Benim kuşağın yaşamı, yüksek oranlı enflasyon ile geçmiştir. Yüzde 200’lere ulaşan enflasyon bizlere yabancı değildir. 2001 Ekonomik krizinden sonra uygulamaya konulan, yüksek faiz düşük kur politikası ile 15 yıl süreyle, tek haneli enflasyon ile tanıştık.

Hükümetin, düşük faizde ısrar etmesi, enflasyonu tekrar artırmaya başladı. Yazılarımı takip edenler bilir. Politika faizini bir puan artırmakla işlerin yoluna girebileceği dönemler vardı. Uyulsaydı, şu anda faizler yüzde 7 lerde kalacak, enflasyon da yüzde 5 ler civarına inebilecekti.

Hükümetler, düşük faizi destekler. Amaç bellidir. Düşük faiz olduğu zaman, yatırımlar artar. Artan yatırım istihdamı artırıyor. Ancak bir sorun var. Yatırımları artırmak için yeterli TASARRUF gerekiyor. Yeterli tasarruf yok ise, faizi düşürmek yatırımı artırmaz. Düşük, faiz piyasada likit artışına neden olur ve enflasyon yaratır. Öyle de oldu.

2021 yılı Aralık ayında, politika faizini düşürmek, hemen sonuç verdi. Çift haneli enflasyon başladı. Politika faizini 2 puan yükseltin diye, yalvar-yakar oldum. Nafile. Sonuç altı ayda, zaruri ihtiyaç maddelerine göre yüzde 300 enflasyona ulaştı.

Maliye ve Hazine Bakanı Sn. Nebati, dünkü konuşmasında ''Faiz artırmayacağız'' diyor. Politika Faizi artmadığı zaman, olacak sonuçlardan haberi dahi yok. Birileri bu yazıyı ona göndersin de, matematik sonuç nasıl işliyor, bir göz atsın.

Ekonomide parasal dengeleri Fisher adında ekonomist 150 yıl önce matematik ile tarif etmiştir. Fisher PQ=MV diyor. Formülde P fiyatları, Q mal ve hizmetleri, M para miktarını, V paranın dönüşüm hızını gösteriyor.

Q ve V kolay değişmiyor. M yani para miktarı arttığı zaman, P yani fiyatlar artıyor. Demek ki enflasyon, piyasadaki para miktarı arttıkça artıyor. Para miktarı denildiği zaman, sadece nakit paralar anlaşılmaz. Bankalardaki mevduat, para olarak değerlendirilir.

Merkez bankası politika faizini düşük tuttuğu zaman, bankacılık sistemi kaydi MEVDUAT üretir. Yani para üretir. Merkez bankası para basmasa dahi, bankalarda artan mevduat, Fisher formülündeki M, yani Para Miktarı gibi sonuç yaratıyor. Bankadan düşük faizle kredi alanlar, parayı tekrar bankaya döviz mevduat olarak geri yatırıyor. Aynı mevduat bu yöntemle tekrar krediye dönüşüyor. Kredi de mevduata dönüşüyor. Olmayan mevduatın, tekrar-tekrar krediye dönüşmesi, para miktarını artırıyor.

Sn. Bakan ''Faizleri yükseltmeyeceğiz'' dediğine göre, Türkiye şimdiden, yüksek oranlı enflasyon ile yaşamaya hazır olmalıdır.