Ordu’nun hem aşılamada hem de vaka artışında Türkiye’de ilk sırada yer alması vatandaşların kafasında soru işareti oluşturdu. Ortaya çıkan tablo karşısında vatandaşlar aşı acaba işe yaramıyor mu diye sorarken, konunun uzmanı Ordu Üniversitesi Eğitim Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Celali Kurt merak edilenleri açıkladı.

Ordu Üniversitesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğretim Üyesi Celali Kurt, bu çelişkinin sebebini açıklayabilmek için işin içinde birçok faktörün olduğunu bilmek gerektiğini ifade etti.

Toplumsal hareketlilik vaka sayısını arttırdı!

Ordu’nun aşılamada birinci sırada olmasının hem avantajını hem de dezavantajını yaşadığını ifade eden Celali Kurt; “Dezavantajı ne diye soracak olursanız, insanların 2 doz aşıyı olduktan sonra bir özgüvenle bütün tedbirleri bırakması. Toplumsal hareketliliğin çok artması, kapalı mekanlarda sürekli bir araya gelinmesi, nasıl olsa aşı oranımız yüksek diye bunda bir mahsur görülmemesi. Bu konuda biz aşının bir dezavantajını yaşamaktayız.” Dedi.

Aşının avantajını da açıklayan Kurt, şöyle devam etti: “Bu kadar vaka sayısına rağmen hasta oranlarımız, yoğun bakıma yatırmamız gereken hasta oranlarında bir artış olmadı.  Eğer aşılar olmamış olsaydı şuanda muhtemelen 10 kat daha fazla vaka ile karşılaşmış olacaktık ve hastanelerde yoğun bakımlarda belki de yer olmayacaktı. Geçen seneki kovit vakalarının ve yatak sayılarının çok çok altındayız. Şuanda ağır bir vaka ile karşılaşmak zorunda kalmıyoruz. Bunlar aşının avantajı.”

Çıkış yolu aşılama ve tedbir!

Bu virüsün bulaşmasındaki en büyük etkenin kapalı ortamlardaki buluşmalar olduğuna değinen Kurt; “Tedbirlere yönelik hiçbir uygulamamız neredeyse kalmadı. Düğünler, cenazeler, buluşmalar, yemekler son hız devam ediyor. Neden, aşılıyız diye. Yüzde 85 olan aşılamadaki bu yüksek oranın 18 yaş üstünü kapsadığını unutmamak lazım. 18 yaşı da dahil ettiğimiz zaman bu oran düşecek. Artı çift doz aşılama oranı ama biliyoruz ki çift doz ve inaktif aşılama yeterli değil antikor düzeyi ve koruyuculuk oranı azaldığı için. Mutlaka inaktif aşıda 3. doz yapılması gerekiyor. Onu da hesaba kattığımız zaman bu oran daha da düşecek. Tüm şartlar optimum olsa bile her aşının bir koruyuculuk seviyesi var ki kovit aşılarında da ortalama yüzde 75 oranında bir koruyuculuk var. O zaman ne oluyor Ordu ilindeki toplumsal bağışıklığımız yüzde 50’nin altına düşüyor. Bizim hedefimiz ise bu salgını bitirmek için toplumsal bağışıklığı yüzde 60- 65 oranına getirmek. Bu çelişkiden çıkmamızın yolu; bir aşı ile beraber tedbirlerin unutulmadan devam etmesini sağlamak ve aşıyı terk etmek yerine tam tersi aşılama oranını arttırmak. Eğer bunları yaparsak, o zaman vaka sayılarında inanılmaz düşüşler göreceğimize çok eminim.” diye konuştu. Özel Haber/Kerim Gültaş / Ordu Yorum

Editör: Haber Merkezi