Tıp alanında; tarih kronolojisi içinde birçok buluş ve gelişmeyi kaydedememişiz, daha sonraki yıllarda bu buluş ve teorileri yabancı buluşlarıymış gibi kabul etmişiz.  Çiçek aşısının uygulamalı olarak yapılması; yoğurt bakterilerinin üretilmesi gibi Tıp literaturunda buluşlar bunlara örnektir.
Bu buluşlardan biride Asya Türklerinden büyük Türk Hekimi İbni Sina( 980 -1038)  birçok tıp öğrencisi  yetiştirmiş; sağlıkla ilgili tedavi edici bilgiler ve konuyla ilgili detayı veren El - Kanun Fıt-Tıb, Kitabü'l Necit  Kitabüs, şifa gibi eserler  vermiştir.
Selçuklular devrinde İI  Kılıçarslan'ın kızı Gevher Nesibe Sultan'ın adını taşıyan,  Gevher Nesibe Tıp Sitesinin  1206 yılında kurulduğunu ve burada çeşitli hastalıklara çareler bulduğunu ve hekimlerin yetiştiği  biliniyor.
1827 yılında Osmanlı Padişahı  2 ci Mahmut Yeniçeri ocağını kaldırıp Nizamicedit adında yeni bir ordu kurduğunda; devrin hekimbaşı olan Mustafa Behçet Efendi'nin gösterdiği luzum üzerine Ordunun sıhhı ihtiyaçları karşılamak için modern bir tıp okulu kurmaya  karar verdi. Nihayet 14 Mart 1827 yılında  Şehzade başındaki Tulumbacılar Konağının üst katında Tıphane; alt katında Cerrahhane açıldı. O tarihten itibaren modern Tıp Eğitimine başlandı;  Avrupadan Hekimlik ve Cerrahlık eğitimi görmüş hocaların burada görevlendirilmiş olması ve Tıp Mesleğinin diğer mesleklerden önce modern eğitime  başladığı tarih olan 14 Mart  'Tıp Bayramı ' olarak kutlanmaktadır.
İlk Tıp Bayramı 14 Mart 1919 da kutlanmış ve o tarihte İstanbul işgal altındayken; bu işgal harekatına  tepki vermek için bu yolu seçen ve işgali  kınayan öğrencilerin bu törenine Dr. Fevzi Paşa, Dr Besim Ömer Paşa; Dr  Ömer Akil Muhtar gibi dönemin ünlü hocaları katılmıştır. 1919 yılında tıbbıyelilerin yurt savunmasındaki hassasiyetini gösteren bu hareket; Türk Bilim Adamlarının; Tıp Bilimine yaptıkları katkılarının teşvik edildiği, buluş ve çalışmaların ödüllendirildiği; tıbbi hizmet verenlerin sorunlarının tartışıldığı birgün olarak her yıl 1976 dan bu yana 14 Mart tıp Bayramı kutlanarak gelmiştir.
Tıp Eğitimi 6 yıl gibi uzun bir zamanı kapsamakta; Uzmanlık veya Meslek ihtisas Eğitimini kazananlar Fakülte Araştırma ve Uygulama Hastanelerinde veya Sağlık Bakanlığına ait İhtisas Hastanelerinde  eğitimlerini alanına göre değişmek üzere ortalama 4 yıl devam etmektedirler. Dolasıyla uzmanlık Eğitimi ile birlikte uzman olanlar toplam 10 yıllık bir eğitim görmekteler. Bu arada diş hekimleri de Diş Hekimliği Fakültelerinde 5 yıl eğitim gördükten sonra diş hekimi oluyorlar. Ayrıca Diş Hekimliği Fakültelerinde Öğretim Üyeliği kadrolarına atananlar;  ilgili alanda doktora eğitimini tamamlayıp akademik kadrolarda görevlerine öğretim üyesi olarak devam ediyorlar.  
Şu anda Sağlık Bakanlığının uygulamaya koymayı  planladığı bir iş var. Buda Tam Teşekküllü hastaneleri bir merkeze toplamak ve oradan her türlü vakaya  müdahale etme düşüncesidir. Bu görevi Üniversite Araştırma ve Uygulama;  sağlık Bakanlığının ihtisas ve diğer merkezi konumdaki hastaneleri sağlıyor veya sağlıyabilir. İldeki veya Bölgedeki  önemli hastaneleri bir  merkeze taşımak yerinden yönetim olgusuna tam anlamıyla terstir.. Çünkü yaralanmalarda, kazalarda, aciliyat gerektiren doğum ve bunun gibi vakalarda yakın hastanelerin olması(İlçe hastaneleri gibi);  büyük ölçüde sorunu çözer;  daha sonraki aşamada ileri tetkik ve araştırma gereken hastalarda uygun merkeze sevklendirilerek; hastanın tercihi ile birlikte çözüm oluşturulabilir.
Mesleklerini üstün özveriyle sürdüren tüm doktorlarımızın 14 Mart  Bayramını kutlar; iş yaşamında kolaylıklar dilerim.

Tıp alanında; tarih kronolojisi içinde birçok buluş ve gelişmeyi kaydedememişiz, daha sonraki yıllarda bu buluş ve teorileri yabancı buluşlarıymış gibi kabul etmişiz.  Çiçek aşısının uygulamalı olarak yapılması; yoğurt bakterilerinin üretilmesi gibi Tıp literaturunda buluşlar bunlara örnektir.Bu buluşlardan biride Asya Türklerinden büyük Türk Hekimi İbni Sina( 980 -1038)  birçok tıp öğrencisi  yetiştirmiş; sağlıkla ilgili tedavi edici bilgiler ve konuyla ilgili detayı veren El - Kanun Fıt-Tıb, Kitabü'l Necit  Kitabüs, şifa gibi eserler  vermiştir.

Selçuklular devrinde İI  Kılıçarslan'ın kızı Gevher Nesibe Sultan'ın adını taşıyan,  Gevher Nesibe Tıp Sitesinin  1206 yılında kurulduğunu ve burada çeşitli hastalıklara çareler bulduğunu ve hekimlerin yetiştiği  biliniyor.1827 yılında Osmanlı Padişahı  2 ci Mahmut Yeniçeri ocağını kaldırıp Nizamicedit adında yeni bir ordu kurduğunda; devrin hekimbaşı olan Mustafa Behçet Efendi'nin gösterdiği luzum üzerine Ordunun sıhhı ihtiyaçları karşılamak için modern bir tıp okulu kurmaya  karar verdi. Nihayet 14 Mart 1827 yılında  Şehzade başındaki Tulumbacılar Konağının üst katında Tıphane; alt katında Cerrahhane açıldı.

O tarihten itibaren modern Tıp Eğitimine başlandı;  Avrupadan Hekimlik ve Cerrahlık eğitimi görmüş hocaların burada görevlendirilmiş olması ve Tıp Mesleğinin diğer mesleklerden önce modern eğitime  başladığı tarih olan 14 Mart  'Tıp Bayramı ' olarak kutlanmaktadır.İlk Tıp Bayramı 14 Mart 1919 da kutlanmış ve o tarihte İstanbul işgal altındayken; bu işgal harekatına  tepki vermek için bu yolu seçen ve işgali  kınayan öğrencilerin bu törenine Dr. Fevzi Paşa, Dr Besim Ömer Paşa; Dr  Ömer Akil Muhtar gibi dönemin ünlü hocaları katılmıştır. 1919 yılında tıbbıyelilerin yurt savunmasındaki hassasiyetini gösteren bu hareket; Türk Bilim Adamlarının; Tıp Bilimine yaptıkları katkılarının teşvik edildiği, buluş ve çalışmaların ödüllendirildiği; tıbbi hizmet verenlerin sorunlarının tartışıldığı birgün olarak her yıl 1976 dan bu yana 14 Mart tıp Bayramı kutlanarak gelmiştir.Tıp Eğitimi 6 yıl gibi uzun bir zamanı kapsamakta; Uzmanlık veya Meslek ihtisas Eğitimini kazananlar Fakülte Araştırma ve Uygulama Hastanelerinde veya Sağlık Bakanlığına ait İhtisas Hastanelerinde  eğitimlerini alanına göre değişmek üzere ortalama 4 yıl devam etmektedirler. Dolasıyla uzmanlık Eğitimi ile birlikte uzman olanlar toplam 10 yıllık bir eğitim görmekteler.

Bu arada diş hekimleri de Diş Hekimliği Fakültelerinde 5 yıl eğitim gördükten sonra diş hekimi oluyorlar. Ayrıca Diş Hekimliği Fakültelerinde Öğretim Üyeliği kadrolarına atananlar;  ilgili alanda doktora eğitimini tamamlayıp akademik kadrolarda görevlerine öğretim üyesi olarak devam ediyorlar.  Şu anda Sağlık Bakanlığının uygulamaya koymayı  planladığı bir iş var. Buda Tam Teşekküllü hastaneleri bir merkeze toplamak ve oradan her türlü vakaya  müdahale etme düşüncesidir. Bu görevi Üniversite Araştırma ve Uygulama;  sağlık Bakanlığının ihtisas ve diğer merkezi konumdaki hastaneleri sağlıyor veya sağlıyabilir. İldeki veya Bölgedeki  önemli hastaneleri bir  merkeze taşımak yerinden yönetim olgusuna tam anlamıyla terstir..

Çünkü yaralanmalarda, kazalarda, aciliyat gerektiren doğum ve bunun gibi vakalarda yakın hastanelerin olması(İlçe hastaneleri gibi);  büyük ölçüde sorunu çözer;  daha sonraki aşamada ileri tetkik ve araştırma gereken hastalarda uygun merkeze sevklendirilerek; hastanın tercihi ile birlikte çözüm oluşturulabilir.Mesleklerini üstün özveriyle sürdüren tüm doktorlarımızın 14 Mart  Bayramını kutlar; iş yaşamında kolaylıklar dilerim.