Ülkemizde her geçen yıl üniversite mezunu sayısı artıyor. Büyük bir emekle okullarından mezun olan üniversitelileri bekleyen  acı bir gerçek var "işsizlik". Meclis araştırma hizmetleri başkanlığının raporuna göre 2000-2015 yılları arasında üniversiteli işsiz sayısı epeyce artmış görünüyor. Öyle ki 2000 yılında üniversite mezunu işsiz sayısı 143.000 iken 2015 yılında bu sayı 744. 000 çıkmış durumda. TÜİK raporlarına göre de Ağustos 2015 itibari ile 6.373.000 üniversite mezununun 744.000'i işsiz durumda. Buna göre üniversite mezunu işsizlik oranı %12.1 2015 yılında toplam işsiz sayısı 3.058.000 bu durumu baz alırsak her 4 işsizden 1'i üniversite mezunu. İşsizlik oranları içerisinde 15-24 yaş arası genç işsizler, işsizlerin %22.6sını oluşturuyor. Bu veriler bize gösteriyor ki  her geçen yıl üniversite mezunu işsiz sayısı artış gösteriyor. Mezun olan gençler eğer alanlarında ş bulabilme imkânına sahip değilse alanlarının dışında çalışmak zorunda kalıyor. Kafelerde, kahvehaneler de otellerde çok sayıda öğretmen, mimar, iktisatçıyı garsonluk yaparken görebilirsiniz. Artık her ilde bir üniversite var bazı illerde birden fazla 2005 yılında üniversite sayısı 81 iken 2018 yılında üniversite sayısı vakıf üniversiteleri de dâhil olmak üzere 201'e yükseldi. Üniversite ve mezun sayısı artıyor ancak atabilen ya da özel sektörde iş bulan mezun sayısı her geçen yıl azalıyor. Kamu mezun sayısının 3 te 1 kadar bile alım yapamıyor. 2016 yılında 414.000 öğretmen KPSS başvurusu yapmış, atanmış olan öğretmen sayısı ise yalnızca 14.700. 2012-2016 yılları arasında KPSS giren öğretmen sayısı 3.525.763 atanabilenler ise 532.353 kişi. 3 milyona yakın yurttaşımız atanamamış. Devlet kadro açamadığı için çoğu öğretmen ya işsiz kalıyor, ya başka meslekler de çalışmak zorunda kalıyor ya da maalesef kendi canına kıyıyor. Çevremizde sırf iyi para kazandırdığı ve iş bulabilme olasılığı daha yüksek olduğu için sevmediği bölümleri tercih etmek zorunda olan vatandaşlarımız var. Durumun vahimliğini özetlemek çok da zor değil, mesleğini sevmeyen doktorlar, avukatlar, mühendislerle dolu bir toplum. 2015 yılında İstanbul Bilgi üniversitesi tarafından mezun olan öğrencilerle ile birlikte yapılan "gençlik ve istihdam" adlı bir çalışmanın sonunda bir sonuç bildirgesi yayınlandı. Bu bildirgeye göre gençlerin iş bulamama nedenleri arasında 
-İşe alımlarda torpillerin çokça torpillerin olduğu, gençlerin başvuru yaparken karşılarına çıkan en büyük engelin bu olduğu kanısına varıldığını
-Eş başvurularında işverenlerin yeni mezun olmuş olan bireylere "deneyim" şartı koydukları ve deneyimsiz biriyle çalışmak istemediklerini vurguladıklarını
-Erkek katılımcıların iş başvuruları sırasında işverenlerin askerlik şartı koyduklarını
-Eş kura başvuran katılımcıların, iş kur tarafından alanlarının dışında işe yönlendirilmek istendiğini. 
Araştırmaya katılan katılımcıların yaşadığı sorunların başında bu maddelerin geldiği belirtiliyor. 
Tablo böyle iken bu durumdan en çok aileler müzdarip. Çocuklarının bir iş sahibi olup kendi ayakları üzerinde durduklarını görmek istiyorlar. Yıllarca okutup büyüttükleri çocuklarının psikolojik durumlarından endişe duyan milyonlarca aile var ülkemizde. Genç mezunlar da çözüm bulamadıkça ailelerine karşı sorumluluklarını yerine getiremedikleri düşüncesine kapılarak ya istemedikleri ve sevmedikleri iş alanlarına yöneliyor ya da maalesef canlarına kıyıyor. Bu durumun önüne geçemezsek mutsuz bireyler, mutsuz toplumlar ile karşılaşacağız.