Benim yaşım Rado Dursun’un efsane olma yolunda yeşil sahalarda ya da o zamanlar toprak zeminde futbol oynamasına şahit olmadı ancak onunla ilgili anılar, hikayeler var. Futbol oynadığı dönemle ilgili ‘Benim adım Rado Dursun, Allah’ını seven kırktan vursun’ dediğine şahit olan da var Rado Dursun’u gören 40 metreden şut çekermiş diyen de, kötü kaleci olduğunu söyleyen de. İsterse dünyanın en kötü kalecisi olsun. Baba lakabını, efsane lakabını fazlasıyla haketti. Var olsun.
Gerçek efsane saha dışında kendisine yakışanı yaparken, taraftarlar halen gerçek Orduspor’u ayakta tutmaya çalışıyor. Türk Futbolunun kanayan yarası olan mali düzensizlik sonrasında birçok kulüp borç batağına düşerken, BAL’a kadar gerileyen Orduspor için kendi şehrinde karalama, kapatmaya yöneltme çabaları ise bitmiyor. Ordu’daki spor adamları, televizyon kanallarındaki spor programları, siyasi isimler vs. Orduspor’u kapatma çabanız bir bitmedi !
Son günlerde şu algıyla da gerçek Orduspor’un üzerine toprak atma işi devam ediyor. Ordu şehri Yeni Orduspor’u benimsedi ! Kim neyi nasıl benimsedi. Sen herkes için istediği şartları verdin mi ? Ordu şehrine, Ordu’daki futbol kitlesine iki takımı benimsetme şansı verdin mi ? 10 maç üst üste yenilmeyi bırakın, Orduspor lig farketmeksizin 4 maç kazansın siz o zaman görün benimsemek nasıl olurmuş.
Yeni Orduspor maçında tribünleri dolduran izleyici kitlesini bir de şu açıdan incelemek isterim. Çoğu hizmete aç (!), güzel oyuna aç kitle. Hafta sonu televizyon karşısında Beşiktaş, Galatasaray, Fenerbahçe ya da Trabzonspor maçlarında stadyumdakinden daha çok heyecanlanan o kitlenin kötü skora tahammülü olmaz. Ne çabuk unutuldu 5.haftada kaleciyle tartışmalar, teknik direktöre futbolcuya edilen küfürler !
Son sözüm de Altınordu Belediyesi’ne. Umarım Divan Kurulu Başkanı Hasan Vayni’nin görüşmelerimiz olumlu geçiyor sözü sonuca bağlanır. Yoksa tarih kitapları sizi de yazacak. Zaten o kitaplarda yazılı olanlar iki hafta bir protokolde maç izlemiyor mu ?
