Gizem Gönültaş 25 yaşında, Beşiktaş’ın en tecrübeli futbolcularından birisi. Ailesi futbolcu olmasını desteklediği için ne kadar şanslı olduğunun farkında. O da bu şansını iyi kullanmış ve milli takıma kadar yükselme başarısını göstermiş. Mütevazılığının yanı sıra Fair-Play ruhunu geçtiğimiz günlerde AmatörLig.net tarafından ‘Centilmenlik Ödülünü’ alarak kanıtladı.

A Milli Kadın Futbol Takımı’nda 50 defa forma giyen ve Beşiktaş Kadın Futbol Takımı’nın kaptanlığını yapan Gizem Gönültaş ile röportaj yapmak için talepte bulunduğumda sağ olsun beni kırmadı. Beşiktaş camiasının da röportaj için izin vermesinin ardından, Gizem ile Kadın Futbolu hakkında çok önemli konuları konuştuk.

    •  İlk olarak Gizem Gönültaş kimdir ? Bize kendini ve futbola başlama hikayeni kısaca anlatır mısın ?

 

13 Temmuz 1993 yılında Ordu’da doğdum. Annem emekli babam 12 sene önce vefat etti. 3 kardeşiz, bir abim bir de kız kardeşim var. Kız kardeşim de benim gibi futbolcu ve Ünye Gücü Futbol Kulubü’nde oynuyor. Üniversiteye kadar olan eğitimimi Ordu’da tamamladım. Üniversite eğitimim için İstanbul’a geldim. Marmara Üniversitesi spor bilimleri fakültesi’nde beden eğitimi ve spor öğretmenliği bölümünden mezun oldum. Şuan İstanbul’da bir lisede öğretmenlik yapıyorum. Futbola başlama hikayeme gelince de 8-9 aylıkken bir kırmızı topum varmış ve onun peşinde koşuyormuşum. Annem anlatıyordu bu kız ilerde sporcu olur demişler de hangi branş olacağını tahmin edemediler. Büyüdükçe özellikle futbola olan merakım daha çok arttı. İlkokul ortaokul da okul takımlarında hentbol ve basketbol oynuyordum sporla iç içe büyüdüm biraz. Okulumu değiştirdikten sonra yeni okulumda beden eğitimi derslerinde sürekli futbol maçı yapıyordum. Sonra bir gün beden eğitimi hocamız Adnan Serin okullar arası kız futbol turnuvasına katılacağımızı ve benim takım kaptanlığını yapacağımı söyledi. Sınıfları gezerek futbol oynamak isteyen kızların adlarını yaz diye beni görevlendirmişti. O turnuvada Ordu’da 1. olmustuk. Sonra okula Özcan Hoca (Türkmen) geldi. 

Adnan hocayla konuşuyorlardı. Orduda Soyaspor adı altında bayan futbol kulübü kurmak istediklerini beni de o takıma almak istediklerini söylemisti. Futbolu çok sevdiğim için kabul ettim. Ailem de hiçbir zaman karşı çıkmadı. Okulun spor salonunda çalışmalara başladık. Özcan Hoca bize futboldaki teknikleri en ince ayrıntısına kadar gösteriyordu. Şu an iyi şut çekebiliyorsam Özcan Hoca’nın sayesindedir. Soyaspor o dönem belli nedenlerden dolayı Bayan branşını kapatmıştı ve Orduspor’a geçtik. 1 sene Orduspor’da oynadım. Sonra 1 sene İstanbul Çamlıcaspor, 1.5 sene de Adana İdman Yurdu’nda oynadım ve Beşiktaş’a transfer oldu. 3.5 senedir de Beşiktaş formasını terletiyorum.

 

    • Ordu’da başladığın kariyerinde iyi şeyler başardın ve çeşitli takımların ardından Beşiktaş’a transfer olarak kaptanlığa kadar yükseldin. Beşiktaş’a ilk transfer olduğun zaman ile şimdi arasında nasıl bir gelişme kaybettiğini düşünüyorsun ?

Beşiktaş gibi büyük bir Kulüpten teklif almak, bu büyük camianın formasını giymek herkese nasip olmaz. Şanşlıyım ki bu bana nasip oldu. Beşiktaş’a geldikten sonra gerek futbol adına gerekse kariyerim adına bambaşka bir dönem doğdu benim için. Bundan önce top nasıl oynanır onu biliyordum ama Beşiktaş’a gelince futbol oynamakla birlikte bakış açımda değişti. Çünkü daha önce hep sağ- sol kanat oynuyordum. Beşiktaş’a gelmemle Mutlucan hoca ortasaha oynayacaksın dedi. Ortasaha oynamak gerçekten zor iş, belli bir alanda her yere basmak zorunda kalabiliyorsunuz. Oyunun yönlendirilmesi de sizin elinizde. Daha önce oynamadığım bi mevkiydi. Hoca da bana destek çıktı ve o bölgeyle alakalı çalısmalara yaparak gelişmeme yardımcı oldu. Toplara iyi vuruyorddum ama maçlarda kolay kolay şut cekmiyordum. Mutlucan hoca da kota koyuyordu maçta şu kadar  şut çekeceksin diye.  Onun yardımıyla uzaktan çok fazla golüm oldu. Takıma geldiğim zaman aralarındaki en büyüklerdendim, yaş ortalaması küçük bir takım olduğu için tecrübem diğer oyunculara göre fazlaydı. Hocamız kaptanlığı bana verdi. Beşiktaş’ta futbol anlamında bambaşka bir dönem yaşıyorum.

 

    • Milli takım kariyerin nasıl başladı? Kaç defa Milli Takım forması giydin ?

Soyaspor olarak ilk defa Yıldız takım maçları için Ankara’ya gitmistik. Orada katıldığımz maçlardan sonra Milli Takımdan izlemeye gelen hocalar beni beğenmiş. Yani futbola başladığım kulübüm Soyaspor’da futbol oynadığım dönemde Milli Takım’a seçildim. 50 defa Milli formayı giyme şerefine ulaşmak nasip oldu. Son 1.5 senedir sakatlıklardan dolayı aday kadrodan çıkartılmak durumunda kaldım. Her zaman işler iyi gitmiyor tabiki. Yeniden toparlanıp form tutmak bizim elimizde.

  • “Gizem Hanım ne iş yapıyorsunuz?” “Futbolcuyum”, diyaloğunda insanların tepkisi ne oluyor?

Hem futbol oynuyorum hem de öğretmenlik yapıyorum. Yaşadığım tecrübelerden şunu anladım ki Kadın Futbolcu Türkiye’de meslek olarak görülmüyor. kadın futbolu getirisi yok, o yüzden ekstra bir mesleğimizin olması lazım. Genelde saşırıyorlar ilk tepkileri o oluyor, sonra Beşiktaş’ta oynuyorum değince maddi boyutunu soruyorlar (Gülüyor <div class= Editör: Haber Merkezi