Sermayeli üretim de denilen, sanayi üretim aşamasında, faiz olmadan ekonomi işlemiyor. Etrafınıza bakınız. Büyük şehirlerin merkezi yerlerinde bankalar göreceksiniz. Bankalar faiz ile para alan ve veren kurumlardır. Bu gerçeği görmeden, faizsiz ekonomi politikalarını savunanlar sistemin işleyişine zarar veriyor.

Öğrenmenin iki yolu var. Bilimsel kitaplar ve deneyim. Deneyim çok pahalıdır. Ucuz olanı bilimsel kitaplardır. Türkiye, pahalı yolu seçti. Deneyim ile öğreniyor.

Nitekim;

Ekonomiyi canlandırmak amacıyla, Hükümet, devlet bankaları kanalından düşük faizli kredi veriyor. Düşük faizli kredi alanlar, aldıkları paralar ile döviz satın alıyor. Kur korumalı mevduat hesaplarına yatırıyor.

Hükümet sonucu gördü ve ilk tedbirini aldı. BDDK kanalıyla, döviz giden kısmına limit koydu. Ancak, ekonomi kendi organını yarattı. Dolaylı yoldan krediler dövize dönüşüyor.. Bunun üzerine Hükümet kredilere yüzde 20 stopaj uyguladı. Yetmedi, geçen hafta sonu, Merkez Bankası stopaj oranını yüzde 30 seviyesine yükselti.

Bu uygulamanın anlamı faiz artırmaktır. Zira, yüz lira kredi açılıyor. 70 lirasına kullanma izni veriliyor. Faiz 100 lira üzerinden ödendiği için, realitede paranın maliyeti yüzde 30 oranında artıyor. Yani, reel anlamda faiz atıyor. Faiz artırmayacağım iddiası, söylemde kalıyor.