büyüklüğüyle evet o sensin öğretmenim! Bil ki Dünya’nın neresinde olursan ol: Cinsiyeti, dili, dini, ırk fark etmeksizin doğmuş olan her çocuk senin evladındır. Koşullar ne olursa olsun öğrencilerin arasında eşitlikten ödün verme. Öğrencilerin yalnızca birine değil adaletine de sonsuz güven duyulmalı. Hiçbir konuda ‘’ çocuklar, anlamaz ‘’ gençtir, bilmez’’ deme. Bir öğretmenin çocuktan ya da gençten öğrenebileceklerinin değeri paha biçilmez. Öğretmenlik mesleğinde eğitim ve aklın kadar sevgilerine de güven. Çok zor bir mesleği seçtim. Cesaretinden dolayı seni kutluyor, Vatanın herhangi bir yerinde yapacağın Öğretmenlik görevinde şans diliyorum. Yaşam boyu vereceğin mücadele de daima iyi ve güzel insanlarla karşılaşmanı diliyorum. 24 Kasım Öğretmenler Günün Kutlu Olsun.